Haber Merkezi
Anayasa Mahkemesi (AYM), 702 sayılı Nükleer Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin tümünün anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verdi.
AYM, nükleer enerji ve iyonlaştırıcı radyasyon faaliyetlerine ilişkin konular ile bu alanda yetkili bir kurum kurulmasının, Anayasa`da yapılan değişikliklere uyum sağlamak amacı kapsamında olmadığı dolayısıyla dava konusu KHK kurallarının KHK çıkarma yetkisi amaç ve kapsamı içinde değerlendirilemeyeceğini vurguladı
“ANAYASAYA AYKIRI”
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) yönetim kurulu, yazılı bira açıklama yaparak, “Nükleer Düzenleme Kurumu kapatılsın!” çağrısında bulundu.
Açıklamada, “Mahkeme, KHK’nın tümünün ve 7164 sayılı Kanunla değiştirilen ve eklenen kurallarının iptal edilmesi nedeniyle doğacak hukuksal boşluğun kamu yararını ihlâl edecek nitelikte görüldüğü gerekçesiyle, iptal hükümlerinin kararın Resmî Gazete`de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir.
AYM kararıyla nükleer santral gibi çevre ve insan sağlığını doğrudan etkileyen konularda Cumhurbaşkanı KHK’ları ile tek elden her türlü kararın verilmesinin anayasaya aykırılığı vurgulanmıştır.
“NÜKLEER MEVZUATIMIZ YAP-BOZ TAHTASI”
Bilindiği üzere 24 Haziran 2018 seçimlerinden hemen sonra, 9 Temmuz 2018 tarihinde, ülke tarihimizin en derin döviz kuru-faiz-enflasyon sarmalı içerisinde boğuşurken, Nükleer Düzenleme Kurumu (NDK) KHK`sı, Cumhurbaşkanlığı yemin töreninden önce ilk çıkartılan KHK`lar arasında yer almıştı. Bu düzenleme ile nükleer enerji gibi son derece riskli ve hayati bir konu, kamu denetimi ortadan kaldırılarak tamamen ticari bir konu haline getirilmiş, ayrıca enerji üretim amaçlı radyoaktif atıklardan kWh başına 0,15 cent bedelin NDK adına kesilerek bir fon oluşturulması ile yeni bir kamusal para havuzu oluşturulmuştu.
NDK düzenlemesi, nükleer enerjiyi sadece ticari bir mesele olarak görmektedir. Ortalama 4500 MW kurulu gücündeki bir nükleer santralın elektrik üretiminden bu fona yılda yaklaşık 50 milyon dolar para aktarılacaktır. İşsizlik fonunun amacı dışında talan edilmesi yakın zamanda yaşanmış bir örnektir. Bu fonun da nükleer atık bertarafı yerine başka amaçlar için kullanılması olasıdır.
NDK kurulurken eksik bırakıldığı düşünülen konular 6 ay sonra torba kanun usulü ile değişiklik yapılarak düzeltilmeye çalışmıştı. 7 Aralık 2018 tarihinde NDK görev ve teşkilat yapısında değişiklik içeren 5 madde, AKP döneminin karakteristik yasa yapma usulü olan ve içerisinde birbirinden farklı 12 kanunun yüzlerce maddesinin yer aldığı torba yasa (Maden Kanunu ve Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun) içerisinde TBMM Genel Kuruluna getirilmişti.
Nükleer enerji gibi milyonda bir risk analizlerinin bile defalarca akademik düzeyde bilimsel yöntemlerle değerlendirmesi gereken bir konu, ciddiyetten uzak ve emir komuta anlayışı içerisinde; TBMM Genel Kurulu`nda 600 milletvekilinin 250`sinin katıldığı ve toplam 20 dakika süren bir oylama ile 36 ret oyuna karşılık kabul edilmişti.
İşin daha da vahim tarafı NDK tasarısı TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmeden önce NDK üyelerinin yemin ederek göreve başlamaları TBMM`nin işlevinin, saygınlığının hiçe sayılması olmuştu. AYM’nin iptal kararı bu anlamda TBMM’nin saygınlığının hatırlatılması bakımından da önemlidir.
“NDK KAPATILSIN, NÜKLEER SANTRAL PROJELERİ DERHAL DURDURULSUN”
Mersin’de yapılan Akkuyu Nükleer Güç Santralı inşaatı, kamuoyundaki büyük tepki ve temelde çatlaklar oluştuğuna yönelik haberlerle toplumda oluşan endişe ve kuşkulara rağmen ısrarla sürdürülmektedir. AYM kararı santralın üçüncü ünitesi için bugün gerçekleştirilecek temel atma töreninin hemen öncesine denk gelmiştir.
AYM kararı ile birlikte, bilim insanlarının uyarıları ve kamuoyunun görüşü dikkate alınarak nükleer santral projeleri iptal edilmelidir.
Ayrıca AYM kararının Resmi Gazete`de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesi öngörülmüş olup, bu süre çok fazladır; NDK bir an önce kapatılmalıdır.
Toplumun genelini ilgilendiren, gelecek kuşakları riske sokan nükleer santral gibi projeler ve tüm yasal düzenlemeler TBMM`deki salt çoğunluk anlayışı ile, asgari demokratik yönetim ilkeleri, saydamlık, açıklık, katılımcılık ve hesap verebilirlik değerleri göz ardı edilerek belirlenemez.
TBMM’de halkın katılımına, izlemesine açık bir Nükleer Enerji Komisyonu kurularak, şeffaf bir yönetim anlayışı hayata geçirilmelidir” denildi.