GİZEM EKİCİ

Mersin'de, Akdeniz Belediyesi Meclis toplantısında EMEP Üyesi Halil Kara, 5 Haziran Dünya Çevre Günü dolayısıyla bir açıklama yaparak, “Yaşanabilir bir dünya, gelecek kuşaklar için sağlıklı bir yaşam şüphe yok ki bu mücadelenin büyütülmesinden geçmektedir” mesajı verdi.

5 Haziran’ın mücadele günü olduğunu dile getiren Kara, 1972 yılında İsveç’in Stokholm kentinde yapılan Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı'nda alınan bir kararla, 5 Haziran’ın Dünya Çevre Günü olarak kabul edildiğini anımsattı.

BU YIL Kİ TEMA; EKOSİSTEMİN RESTORASYONU

Dünya Çevre Günü’nün bu yıl, Ekosistemin Restorasyonu teması ile Pakistan’ın resmi ev sahipliğinde ele alındığını işaret eden Kara, “Ekosistem restorasyonu, ‘doğayı sömürmekten iyileştirmeye gitmek için hasarın önlenmesi, durdurulması ve tersine çevrilmesi anlamını içermektedir’ deniliyor.  Evet, Birleşmiş Milletler 5 Haziran vesilesiyle ekosistemi restore etme çağrısı yapıyor. ‘Eski düzenle birlikte yıkım, talan, tahribat devam etsin ama kıyısını köşesini biraz düzeltelim” diyor. Aynı Birleşmiş Milletler,önlem alınmazsa 2030 yılında dünya sıcaklık artışının 1,5 santigrat dereceyi aşacağını söylüyor.Köklü önlem yerine restorasyondan bahsediyorlar. Oysaki küresel ısınmanın etkisiyle dünya hızla ısınırken, yağış dengesi değişmektedir. Kimi yerlerde seller, fırtınalar koparken kimi coğrafyalarda damla yağış düşmüyor. Tarım alanları kuraklaşıyor, yoksul halklar temiz su bulamıyor.

2020 yılında dünyanın pek çok yerinde fırtına, sel ve kasırga nedeniyle tarım üretimi zarar gördü, insanlar evlerinden yurtlarından oldu. Küresel iklim değişikliği yeni göçleri tetikliyor. Çin ve Hindistan’daki seller, ABD’de kasırga ve orman yangınları, Afrika’da iklim değişikliğine bağlı olarak oluşan çekirge istilası, Avrupa’da gerçekleşen kasırga, Bengal Körfezinde yaşanan fırtına, Giresun, Mersin, Bingöl’de yaşanan seller, 200 milyar dolara yakın zarara neden olmuş,aynı zamanda Güney Sudan’da meydana gelen seller nedeniyle ülkenin bir yıllık tarım üretiminin tamamı zarar görmüş, halk şu anda açlıkla karşı karşıyadır.

KURAKLIK KAPIDA

Türkiye Ziraat Odaları Birliği, ‘Mayıs ayı başında kuraklıktan etkilenen il sayısını 22 olarak açıklamıştı. Mayıs yağışları yetersiz olunca kuraklıktan etkilenen il sayısı 41'e çıktı. Haziran yağışları da yetersiz olursa bu sayı daha da artacak’ diyor.

Kapitalist politikalar nedeniyle gerçekleşen ekolojik yıkımın faturası her gün artıyor. İstanbul havaalanı ve bağlantı yolları için kesilen Kuzey Ormanları, Kazdağları’nda altın şirketi tarafından kesilen yüz binlerce ağaç. Rize-İkizdere’den  Mersin -Emirler’e uzanan orman katliamları.

Derelerimize kurulan, Enerji şirketlerinin kasasını dolduran HES’ler, kuruyan dereler ,Termik santrallerden saçılan kül, toz ve gazlar. Siyanürle altın madenciliği yapılan maden sahalarında suya, toprağa ve bitkilere bulaşan zehrin  yaşamı tehdit ediyor olması. Toprağa gömülen nükleer atıklar, denize dökülen çöpler, atmosfere salınan gazlar, evet bütün bu tahribat ve yıkımlar ‘restorasyon’ ile temizlenebilir mi?

Emek Partisi, 5 Haziran Dünya Çevre Gününü egemen sistemin aksine bir mücadele günü olarak görmektedir.

Yaşanabilir bir dünya, gelecek kuşaklar için sağlıklı bir yaşam şüphe yok ki bu mücadelenin büyütülmesinden geçmektedir. Restorasyon adımları kapitalist yağmanın ve doğanın talan edilmesinin cilasıdır!

Birleşmiş Milletler ve burjuva hükümetler, çevre sorununda kapitalizm karşıtı politik değişim talebinden korkuyorlar. ‘Restorasyon’ stratejisinin nedeni de bu. Çünkü kapitalist düzen ortaya çıkan çöp dağları kadar kokuşmuş ve çürümüş bir düzendir. Yoksulluğu ve işsizliği dayatanla, iklim krizine neden olan,  çevreyi kirleten, dünyayı yaşanmaz hale getiren aynı düzendir.

O nedenle bu düzenin restorasyona değil, kökten değişime ihtiyacı vardır. Düzeni değiştirecek tek güç işçi sınıfı ve emekçi halk kitleleridir. Bu sistem değişmelidir. Daha yeşil bir kapitalizm yok!  Ya barbarlık ya sosyalizm!” diye konuştu.