HEDİYE EROĞLU

İstanbul Sözleşmesi'nin kaldırılmasını protesto eden kadınlar İstanbul Maltepe'de buluşarak bir eylem düzenledi. KESK, DİSK, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Kadın Meclisleri'nin yanı sıra çok sayıda kadın örgütlerinin katıldığı eyleme İstanbul Barosu ile CHP, HDP, TİP de destek verdi.

Mersin’de de eş zamanlı olarak Forum Meydanı’nda toplanarak basın açıklaması yapan Mersin Kadın Platformu, HDP’ye yapılan saldırı ve saldırıda yaşamını yitiren Deniz Poyraz için meydanlara inerek, “Faili biliyoruz!” diye haykırdı.

“DENİZ POYRAZ İSYANIMIZDIR! FAİLLERİ TANIYORUZ, HESAP SORUYORUZ!”

Canan Yüce’nin okuduğu basın açıklamasında, “Deniz poyraz isyanımızdır! failleri tanıyoruz, hesap soruyoruz!” denilerek, 17 Haziran Perşembe günü HDP İzmir İl Örgütü’ne yapılan faşist saldırı sonucu katledilen Deniz Poyraz anılarak saldırı kınandı. HDP il binasının önünde sözde nöbet tutan polislerin eli kanlı katil Onur Gencer’in güpegündüz elini kolunu sallayarak parti binasına girerek kurşun yağdırmasını engelleyemediğini söyleyen Yüce, “Faili tanıyoruz. Kız kardeşimiz Deniz’in faili tabii ki sadece Onur Gencer değil, her fırsatta ayrıştırıcı-faşist dil ile 6 milyon seçmenin iradesi olan HDP’ye saldıran, kapatma davası açarak kriminalize etmeye çalışan, tüm tehditleri bilmesine rağmen önlem almayan, kadın düşmanı, halk düşmanı mafya-çete iktidarıdır. Faili tanıyoruz, katillerden hesap soruyoruz!” dedi

“KATİLLERDEN HESABI KADINLAR SORACAK”

Tek tipçi, tahakkümcü, eril iktidarın zihniyetinin sonuçlarının yaşandığını söyleyen Canan Yüce, kadınlar ve LGBTİ+lar’ın aylardır bu meydanlarda ve erişebildiği tüm sokaklarda İstanbul Sözleşmesi’ni savunurken tam da bu zihniyetin ihlallerine işaret ettiklerini işaret etti. “Çünkü tetiği çekenlerle, emri verenlerle, sözleşmenin karşısında duranların faillikleri aynı” diyen Yüce, Feray’ın, Nadira’nın, Yeldana’nın, Rabia Naz’ın, Gülistan’ın failini saklayan çürümüş cinsiyetçi, ırkçı mafya iktidarın iki gün önce de Deniz’i katletmesinin aynı ihlallerden olduğunu kaydetti. “Bütün ötekilerin varoluşuna tahammül edemeyen faşist, eril, tahakkümcü zihniyetin HDPye sistematik saldırısı kadınlara ve LGBTİ+lara uyguladığı sistematik saldırısından ayrı görülemez” diyen Yüce, “Öfkeliyiz! Yasta değil isyandayız.

“YASTA DEĞİL İSYANDAYIZ”

Tıpkı Ogün Samast, Musa Orhan, Ümit Can Uygun gibi Onur Gencer’in de sosyal medyada verdiği ırkçı pozlara şaşırmıyoruz. Eli kanlı katiller faşizan, kin ve nefreti körükleyen pozlarını sosyal medyada paylaşma cesaretini aynı faşist iktidardan aldığını biliyoruz. Neden elini kolunu sallayarak katliam yapabiliyorlar zannediyorsunuz? İstanbul Sözleşmesi’ni savunan kadınları ters kelepçe ile yerlerde sürüyerek, tecavüzle tehdit ederek gözaltına alan polis, eli kanlı katili kelepçe dahi takmadan gözaltına alıyor. Erkek devlet şiddetine susmuyoruz. Yasalar uygulanıp, sadece kadınların değil bu topraklarda yaşayan herkesin eşit yurttaş olarak can güvenliği sağlanana kadar inatla susmuyoruz. Sadece cinsiyetçiliğe karşı değil faşizme karşı da kadın mücadelesini büyütüyoruz.

“ERKEK DEVLET ŞİDDETİNE SON”

Deniz Poyraz ‘İstanbul Sözleşmesi Yaşatır’ pankartının hemen yanı başında katledildi. HDP’nin tüm parti binalarına astığı bu pankart da aylardır iktidarın hedefindeydi. Üzerinde 2021 yılının ilk 3 ayında katledilen 88 kadının isimlerinin bulunduğu bu pankart pek çok ilde polis tarafından indirilmeye çalışıldı. Denizin bu pankartın ardında katledilmesi tesadüf değil. Çünkü İstanbul Sözleşmesi’ni savunan bizler; bu memlekette onurlu bir şekilde birlikte yaşamayı yani: barışı, kardeşliği, eşitliği, özgürlüğü, dayanışmayı savunanlarız.

Sözleşmenin karşısında duranlar: kadın düşmanlığını, savaşı, ölümü, nefreti körükleyenlerdir. Bu çürümüş mafya iktidarı ne zaman krize girse bu ülkenin demokrasi güçlerine saldırılar meydana geliyor. Bugünlerde bu kadın düşmanı, halk düşmanı iktidar ve ortakları kendi kokuşmuş iç krizlerini artık yönetemiyor. Haftalardır, kullanıp attığı bir mafya çetesinin itirafları dahi iktidarlarını sarsıyor. Bu krizi aşmak için yine toplumun demokrasi güçlerine ve kadınlara saldırıyorlar. İzmir HDP binasına saldırı da, Deniz’in katledilmesi de, kadınlara yönelik saldırıların artması da bu nedenledir.

“KATİLLERDEN HESABI KADINLAR SORACAK”

Günlerdir iktidar mafya kapışmasının tam merkezinde de kadın düşmanlığı yer alıyor. Kadın bedenini nesneleştirerek, şiddete açık hale getiren iktidarın İstanbul Sözleşmesi ile tabii ki doku uyuşmazlığı olacak. Tüm suçları ortaya dökülen bu kirli iktidarın kadınlara yönelik işlediği suçlar da tekrar tekrar ortaya saçılıyor.

Uyuşturucu çetelerini koruyan, HDP’ye saldıran, Feray’ın ve pek çok kadının katillerini koruyan, Denizi aramızdan alan iktidar İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırmaya çalışan iktidardır. O nedenle bu insan dışı ihlallerin her biri mutlak bir suretle birbiriyle iç içedir ve asla birbirinden bağımsız değildir. O nedenle tam da bu iktidarın karşısında bugün bu meydanda HDP’ye yapılan saldırının hesabını sorduğumuz gibi, Denizin hunharca aramızdan alınmasının hesabını sorduğumuz gibi yine inatla İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaya devam ediyoruz. 

İstanbul Maltepe’de İstanbul Sözleşmesi için yapılan mitingi selamlıyoruz. Barıştan, eşitlikten, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz. Kadın mücadelesi devlet-mafya ittifakına karşı büyümeye devam ediyor. Mafya çete iktidarına bir kez daha söylüyoruz: İstanbul Sözleşmesi’ni savunan kadınlara yenileceksiniz! Deniz’in ve katledilen tüm kadınların hesabını soracağız. Çünkü biz kadınlar dayanışmayı büyütüyor, din, dil, ırk, cinsiyet, yönelim fark etmeksizin yaşamı savunuyoruz. Çünkü biz bir kişi daha eksilmek istemiyoruz!

“BİR KİŞİ DAHA EKSİLMEYECEĞİZ”

1 Temmuz’a kadar sokaktayız. 1 Temmuz’da hayatı durduruyoruz. Bulunduğumuz her yerde İstanbul Sözleşmesi’ni savunacak, katillerden hesap soracağız. Hayatlarımızdan, birbirimizden, İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz! Katledilen bütün kadınlar isyanımızdır! Yaşasın Kadın Dayanışması! Jin Jiyan Azadi!  SLOGAN: Katledilen kadınlar isyanımızdır! Jin Jiyan Azadi” diye konuştu.