Haber Merkezi
Ünlü araştırma kuruluşu Deloitte’un Avrupa nükleer endüstrisi üzerine yaptığı bir çalışmaya göre, nükleer enerji, üretilen her terawatt saat (TWh) elektrik başına diğer temiz enerji kaynaklarından daha fazla iş sağlıyor. Rapora göre, nükleer sanayi Avrupa Birliğinde (AB) 1,1 milyondan fazla istihdam sağlıyor. Kurulu nükleer kapasitenin her bir Gigawattı, nükleer ve ilgili ekonomik sektörlerdeki yıllık yatırımlarda 9,3 milyar Euroluk bir katkı yapıyor ve yaklaşık 10 bin kişiye kalıcı istihdam sağlıyor. Nükleer endüstriye yapılan her 1 Euroluk yatırım GSYİH'ya dolaylı olarak 4 Euroluk katkı sağlıyor. Nükleer endüstrideki her bir istihdam ise AB’de ortalama 3,2 istihdam oluşturuyor.
ARAŞTIRMAYI LEHİNE ÇEVİRDİ
Araştırmayı lehine kullanmak isteyen Mersin’de inşa edilen Akkuyu Nükleer Güç Santrali yönetimi, projeyi istihdam ile savundu.
“Rusya Federasyonu ile Türkiye arasında gerçekleşen en büyük proje olarak tarihe geçen Akkuyu NGS projesi de sahada inşaat çalışmaları yapan ve yüzde 80’ini Türklerin oluşturduğu 8 bin kişi ile ülkenin en büyük istihdam projesine dönüşmüş durumda” denilen açıklamada, “Akkuyu’nun bölgede şimdiden oluşturduğu ekonomik ve sosyal canlılık ise Deloitte’ın araştırmasını teyit eder gözüküyor” vurgusu öne çıktı.
TÜM DÜNYADA DA YAKINDAN TAKİP EDİLİYOR
Açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi; “İlk reaktörünün temeli Nisan 2018'de, ikinci reaktörünün temeli Nisan 2020'de atılan ve üçüncü reaktöründeki çalışmaların da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin'in video konferans katılımıyla gerçekleştirilen törenle başladığı projedeki gelişmeler, Türkiye’nin yanı sıra tüm dünyada da yakından takip ediliyor. Projenin sadece üreteceği elektrikle değil, ekonomiye, istihdama, iklim değişikliği mücadelesine ve nükleer teknolojilerin gelişimine yapacağı katkılara dikkat çekiliyor. Üçüncü ünitenin temel atma töreninin ardından çok sayıda uzman, TV yayınları ve çeşitli platformlarda yaptıkları açıklamalarla nükleer enerji yatırımının ekonomik, sosyal ve çevresel kazançlarının altını çizerek, Türkiye’nin enerji geleceği açısından da kritik bir role sahip olacağını dile getirdi".
UZMAN GÖRÜŞÜ ‘GÜZELLEMESİ’
Açıklamada stratejik bir adım olarak değerlendirilen Akkuyu projesi ile ilgili İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Nükleer Araştırmalar Anabilim Dalı Eski Başkanı Prof. Dr. Beril Tuğrul’un görüşlerine de yer verildi.
‘Temiz ve güvenli bir enerji kaynağı’ olarak tanımladığı nükleer enerjinin Türkiye için son derece önemli olduğunu söyleyen isimlerden biri olan Tuğrul’a göre, Akkuyu NGS, Türkiye’nin kalkınma hamleleri bakımından büyük değer taşıyor.
Tuğrul, “Nükleer santralde bir üniteden en yüksek gücü elde edebiliyoruz. Ayrıca bu kadar büyük gücü elde ederken herhangi bir sera gazı salınımı da söz konusu olmuyor. Bu bağlamda temiz enerji tanımına giriyor. Bununla birlikte her zaman emre amade olan bir santral, yani nükleer santrallerden zamandan bağımsız olarak her daim enerji üremek mümkün. Mevsimsel şartların değişimiyle herhangi bir güç değişimi söz konusu olmuyor ve her an emre amade olması nedeniyle baz yük santraller grubunda yer alıyor. Akkuyu NGS devreye girdikten itibaren güvenilir enerji temini için iyi bir seçenek oluşturacak. Böylece Türkiye’nin kalkınma hamleleri bağlamında ihtiyacı olan enerji ihtiyacını güvenilir ve sürdürülebilirlikle temin edebilecek santral tipi hayata geçirilmiş olacak” dedi.
“AKKUYU NGS İLE ÜRETİLECEK ELEKTRİK, 15 MİLYON NÜFUSLU BİR ŞEHRİN ELEKTRİĞİNİ KARŞILAYACAK”
Akkuyu NGS’nin 3’üncü ünite temel atma törenine katılan ve yapılan çalışmaları yakından takip eden Mersin Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Enerji Teknolojileri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Gökhan Arslan da santralin Türkiye’ye ekonomik ve çevresel katkılarını şu sözlerle anlattı: “Yaptığımız hesaplamalar ile Akkuyu’nun yıllık bazda 35 milyon kilovatsaat elektrik üretimi sağlayacağını söyleyebiliriz. Bu da yıllık bazda toplam elektrik ihtiyacımızın bugünkü şartlarda yaklaşık yüzde 10’una tekabül etmekte. Türkiye, 20 yıllık süreç zarfında enerji ihtiyacını 2 katına çıkarmış bir ülkedir ve ilerleyen süreçte de bu enerji tüketimindeki artış hızı devam edecektir. Ülkemiz bunun yanı sıra, bugünkü şartlarda tükettiği enerjiyi yüzde 80 oranında fosil yakıtlardan temin etmektedir. Fosil yakıtların da 2 önemli etkisi var. Bunlardan birincisi dışa bağımlı olmamız, yani tamamen ithal olması. Bu, ekonomik anlamda ülkemiz açısından büyük bir sıkıntı oluşturmakta. Bir diğeri de çevresel etkileri. Küresel ısınmanın en önemli tetikleyicisi olan insan kaynaklı sera gazı salınımı, özellikle de karbondioksit salınım miktarları nedeniyle dünyada bundan sonra sürecin fosil yakıtlardan uzaklaşma yönünde işleyeceği tahmin edilmektedir. Akkuyu NGS ile üretilecek elektrik, 15 milyon nüfuslu bir şehrin elektriğini karşılayacak. Yani İstanbul’un yaklaşık yüzde 90-95 oranında elektrik ihtiyacını karşılayabilecek bir tesis olacak. Ekonomik anlamda bunu değerlendirecek olursak, bu elektriğin fosil yakıtlardan temin edilmesi, özellikle doğalgaz açısından konuşursak, yılda 7 milyar metreküplük bir doğalgaz tüketimi gerçekleşecektir. Bunun da tamamını yurt dışından ithal ettiğimizi düşünürseniz bugünkü kurla birlikte yaklaşık 15 milyar liralık bir maliyet oluşturmaktadır. Nükleer santralde ise özellikle yakıt açısından maliyetler çok çok daha düşüktür. Bu tür avantajlarından ötürü ülkemiz açısından önemli bir proje. Akkuyu projesi ile ilerleyen süreçte özellikle teknolojik gelişmişlik anlamında ülkemizde ciddi bir altyapı oluşuyor.”
“NÜKLEER TEKNOLOJİ ALANINDA UZMAN BİLİM İNSANLARININ YETİŞMESİ TÜRKİYE’YE BÜYÜK KATKI SAĞLAYACAK”
Akkuyu NGS projesi, Türkiye’nin nükleer teknolojiler konusunda yeni uzmanlar kazanmasına da katkıda bulunuyor. Türkiye ve Rusya arasındaki anlaşma kapsamında şu ana kadar 190 Türk mühendis Rusya’da nükleer üzerine aldığı eğitimi tamamlayarak yurda döndü. Akkuyu NGS projesinde çalışmaya başlayan Türk mühendislere önümüzdeki yıllarda yenileri de eklenecek. Projenin bu yönüyle de Türkiye için son derece önemli olduğuna dikkat çeken Ankara Üniversitesi Nükleer Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Niyazi Meriç, nükleer teknoloji alanında uzman bilim insanlarının yetişmesinin Türkiye’ye büyük katkı sağlayacağını söyledi. Meriç, Akkuyu NGS’nin varlığının Türkiye’de nükleer alanda çalışmak isteyen bilim insanları için son derece önemli olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Ben konuya eğitim açısından bakmak istiyorum. 1950’li yıllardan bu yana Türkiye yurt dışına; özellikle Amerika’ya nükleer konusunda doktora öğrencileri gönderdi ama bu öğrenciler Türkiye’ye döndüklerinde iş bulamayacaklarını düşünerek farklı alanlarda çalıştılar. Örneğin, medikal fizik alanlarında çalıştılar, bu cihazların geliştirilmesiyle uğraştılar. Akkuyu NGS kurulduğu zaman ben eminim bu konuda çalışmak isteyen bilim insanlarını yetiştirmek için üniversitelerde bölümler fazlalaşacak. Şu anda Türkiye’de bu konuda eğitim veren sadece 3 bölüm var ama nükleer reaktörü olan ülkelere baktığımız zaman en az 50 tane üniversitede bu konularda, yani nükleer üzerine çalışılmakta. Tabi üniversiteler çalışmayınca özel sektör de çok fazla ilgi duymuyor. Nükleer teknoloji, bizim yaşamımızın her alanında aşağı yukarı biz farkında olmasak da var. Bu teknolojinin gelişmesi için böyle bir nükleer santralin kurulmasının, Türkiye’de var olmasının eğitim alanında bu konuda çalışacak insanlara ışık tutacağına, cesaret vereceğine ve motive edeceğine inanıyorum.”