Mersin’de kadınlar 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele günü nedeniyle düzenledikleri etkinlikte polis barikatını aşarak yürüdü.
Hediye Eroğlu
Mersin Kadın Platformu üyeleri 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle Yenişehir İlçesi’ndeki Kusimato Sokağında toplandı. Kadına yönelik şiddete tepki içeren dövizler açan kadınlar “Bağır Herkes Duysun Erkek şiddeti son bulsun” “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” şeklinde sloganlar atarak Özgecan Barış Meydanına doğru yürüyüşe geçti. Kadınlar Adnan Menderes Bulvarına geldiğinde kaldırımdan yürümeleri konusunda polis tarafından uyarıldı. Uyarıyı dinlemeyen kadınlar Adnan Menderes Bulvarı’na çıkmak isteyince polisle arbede yaşandı. Arbedeye rağmen kadınlar cadde üzerinden yürüyerek Özgecan Barış Meydanına ulaştı.
NARLI: HAKLARIMIZ İÇİN SOKAKLARDAYIZ
Kadın Platformu adına konuşan Derya Narlı, “Bugün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü. 25 Kasım 1960’da Dominik Cumhuriyeti’nde faşist diktatör Trujillo’ya karşı mücadelenin öncüsü olan üç kız kardeş; Maria Mirabel, Minerva Mirabel ve Patria Mirabel diktatörün askerleri tarafından katledildi. Kod isimleri Kelebekler olan Mirabel Kardeşler 61 yıldır dünyanın dört bir yanında erkek-devlet şiddetine karşı direnen kadınların özgürlük mücadelesinde yaşıyor. Her 25 Kasım’da Kelebekler’in kanat çırpışını direngenliğimizle, inadımızla, isyanımızla sokaklara taşıyoruz. Bu 25 Kasım’da da hayatlarımız, haklarımız ve birbirimiz için sokaklardayız” dedi.
“Bugün dünyanın dört bir yanında eşitsizliğe, yoksulluğa, savaşa, nefrete, erkek devlet şiddetine karşı tüm renklerimizle, isyanımızla sokakları, meydanları dolduruyor mücadeleyi birlikte örüyoruz. Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” diyen Narlı, “Kadın hareketinin mücadelesi ile imzalanan İstanbul Sözleşmesi’nden bir gece yarısı hukuksuzca geri çekilen, katilleri meclis sıralarında oturtan,faillere verdiği cezasızlıkla şüpheli kadın cinayetlerinin önünü açan, yaşamak için kendisini öldürmek isteyen fail erkeğe özsavunma uygulayan kadınları cezalandıran, faillere kurmadıkları barikatları kadınlara kuran, LGBTİ+ları hedef göstererek nefreti örgütleyen AKP iktidarının ve beslendiği erkek şiddetinin karşısında susmuyoruz, korkmuyoruz, birbirimizi, yaşamımızı, hayatımızı savunmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
ŞOFER: DAYANIŞMAYI BÜYÜTÜYORUZ
Yine Kadın Platformu adına konuşan Gülbahar Şöfer ise “Dinci gericilik erkek şiddetini ve patriyarkayı meşrulaştırmanın aracı haline getirildiğini ifade ederek “Diyanetin fetvalarıyla hayatlarımızın her anına makbul kadın sınırları dayatılıyor, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren bir kurumun her yerde açtığı aile irşat büroları ile kadınlar aileye kapatılmaya, aileden çıkış imkansız hale getirilmeye çalışılıyor. Diyanetin fetvalarıyla erken yaşta evlilikler, çocuk istismarı meşrulaştırılıyor. Taliban’ın inancı ile ters bir yanı olmadığını söyleyen iktidar Afganistanlı kadınların hayatlarına kasteden cihatçı terör örgütünü Ankara’da ağırlıyor. Türkiye’den Afganistan’a yaşamlarımızı kuşatan dinci gericilik karşısında ellerimizi ve sesimizi birleştirirerek dayanışmayı ve mücadeleyi büyütüyoruz”
ERGÜDER: BU ÜLKEDE KADINLAR KAYBEDİLİYOR
Zeynep Ersürer ise AKP mafya devlet ilişkileri içerisindeki erkekler tarafından işlenen kadın cinayetleri ört bas edildiğini vurgulayarak Bu ülkede kadınlar kaybediliyor. İpek Er’e tecavüz ederek ölümüne neden olan Uzman Çavuş Musa Orhan, Feray Şahin’i öldüren Burak Aykul tutuklanmıyor. En son Mehmet Ağar’ın oğlu Tolga Ağar’ın evine röportaj yapmak için giden Yeldana’nın, AKP milletvekili Şirin Ünal’ın evinde ölü bulunan Nadira’nın şüpheli ölümlerinin üstü kapatılıyor. 5 Ocak 2020’den beri kayıp olan Gülistan Doku’yu darp eden üvey babası polis olan Zaynal Abarakov tutuklanmıyor” dedi.
Birbirinden suçlu bu erkekler cezasızlıkla ödüllendirilirken yaşamını savunan kadınlar cezalandırıldığını anlatan Ersürer şunları söyledi: “Yıllarca sistematik olarak şiddetine maruz kaldığı eşini ölmemek için öldürmek zorunda kalan Çilem’in aldığı 15 yıl hapis cezası Yargıtay tarafından onandı. Çilem’i ve özsavunma uygulamak zorunda kalan kadınları erkek yargının insafına bırakmayacağız. Özsavunma hakkımızdan, birbirimizden vazgeçmiyoruz. İktidarın kadın düşmanı politikalarından ve cezasızlıktan güç alan suç çeteleri kadınların ve kız çocuklarının hayatlarını hedef alıyor. Bunun yereldeki yansımasını tarım sektöründe paketleme işçisi kadınlara ve kız çocuklarına yönelik tecavüz, seks işçiliğine zorlama , şantaj suçlarının açığa çıkmasında gördük. Bir kez daha işyerlerinde, tacize, mobbinge, cinsel şiddete sessiz kalmayacağımızı tekrar ediyoruz.”