Savaştan kaçarak sığındığı Türkiye’de 13 yaşında, narenciye paketleme tesisinde çalışırken eşarbı iş makinesine takılan Suriyeli kız çocuğu Ula Kerem feci şekilde hayatını kaybetti! Mersin Sokak Çocukları Derneği ile Mimoza Kadın Derneği, bölgenin kanayan yarası olan tarım sektöründeki çocuk işçiliğinin durdurulması için yetkililere çağrı yaptı.
HEDİYE EROĞLU
Ülkedeki yoksulluğun ve sefaletin en acı tablosu Mersin’in Akdeniz ilçesinde yaşandı! 20 Kasım Çocuk Hakları Günü’ne birkaç gün kala savaştan kaçarak sığındığı Türkiye’de 13 yaşında, narenciye paketleme tesisinde çalışırken eşarbı iş makinesine takılan Suriyeli kız çocuğu Ula Kerem feci şekilde hayatını kaybetti!
Olay, ilçeye bağlı Bağlarbaşı Mahallesi'ndeki Unat Tarım’da meydana geldi. Alınan bilgiye göre, narenciye paketleme tesisinde çalışan 13 yaşındaki Suriyeli Ula Kerem adlı kızın eşarbı bir anda makineye takıldı. Ula Kerem’in yardım çağrısına iş arkadaşları koştu. İş makinesine kapılan kız tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Ula Kerem’in yardımına koşan arkadaşı Şehed El İbrahim ise aynı makineye kolunu sıkıştırdı. Hastaneye kaldırılan Şehed El İbrahim’in tedavisi devam ediyor. Kaza ile ilgili soruşturma başlatılırken firma yöneticilerinin gözaltına alındığı öğrenildi.
ÇOCUK İŞÇİ ÇALIŞTIRMAK SUÇ!
Paketleme tesislerinde yaklaşık 100 TL civarı yevmiyeye çalışan çocuk işçiler tarım sektörünün en büyük sorunlarından biri olarak kabul edilirken, çocuk işçi çalıştırmanın suç olduğunun altını çizen Mersin Sokak Çocukları Derneği Başkanı Sabahat Aslan, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 71. maddesine göre 15 yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılmasının yasak ve cezasının da büyük olduğunu vurguladı.
“Çocukların emeğinin sömürülmesinin önüne geçilmesi amacıyla etkili stratejiler benimsenerek, cezai müeyyideler caydırıcı hale getirilmeli ve bu konuda daha duyarlı davranılmalıdır” diyen Aslan, bu konuda yöneticileri sorumluluklarını yerine getirmeye çağırdı.
“PEŞİ BIRAKILMAMALI, VERİLECEK CEZA CAYDIRICI VE EMSAL OLMALI”
Yasağa rağmen çocuk işçi çalıştırılmasının önüne geçilememesinin toplumsal bilincin geliştirilmemesi ve yetersiz denetimden kaynaklandığını söyleyen Aslan, “Çocukların çalıştırılması, çocuk haklarına aykırıdır. Kaldı ki göçmen çocukları çalıştırmak zaten yasalara aykırı bir durum. Öte yandan ilgili firma iş güvenliği konusunda da gerekli önlemi almamış ki çocuk eşarbını kaptırarak feci bir şekilde yaşama veda etmiş. Bu ölüm hukuken araştırması gereken bir durumdur. Kesinlikle peşi bırakılmamalı, verilecek ceza caydırıcı ve emsal olmalıdır” diye konuştu.
ÇOCUKLAR 100 TL’YE HAYA OMUZLUYOR
Ülkenin bir çok noktasında olduğu gibi Çukurova bölgesinde de tarımsal üretimde çocuk işçiliğinin halen bilinir ve görünür olduğunu dile getiren Başkan Aslan, “Bölgemiz narenciye paketleme tesislerinde çocuk işçiliğinin yoğun olduğu bilinen bir gerçektir. Ne yazık ki gereken önlem, denetim yeteri kadar alınmamakta veya yapılmamaktadır.
Paketleme tesislerinde günlük ortalama 100 TL yevmiye ile çalıştırılan bu çocuklarımızın omuzlarına koca bir hayatın yükünü yükleyerek, çocukluklarının ellerinden alınmasına ‘dur’ denilmelidir” dedi.
Bu kapsamda dernek olarak pek çok çalışmaya imza attıklarını ancak devlet kurumlarında karşılaştıkları direnç nedeniyle zaman zaman istedikleri çalışmalara imza atamadıklarını da dile getiren Sabahat Aslan, “Örneğin yakın bir tarihte bölgemizde okula gitmeyen çocukların eğitime kazandırılması ile ilgili İl Milli Eğitim Müdürlüğüne yazı yazdık. Ancak bize ‘biz çalışıyoruz zaten ihtiyaç olursa size başvururuz’ cevabı verildi.
Oysa gerek eğitim gerekse sokak çocuklarının kazanılması, çocuk işçiliğinin önlenmesi gibi sorunların çözümü için kurumların işbirliği çok önemli. Devlet kurumları kesinlikle direnç göstermeden sivil toplum kuruluşları ile çalışmalı ki bu sorunlar ortadan kalksın.
Çocuk işçiliğini engellemenin tek yolu çocukları eğitime yönlendirmek, çocukların okullaşmasıdır. Örneğin biz yine de Pazartesi günü okula gitmeyen çocuk işçiler için sokak taramasına başlayacağız. Bu çocukların tespiti yaparak Milli Eğitime gerekli başvurularda burup eğitime kazandırılmasını sağlayacağız.
Ancak bunlar da yeterli değil. Toplumun da eğitilmesi gerekiyor ki bu konuda çok daha kapsamlı çalışmalara ihtiyaç var” dedi.
“SURİYELİLER SÖMÜRÜLÜYOR”
Mimoza Kadın Derneği Başkanı Çiğdem Göksoy da, konuyla ilgili gazetemize yaptığı açıklamada, çocuk işçiliğinin kabul edilemeyeceğine dikkat çekerek, “İş güvenceli ve güvenli bir ortamda çalışmak herkesin hakkı. Ancak Suriye göçünden sonra mülteci konumunda bile sayılmayan Suriyeliler göç ettikleri ortamlarda yaşam mücadelesi verirken birçok alanda da sömürüye açık hale gelmektedirler. Özellikle Suriyeli kadınlar ve çocuklar güvencesiz iş kollarında düşük ücretle çalıştırılıp sömürülmemektedirler. Okul çağında ülkesinde okulda olması gereken bir çocuk tanımadığı bilmediği topraklarda başkasının savaşı yüzünden işçi olarak çalışmak zorunda kalıyor.
Türkiye’de yaşayan tüm halklar için tarım sektörü en güvencesiz alanlarından biri can güvenliği bunların başında gelmektedir. Savaşın en kötü etkileri üzerinden en ağır şekilde psikolojik ekonomik ve fiziki şiddeti derinden yaşayan kadın ve çocuklar olmaktadır.
Son süreçte kadın ve çocuklara taciz, tecavüz, istismar olayları ile gündeme gelen Tarsus’un meyve sebze paketleme alanlarında emek sömürüsünde açık hale getirilmiştir. 13 yaşındaki Ula Kerem ise çocuk işçilerinin iş cinayetlerine kurban gittiğinin göstergesidir. Savaşın kadınlar ve çocuklar üzerinde ki etkilerini onları pazar haline getirip sömürmek isteyen sermaye sahiplerinin amaçlarına ulaşmaması için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu davanın takipçisi olacağımızı belirtiyoruz” diye konuştu.
FİRMA YETKİLİLERİ AÇIKLAMA YAPMAKTAN KAÇINDI
Öte yandan bilgi almak için telefonla ulaştığımız firma yetkilisi konuyla ilgili konuşmaktan kaçınarak bir açıklama yapamayacaklarını kaydetti.