Mersin Üniversitesi, sağlık alanında yeni bir adım daha attı. Farklı hastalıkları ve ileri yaşı nedeniyle cerrahi işlemin çok yüksek risk içerdiği bir hastanın pankreasındaki kan şekerinin aşırı düşmesine yol açan iyi huylu tümöre endoskopik ultrasonografi yöntemiyle ulaşan gastroenteroloji uzmanları, oraya radyofrekans ablasyon işlemi uyguladı. Yüksek ısıyla tümörün dağlanması olarak açıklanan işlem, Türkiye’deki ender uygulamalardan biri oldu.
Birkaç gün önce gerçekleştirilen işlemin ardından hastanın tedavisine serviste devam edilirken, bu başarılı uygulamaya imza atan Prof. Dr. Engin Altıntaş ve Doç. Dr. Serkan Yaraş, İHA muhabirine gerçekleştirdikleri işlemle ilgili açıklama yaptı.
“BU İŞLEMLE ORADAKİ TÜMÖRÜ DAĞLADIK”
Yaklaşık 4 yıldır Prof. Dr. Engin Altıntaş ile birlikte endoskopik ultrasonografi yaptığını belirten Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serkan Yaraş, gerçekleştirdikleri işlemin bölgede çok fazla yapılmadığını söyledi. Daha çok tanısal amaçlı endoskopik ultrasonografi yaptıklarını dile getiren Doç. Dr. Yaraş, “Fakat bu hastada insülinom isimli iyi huylu, kan şekerinin aşırı düşmesine yol açan, insülin salgılayan bir tümörün cerrahi olarak kolay ulaşılamayan bir yerde olmasından dolayı endoskopik ultrasonografi yöntemiyle ulaştık ve oraya radyofrekans ablasyon isimli bir işlem uyguladık. Yani bu işlemle oradaki tümörü dağladık. Hastada önemli bir komplikasyon gelişmedi. Ne kadar cevap alabileceğimizi günler içinde öğreneceğiz” dedi.
Pankreasın, vücutta ulaşılması zor bir yerde, midenin arkasında bulunduğuna işaret eden Yaraş, “O açıdan endoskopik ultrasonografi dediğimiz içerden, yani endoskopla yapılan ultrasonografide çok daha yakından ulaşabiliyor. İleride muhtemelen pankreasla ilgili yapılacak girişimlerde de endoskopik ultrasonografinin rolü giderek artacaktır. Buna inanıyoruz” diye konuştu.
“İŞLEM OLDUKÇA BAŞARILI GEÇTİ”
Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Engin Altıntaş ise Doç. Dr. Yaraş ile uzun yıllardır endoskopik ultrasonografi üzerinde birlikte çalıştıklarını ve girişimsel işlemler yaptıklarını ifade etti. Bunlardan birinin de pankreas kitlelerinde radyofrekans ablasyon uygulaması olduğunu kaydeden Prof. Dr. Altıntaş, “Yaptığımız işlem endoskopik ultrasonografi yöntemi; yani hastanın iç organlarından bakarak pankreastaki kitlesine yönelik bir görüntüleme işlemi yaptık. İşlem oldukça başarılı geçti. Uygulanması teknik ekipmana ve deneyime sahipseniz kolay bir işlem. Tabi ki hem hasta için hem hekim için bir takım zorlukları var. Bir kere uygulama sayınızın fazla olması gerekiyor, girişimsel işlemlerinizin fazla olması gerekiyor. Aynı zamanda tanıyı düzgün koyup daha sonra tümör konseyinde karar alıyoruz. Ortak bir kararla biz bu işlemi uyguluyoruz” ifadelerini kullandı.
“ÇOK ŞÜKÜR, İŞLEM SIRASINDA BİR SIKINTIYLA KARŞILAŞMADIK”
Uygulamanın kendileri açısından çok kolay olduğunu vurgulayan Altıntaş, sonrası dönemde hasta için işlemle ilgili bir takım sıkıntılar olabildiğine dikkat çekerek, şöyle devam etti: “Bunlardan birisi, uğraştığımız organ pankreas çok nazik bir organ. Dolayısıyla yabancı bir cismi sokuyorsunuz, o bölgede bir uyarı neticesinde yangıya sebep olup, akut pankreatit dediğimiz ciddi bir olayın gelişmesine sebep olabilirsiniz. Geçtiğiniz bölgede kan damarları var, damarları yırtabilirsiniz; mideyi delip geçiyoruz, mide yırtılması olabilir. Çok şükür, geçmiş deneyimlerimiz neticesinde böyle bir sıkıntıyla karşılaşmadık.”
“HASTAMIZDA İŞLEMLE İLGİLİ HERHANGİ BİR KOMPLİKASYON YOK”
Hastanın tedavisinin serviste devam ettiğini belirten Altıntaş, “Şimdi hastada artık yapılan işlemin başarılı olup olmadığının kontrolündeyiz. Bu da birkaç gün içinde sonuçlanacak. Şu anda hastamızın durumu, işlemle ilgili herhangi bir komplikasyon yok. Artı genel insülin düzeyindeki düşme de gerçekleşmiş durumda. Semptomlardaki tam düzelmeyi de birkaç gün içinde bekliyoruz” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’DE BU YÖNTEMLE YAPILAN 35’İNCİBİZİM İÇİN İLK İŞLEM”
Pankreas kitlelerindeki radyofrekans ablasyon uygulamasının bölge için ilk vaka olduğunun altını çizen Prof. Dr. Altıntaş, “Türkiye’de ise bu yöntemle yapılan 35’inci vaka. Bizim en büyük sıkıntımız, bu tür teknik ekipmanlara ulaşmaktaki sıkıntımızdı. Tabi bunlar aynı zamanda maliyetli işlemlerdi. Çok şükür ki, bu sıkıntıları aştık. Bundan sonra farklı işlemler yapmayı da planlıyoruz. Tabi ki bunun için teknik donanımımızın olması gerekiyor. Bu konuda destek bekliyoruz. Bu desteği aldığımız zaman bizim hem Serkan hocayla hem diğer bize yardımcı olacak girişimsel radyoloji ve cerrahi ekibiyle yapamayacağımız bir işlemimiz yok. Artık kesinlikle tüm hastalarımız gönül rahatlığıyla bize gelebilirler” ifadelerini kullandı.
Altıntaş, hastanın mevcut diğer hastalıkları, yaş faktörü gibi çok ciddi etkenler ve yüksek riskin yanında genel anestezi ile ameliyatı kaldıramayacak olması nedeniyle bu işlemi yaptıklarını da belirterek, “Yoksa ameliyat olabilecek durumdaki bir hastaya bu işlem yapılmaz” dedi.(iha)