HEDİYE EROĞLU
Nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya bulunan deniz kaplumbağalarının üreme alanı, aynı zamanda endemik bitki türleri içinde koruma altında bulunan kum zambaklarına yaşam alanı sağlayan Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü arazisi, 13 Eylül 2021 tarihinde “Doğal Sit-Nitelikli Doğal Koruma Alanı” olarak tescil edildi. Bu düzenleme ışığında Çevre ve Şehircilik Mersin İl Müdürlüğü dün kararı askıya çıktı.
Askıya çıkan kararda; “Mersin İli, Erdemli İlçesi, Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Arazisi Doğal Sit Alanı haritada gösterildiği şekliyle Bakanlık Makamının 13.09.2021 tarihli ve 1714032 sayılı Olur’u ile ‘Doğal Sit-Nitelikli Doğal Koruma Alanı’ olarak tescil edilmiştir. ‘Doğal-Sit Kesin Korunacak Hassas Alan’ tesciline yönelik yürütülen idari süreç devam etmektedir. 27 Ekim 2017 tarihli ve 30223 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ‘Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’in 2. maddesinin (j) bendinde yer alan ‘Anıt ağaçlar hariç, tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tescil kararları Resmi Gazete’de yayımlanır ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süre ile duyurulur’ hükmü gereği ekteki haritada belirtilen doğal sit alanının tescili tebliğ olunur” denildi.
“ALATA SAHİL HALKIN OLMALI”
Ancak alanın sahil kesimine ilişkin Kıyı Kanununa uyulup kıyı kenar çizgisi kapsam dışında tutulması endişe yarattı. Koruma kararı ile çivi çakılmayacak arazinin önündeki sahilin birilerine değil halka açık ve kent yararına kullanımı için çağrı yapan kent odakları, yetkilileri göreve çağırdı.
Mimarlar Odası Başkanı Ünal Şahin, Alata’ya dair geçmişteki düzenlemelerin endişe verici yanları olduğunu söyleyerek, bunlardan ilkinin yaklaşık 800 bin metrekarelik alanın bazı kısımlarının koruma altına alınması olduğunu söyledi. Ancak son düzenleme ile alanın tamamının koruma altına alındığını öğrendiklerini ve bunun da harika bir karar olduğunu vurgulayan Şahin, “Kararın takipçisi olacağız ve askı sürecini inceleyeceğiz” dedi.
“YAKIN MARKAJDAYIZ”
Sahil ile ilgili kısım için ise yakın markaj uygulayarak konunun takipçisi olacaklarının altını çizen Başkan Şahin, “Geçmiş dönemlerde sahillerin kamuya açık olduğu ile ilgili düzenlemeler vardı, bu süreç geriye dönmemeli. Sahilden herkesin eşit faydalanması dışında bir olaya tahammülümüzü olmalı.
Biz de konunun takipçisiyiz. Kıyı kuşkusuz kamuya açık olmalı. Kararları izleyip, izleyeceğiz çok yakın bir markaja alacağız. Sahilin de kesinlikle korunması ve kamuya açık olması gerekiyor” diye konuştu.
“İNŞAAT YAPILAMAZ, BİLİMSEL ÇALIŞMA DIŞINDA KULLANILAMAZ”
Araştırmacı yazar Abdullah Ayan da, geçmişte 800 bin metrekarelik alanın koruma altın alındığı Alata’da, yolun üst tarafında kalan alanların da korumaya alınması ile toplamda 3 milyon 800 bin metrekarelik alanın koruma altına alındığını söyledi.
“Son karar ile yolun üst tarafı da hassas koruma altına alındı. Yani şuanda 3 milyon 800 bin metrekarelik alan koruma altında” diyen Ayan, “Hassas alan demek burada hiçbir şekilde inşaat yapılamaz, bilimsel çalışma dışında kullanılamaz.
“SAHİL İÇİN ENDİŞELİYİZ”
Ama yaklaşık 50-10 metre arasında kıyı kenar çizgisinde ki 1 kilometrelik sahilde Anayasa gereği kimsenin kullanımına tahsis edilmemeli, halkın yararına açılmalı. Buna rağmen endişeliyiz. Şuanda bile Alata Enstitüsü durumda halk giremiyor. Tıp ki Martı Otel’in yanında ki askeri alanın koruma bölgesi ilan etmesi nedeniyle. Oysa Anayasa’ya göre sosyal tesisler kıyı kenara tabi değildir” dedi.