Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, 75. Yıl Fen Lisesi’nde 7, 19 Mayıs Anadolu Lisesi’nde 5 sınıfın Covid-19 nedeniyle eğitim öğretime kapatıldığını söyledi. Sümbül, yayınlanan genelgelerle corona nedeniyle okulların kapatılmasının ağırlaştırıldığı, arkadaşlarının risk altında çalıştığını kaydetti.
Hediye Eroğlu
Eğitim Sen Mersin Şubesi eğitim öğretimde bir haftada ortaya çıkan sorunlarla ilgili hazırladığı raporu kamuoyu ile paylaştı. Sendika binasında düzenlen basın açıklamasında konuşan Şube Başkanı Mahmut Sümbül, dünyanın en çok okulların kapandığı iki ülke olarak ün yaptıklarını kaydetti. Okullar ilk açılması ve en son kapanması gereken yerler olduğunu anlatan Sümbül, “Yapılması gereken hazırlıkların yaz döneminde bitirilmesini istedik. Ancak okulların açılması ile eksikliklerin giderilmediğini tam tersine okulların onarımdan geçme süreci yaz olması gerekirken okulların eğitim öğretime başlaması ile birlikte onarıma girdiği, okulların şantiyeye dönüştüğü, Bahriye İlkokulu, Hasan Akel lisesi bunlara örneklerdir” dedi.
Dezenfektandan tutun maskeye, servis araçlarından tutun sınıfların kalabalıklığına, teneffüs sürelerine kadar çok ciddi olumsuzluklar içeren bilgilerin bulunduğunu anlatan Sümbül.
“Sınıf kalabalıklığı Türkiye geneli gibi Mersin’de de fazla. Sınıfların önemli bir kısmı 40’ı aşan mevcudu var. Sınıfların havalandırma koşulları önemli bir sorun. Teneffüs sürelerine dair bakanlık valilikleri yetki vermişti. Fakat hafta içinde 3 defa teneffüs sürelerine dair aynı gün içinde değişiklikler oldu. Ders süreleri 40 dakikadan 30’a sonra tekrar 40 dakikaya çıkarıldı. Bilimin ve pedagojinin bu sürüde en büyük gereği ders sürelerinin 30 dakika olması ve sınıfların havalandırılması idi” ifadelerini kullandı.
“GELEN SAYILAR KAYGILANDIRIYOR”
Son haftalarda çok sayıda bulaşı sayıları gelmeye başladığını ve bunların kendilerini kaygılandırdığını vurgulayan Sümbül, “75.Yıl Anadolu Öğretmen Lisesi’nde şu an 7 sınıf korona nedeniyle kapatıldı. Yine 19 Mayıs Anadolu Lisesi’nde 5 sınıf korona nedeniyle kapatıldı. Bu okullar aynı zamanda pansiyonla okullar. Bunların yanında çok farklı okullarda çok fazla sayıda öğretmen ve öğrencinin pozitif veya temaslı olduğuna dair bilgiler geliyor. Servislerden ailerden bulaşı gelme riski çok yüksek. Bu nedenle toplumsal bağışıklık önemsenmeli” dedi.
Milli Eğitim Bakanı’nın Türkiye genelinde 200 sınıfın kapatıldığı açıkladığını ifade eden Sümbül, “Covid-19 nedeniyle okulların kapatılma şartını ağırlaştırıyorlar. Arkadaşlarımız risk altında çalışıyorlar. Bir tarafta gerekli önlemler alınmazken bir yandan da sanki bu işlet çok başarılı imişler gibi bir algı oluşturmaya çalışıyorlar” şeklinde konuştu.
“PCR TESTİ ZORUNLULUĞU HENÜZ BAŞLAMADI”
Sümbül, aşı olmayanlara uygulanacağı söylenen PCR testi zorunluluğunun henüz uygulamaya geçirilmediğini kaydetti. Yüz yüze eğitimde sorunlu alanlara ilişkin atılması gereken adımlar ve çözüm önerileri hakkında bilgi veren sınıflardaki öğrenci sayısı, 15-20 olan okulların uygun kanallar oluşturularak kent genelinden öğrenci kaydettiğini söyledi. Öğrencilerin evden okula, okuldan eve servislerle taşınma oranının oldukça yüksek olduğu bu okullarda “kayıt parası” ve “bağış” adı altında ciddi paralar toplandığını anlatan Sümbül, “Genel olarak eğitim ve öğretimi tam zamanlı olarak sürdüren bu okullar Türkiye eğitim sisteminin fiziksel altyapı açısından ideal türünü oluşturmaktadır” dedi.
“GEREKLİ ÖDENEK AYRILMALI”
Sümbül tespit ettikleri bazı sorunları ve çözüm önerilerini söyle sıraladı: “Milli Eğitim Bakanlığı’na yeni okul binası, derslik ve yeni öğretmen gereksinimini karşılayacak düzeyde ödenek ayrılması gerekmektedir. Özel okulları teşvik amacıyla kullanılan ödeneklerin kamusal eğitime ayrılması sağlanmalıdır. Kapatılan köy okulları, küçük ve büyük bakım-onarım çalışmaları yapıldıktan sonra yeniden açılmalı. Derslik başına öğrenci sayısı en düşük olan okullar imam hatip ortaokulları ve liseleridir. Birbirine yakın eğitim bölgelerinde bulunan imam hatip ortaokulları ve liseleri birleştirilmeli, boşaltılan okullar akademik ortaokul ve liseler için kullanılmalıdır. Salgın döneminde kapanan ve eğitsel amaçlara uygun biçimde inşa edilen özel okul binaları kamulaştırılmalı ve salgın döneminde ivedi biçimde kullanıma açılmalıdır.
“UYGUN OLAN BOŞ KAMU BİNALARI OKUL OLARAK KULLANILMALI”
Okullar için kullanılabilecek boş kamu binaları ile ilgili bir döküm çalışması yapılmalı, uygun olan binalar eğitim için kullanılmalıdır. Salgın dönemiyle sınırlı olmak üzere okul yöneticilerinin derslik olabilecek büyüklükteki odalarının derslik olarak kullanılması sağlanmalıdır. Bu önlem ile 50 bin civarında derslik kazanılmış olacaktır. Okul binalarının dikey yapılaşma eğilimine uygun olarak altı ve yedi katlı yapılmaya başlandığı gözlenmektedir. Altıncı katta eğitim gören bir çocuğun birinci kata, kantine veya okul bahçesine 10 dakika teneffüs süresinde inip çıkması mümkün değildir. Bu durumun okul içi kazaların artışına neden olma riski de bulunmaktadır. Okul binası yapımında üç katı aşmayan yatay yapılaşma ilkesine uyulmalıdır. MEB “günü kurtarmaya dönük”, “iki ileri bir geri” kararlar almaktan vazgeçmeli, kamusal ciddiyet ve sorumlulukla ve şeffaflıkla hareket etmeli, alınan her karar, atılan her adım ve aşamada aklın ve bilimin gösterdiği yoldan ayrılmamalıdır. Bu amaçla yapılan akademik araştırma sonuçlarını dikkate almalı, kendi yaptığı araştırmaları düzenli olarak eğitim kamuoyuyla paylaşmalıdır.”