Haber Merkezi
Mersin Kent Konseyi 27 Eylül Dünya Turizm Günü nedeniyle basın bildirisi yayınladı. Bildiride, Mersin’in tarihi, doğası, yaşattığı kültürel mirası, topraklarında barındırdığı sayısız turizm destinasyonu ile yalnızca ülkemizin değil dünyanın en kıymetli kentleri arasında olduğu ifade edildi.
“Dünyanın hiçbir yerinde altın rengi kumsalda oturup, pırıl pırıl bir denizin ortasında arz-ı endam eden binlerce yıllık bir kaleyi, yani Kızkalesi’ni izleyemezsiniz” denilen bildiride, “İçeresinde turkuaz rengi bir gölü barındıran girenleri büyüleyen doğa mucizesi Gilindire mağarasının da bir örneği yoktur dünyada. Tüm Hristiyan aleminin çok önemli saydığı Saint Paul bizim yaşadığımız topraklarda doğmuş 2 bin yıllık hemşerimizdir. Düşünüldüğünde 9 bin yıl kesintisiz yerleşim görmüş kaç şehir vardır dünyada? Yumuktepe, tarihe tanıklık eden bir höyük olarak kentimizi süslemektedir” ifadeleri kullanıldı.
Doğanın ve tarihin böylesine cömert davrandığı kentin ne yazık ki bugüne kadar turizm konusunda hak ettiği ilgiyi göremediğinin vurgulandığı bildiride “Bize göre 1980’li yıllardan başlayan yanlış tercih ve planlamalarla Mersin, turizm alanında geri bırakılmıştır. Turizm alanında Antalya’dan hiçbir eksiği olmayan hatta bazı konularda daha ilgi çekmesi gereken Mersinimiz bugün Antalya’nın fersah fersah gerisindedir” denildi.
“TURİZM SADECE YEREL DİNAMİKLERLE GELİŞTİRİLEMEZ ”
Kent konseyinin basın bildirisinde çözüm önerileri olarak şu görüşlere yer verildi: “Mersin turizminin geliştirilmesi yalnızca yerel dinamiklerine bırakılarak gerçekleşemez. Bu çalışmalar için devletin güçlü kurumlarına ve maddi desteğine ihtiyaç vardır. Devletimiz yatırımcıları cezbedecek özel teşvik paketleriyle kentimizi desteklemeli ve yeni yatırımların yapılmasına öncülük etmelidir. Mersin turizminin gelişmesi sadece Mersin için değil, Türkiye için bir ihtiyaçtır. Türkiye’nin en fazla arkeolojik envanterini barındıran kenti Mersin, kültür turizmi alanında da gözde bir kent olmaya adaydır. Bünyesinde bulundurduğu antik kentlerin yarattığı potansiyel ile beraber kültür turizminin devreye girmesiyle Türkiye turizm gelirlerinde yüksek artışlar sağlanacaktır.
“HAVAALANI BİR AN ÖNCE BİTİRİLMELİ”
Yapımı devam eden Mersin havaalanı olabildiğince kısa sürede bitirilmelidir. Hizmete açılmasıyla birlikte mersinin uluslararası alanda faaliyet gösteren tur operatörlerinin kataloglarında yer bulması mümkün olacaktır. Turist tarifeli uçak ile gelmez. Havaalanımızın açılmasıyla beraber uluslararası charter uçak seferlerinin başlaması imkanını yaratmış olacağız. Türkiye’nin en güzel kumsallarının bulunduğu batı Mersin’e yapılacak otel yatırımları hem yerli hem yabancı turistlerde karşılığını bulacak, aynı zamanda yatak sayımızda artış sağlayacaktır.
“BATI MERSİN’E İKİNCİ BİR HAVAALANI YAPILMALI”
Batı Mersin’e yapılacak turizm tesislerinin sektörde alıcı bulması için batı Mersin’e ikinci bir havaalanı yapılması da elzemdir. Yani Mersin için beklediğimiz turizm teşvik paketi yalnızca mali destek değil batı Mersin havalimanını da içeren büyük bir proje olarak masaya yatırılmalıdır.
İnsanlık tarihine tanıklık eden tüm dönemlerin mekânlarını hikâyeleriyle birlikte turizme sunmanın çalışmalarına şimdiden başlamanın yanı sıra devletin destekleriyle ve yerel dinamiklerin paydaşı olacağı Turizm Vakfı’nı hemen kurmalıdır.
KÜLTÜR TURİZMİNİN GELİŞMESİ SAĞLANMALI
Sonuç olarak dünya turizm çeşitliliğinde tatil turizminin yerinin % 70 lerde olduğunu düşünüp, Antalya, Muğla gibi kentlerde turizm alanlarının azaldığını da göz önüne alacak olursak, Mersin kıyılarının ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkacaktır. İnanç turizminin vazgeçilmez rotası olmaya aday kentimizde kültür turizminin de gelişmesi ile birlikte yaratılacak büyük istihdam kaynağı yalnızca kentimizin değil Türkiye’nin de kazancı olacaktır.”