“İNSANCA YAŞAM İÇİN EK ZAM İSTİYORUZ”


 

Ülkenin büyüme rekorları kırdığını söyleyip övünen hükümete kamu emekçilerinden insanca yaşam için ek zam çağrısı geldi.

EZGİ GÜLCEMAL

 

KESK Şubeler Platformu, “Artık yeter insanca yaşamaya yetecek maaş için ek zam istiyoruz” başlığıyla basın açıklaması yaparak iktidara seslendi

Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) Mersin Şubesi’nde yapılan açıklamayı, sendika Mersin Şube Eş Başkanı Özge Göncü, yıllardır yaşanan her krizin faturasının emekçilere çıkarıldığını söyleyerek, “Ülkeyi yönetenler ‘büyümede rekor kırdık’ dediler. Ama ‘büyüyen Türkiye’den’ bizim payımıza hep sahte enflasyon rakamlarına göre belirlenen maaş zamları, daha adaletsiz hale getirilen vergiler ve gittikçe güvencesiz hale getirilen bir çalışma yaşamı düştü” dedi.

 

“EMEKÇİNİN CEBİNDEKİLER SERMAYEYE AKTARILDI”

Her haklarını istediklerinde, “Kriz var, aynı gemideyiz, batarsak hep beraber batarız” yanıtı aldıklarını söyleyen Göncü, “Ama bize hep o geminin kazan dairesi reva görüldü” diyen Göncü, “Bir avuç mutlu azınlık ise bizim alın terimizle, emeğimizle su yüzünde tuttuğumuz geminin lüks kamaralarında keyif çatmaya devam etti. Bizim cebimizden alınanlar; teşvik, vergi affı, vergi yapılandırması olarak sermayeye, patronlara araç, yolcu, hasta garantisi olarak köprü, otoyol, hava limanı ve şehir hastanelerinin müteahhitlerine akıtıldı.

 

“TOPLU SÖZLEŞME DEĞİL, SATIŞ SÖZLEŞMESİ”

Yıllardır çarşıda, pazarda yaşadığımız enflasyon ile uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmadığını çocukların dahi bildiği pinpon topu fiyatı üzerinden hesaplanan resmi enflasyon sanki gerçek enflasyonmuş gibi gösterildi. Maaş artışlarımız bu sahte rakamların temel alındığı enflasyon hedeflerine göre belirlendi. Kendine ‘yetkili sendika’, ‘yetkili konfederasyon’ diyenler oturdukları masalarda sahte enflasyon rakamlarının yarım puan üstündeki mutabakatların altına imza attı. Hükümetin teklif ettiği rakamların daha altına bile imza attıkları oldu. Üstelik sözleşmeli-güvencesiz çalışanların kadroya alınması, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması, gelir vergisi ve ek gösterge adaletsizliğinin giderilmesi başta olmak üzere yıllardır biriken sorunlarımızı çözmeyen mutabakatları ‘tarihi başarı’ diye yutturmaya çalıştılar. Sıkıştıklarında danışıklı dövüş oyunları ile topu hakeme attılar. Utanmadan sıkılmadan üyelerinden beş, altı kat fazla maaş almayı sürdürdüler. Bizim taleplerimizi savunmak, sorunlarımızı çözmek yerine son model makam arabaları ile her protokolde boy göstermeye devam ettiler. Bizler ise onların altına imza koyduğu ‘satış sözleşmelerinin’ bedelini daha fazla yoksullaşarak, daha fazla güvencesizleşerek ödemeye devam ediyoruz” diye konuştu.

 

“EKONOMİK ENKAZ İŞÇİNİN OMUZLARINA YÜKLENİYOR”

Tüm bunlar yetmezmiş gibi, şimdi de salgın ile birleşen ekonomik krizin enkazının yine emekçilerin omuzlarımıza yıkılmak istendiğini bildiren Özge Göncü, salgına ayrılan kaynaklar nedeniyle işçilere, emekçilere, esnafa, çiftçiye verecek bir şey kalmadığının söylendiğini kaydetti.

“Oysa devletin resmi rakamlar Türkiye’nin Covid-19 ile mücadelede vatandaşlarına en az nakit destek veren ülke olduğunu gösteriyor” diyen Göncü, “Salgın nedeni ile toplam 52,7 milyar TL kullanıldığını, bunun 44,2 milyarının İşsizlik Fonundan, 2,1 milyarının bağış kampanyalarından karşılandığını, hazineden aktarılanın ise sadece 6,4 milyar TL’de kaldığını, devletin resmi rakamları söylüyor.

 

“GIDIM GIDIM VERİLEN DESTEKLER ÇOK GÖRÜLÜYOR”

Şimdi yıllardır bizim vergilerimizden, hazineden bir avuç mutlu azınlığa aktarılan yüzlerce milyar görmezden geliniyor. Buna karşılık salgına, sağlık harcamaları dahil gelirin sadece yüzde birinin ayrılması büyük bir ‘maliyet’ gibi gösteriliyor.

Sokağa çıkma yasaklarının olduğu günlerde bile otoyol, köprü, tünel, hava limanı müteahhitlerine hazineden on milyarlarca aktarılması görmezden geliniyor. Ama salgından en çok etkilenen dar gelirlilerin, ücretsiz izne çıkarılan, kısa çalışma ödeneğine mahkum bırakılan işçilerin, kepenk kapatmak zorunda bırakılan küçük esnafın sınırlı bir kesimine, onlarca şarta bağlanarak, gıdım gıdım verilen 6,4 milyar çok görülüyor.

 

“MAAŞLARIMIZ MUM GİBİ ERİDİ”

Her ekonomik sarsıntıda, her krizde sıkılan kemerler hep bizim kemerlerimiz oldu.

Her acı reçete bize yazıldı. İğneden ipliğe zam yağmurunun devam ettiği salgın koşullarında giderlerimiz daha da arttı. Maaşlarımız mum gibi eridi.

Bugün resmi enflasyon yıllık yüzde 15,61 olarak gözüküyor ancak bağımsız iktisatçıların yaptığı araştırmalar yaşanan gerçek enflasyonun bu rakamın en az iki buçuk katı olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye İstatistik Kurumunun başkanının sürekli değiştirilmesi mızrağın çuvala sığmadığının en büyük göstergesidir.

 

“YÜZDE 3 MAAŞ ZAMMI İLE YETİNMEYİ BEKLEMEYE HAKKINIZ YOK”

Bugün açlık sınırı 2800TL’yi, yoksulluk sınırı 9000 TL’yi aşmıştır. Sadece 2020 Ocak- 2021 Ocak dönemini kapsayan bir yıl içinde dört kişilik ailenin yoksulluk sınırı 1.450 TL arttı. Ama aynı dönemde bizim maaşlarımızda yaşanan ortalama artış sadece 464 TL’de kaldı. Ortalama kamu emekçisi maaşı ile alınan çeyrek altın sayısı 2 adet gram altın ise 3,5 adet azaldı. Tüm bunlara rağmen hiç kimsenin bizim yüzde 3 maaş zammı ile yetinmemizi beklemeye hakkı yoktur. İnsanca yaşamaya yetecek bir maaş hepimizin hakkıdır.

Bunun için; sadece geçtiğimiz yılın kayıplarını telefi etmek için maaşlarımızın 2021 yılının başından itibaren geçerli olmak üzere seyyanen 1000 TL arttırılmasını, çoktan iflas eden mevcut sisteme son verilerek evrensel sendikal hak ve özgürlüklere uyumlu grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu pazarlık masasının bir an önce kurulmasını, en düşük kamu emekçisi maaşının; kira, yakacak, ulaşım gibi sosyal ödemelerle yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasını, tüm yükün emekçilerin üzerine yıkıldığı vergi adaletsizliğine son verilmesini, bunu için kar, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıkların kaldırılmasını, belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınmasını, birinci vergi diliminin yüzde 15’ten yüzde 10’a düşürülerek yoksulluk sınırına kadar olan maaşlardan yapılan kesintinin birinci vergi diliminde sabitlenmesini, istiyoruz.

Hangi sendikaya üye olursa olsun, ya da bir sendikaya üye olmasın, tüm kamu emekçilerini insanca yaşamaya yetecek bir maaş talebine sahip çıkmaya, hayat pahalılığına, adaletsiz vergi sistemine karşı emeğin haklarını korumak için birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz” diye konuştu.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA