Hediye Eroğlu
Yazar Adil Okay, Ayhan Kavak ile birlikte hazırladığı 38 mahpus yazar ve şairin katkı sunduğu “Firari Yazılar” kitabının İHD Mersin Şubesi'nde düzenlenen imza ve söyleşi etkinliğine katıldı. HDP Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan’ın da katıldığı etkinlikte Okay kitabın yazılış hikayesini anlattı.
Tutsaklarla birlikte hazırladıkları kitapların sayısının 7’yi geçtiğini ifade eden Okay, “7 ayrı temada sergi açtık. Tutsakların seslerini kitaplarla sergilerle, basın açıklamaları ile duyurmaya çalışıyoruz” dedi.
Hapishanelerdeki hak gasplarının devam ettiğini vurgulayan Okay, “Politik tutsaklar buna direniyor. Ülkemizde hapishanelerde zulüm ile direniş başat gelişmiştir. Türkiye’nun bu konuda kara bir tarihi var. Türkiye’de hapsedilmeyen muhalif aydın kalmamıştır. Türkiye hapishaneleri girenler her zaman her daim muhalifler olmuştur. Zaman zaman muhafazakar kesimlerde hapishanelere girmiştir. Bunlar kısa dönemlerdir. Hapishaneler mülksüzlerin değil büyük mülk sahiplerinin hizmetinde olmuştur. 1920-1940-1959’da düzmece suçlarla aydınları hapse atan devletin adaleti ne ise günümüzde özellikle AKP’nin tırmandırdığı faşizm koşullarında politik tuksakları hapse atan hapistekilerin iradelerini teslim almaya çalışan devletin adaleti aynıdır. Sermaye sahiplerinin saltanatlarının sürmesi için başka bir dünyanın olmadığı gösterme çabasından başka bir şey değildir. Hapishaneler direnişin merkezi olmuştur” şeklinde konuştu.
“ZİFİRİ KARANLIĞA RAĞMEN FİKİR ÜRETİYORLAR”
Kitapların mahpuslara büyük moral vereceğini ifade eden Okay, “Bu hapishanelerdeki zifiri karanlığa rağmen oradaki insanların fikir ürettiğini gösteriyor. Kitabın hazırlanışı zorlu bir yolculuktu. Kitabın yazımı için 50 tane mahpus yazar ve şair belirledik. Zor bir süreçti. Kadınların çok olması için çaba sarfettik. Mektuplarımız kayboldu. Tekrar tekrar yazdık olmadı. Bunlara rağmen 38 şair ve yazardan çok nitelikli ve derinlikli hayata ve sanata dair edebi cevaplar geldi. Edebiyata, dünyaya ve politikaya bakışlarını anlamak için 15 soru sormuştuk. Nasıl ürettiklerini sorduk. Ortak cevapları vardı. Sansürü nasıl deldiklerini sorduk. Çoğunluğu metaforlarla deldiklerini söyledi. Zorlukla imge ile deliyoruz dediler. Sanatın gücü işte burada. Çok güzel metaforlarla derinleştirilmiş yazılar geldi” ifadelerini kullandı.
“ÜRETEN İNSANLARIN DÜŞÜNCELERİNİ YOK SAYAMAZLAR”
Türkiye’de düşünen, yazan, üreten çok sayıda sanatçı bulunduğunu anlatan Okay, “Türkiye hapishanelerinde 460 doktora yapmış, bilim insan var. 2 bin 371 yüksek lisans mezunu var. 27 bin 515 üniversite mezunu tutuklu ve hükümlü var. Bu kadar düşünce üreten insanların düşüncelerini yok sayamazlar. Susturamazlar. Çalışmalarımız bunu gösteriyor” dedi.