Hediye Eroğlu
Mersin’de Emek ve Demokrasi Platformu 27 Şubat’ta Kadıköy, Beşiktaş İskelesi’nde gerçekleştirilecek Demokrasi ve Laiklik Buluşmasına davet için Özgür Çocuk Parkı’nda basın açıklaması yaptı. Platformun dönem sözcüsü BES Şube Başkanı Murat Doğan “Eşit yurttaşlik temelinde özgür bir toplum için demokratik, laik ve bilimsel bir eğitim istiyoruz” dedi.
Ülkenin yol ayrımında olduğunu ifade eden Doğan, “Ekonomi krizde, siyaset krizde ve memleket krizde. Ne zaman ekonomik kriz olsa baskı ve din temelli yaklaşımlar yükseliyor. Emekçi halk her geçen gün yoksullaşıyor. Din istismar edilerek, siyasal İslam ve muhafazakarlaşma politikalarıyla toplumu kendi siyasal çıkarlarına göre dizayn etmeye çalışıyorlar” şeklinde konuştu
“EŞIT YURTTAŞLIK, DEMOKRASININ OLMAZSA OLMAZIDIR”
Eğitim kurumu tamamen tarikatlara, cemaatlere ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na teslim edilmiş durumda olduğunu ifade eden Doğan, “Eğitimin amacı bireyin kendi yeteneklerini keşfedip bunu geliştirmesini sağlamaktır. Düşünmeyi, sorgulamayı öğretmek ve kendine güvenen bireyler yetiştirmektir. Ancak, eğitim niteliksizleştirilip, içi tümüyle boşaltılıyor. Eğitim kurumları, muhafakarlaşma ve gericileştirme ilkeselliği ile kendi ifadeleriyle, ‘’dindar ve kindar’’ bir nesil yetiştirmenin merkezi haline getiriliyor. 12 Eylül dönemi ile başlayan din dersi dayatmasına, 4+4+4 eğitim sistemiyle birlikte seçmeli/zorunlu din dersleri eklendi. Dini konular neredeyse tüm derslerin müfredatlarına serpiştirildi. Birçok okul imam hatip okullarına dönüştürüldü. Bardağı taşıran son damla ise 1-3 Aralık’ta toplanan 20. Milli Eğitim Şura’sının zorunlu din derslerini ana sınıflarına kadar indiren tavsiye kararı oldu.
“MİLLÎ EĞİTİM ŞÛRASI TAVSİYE KARARI KABUL EDİLEMEZ”
Biliyoruz ki, bu karara dur demez isek, bu karar tavsiye kararı olarak kalmayacak, ilk fırsatta hayata geçirilecek ve devamı getirilecektir. 4-6 yaş çocuğuna din dersi vermek, somut düşünme aşamasında olan çocuğun dünyasını soyut kavramlar ile alt üst etmek insan haklarına aykırıdır. Bu tavsiye kararı, 4-6 yaş çocuğunun gelişim düzeyine, Evrensel Çocuk Hakları’na uygun olmadığı gibi Anayasa’nın laiklik ilkesine de aykırıdır. Çocuklar kimsenin siyasi malzemesi değildir. Çocuklar bu toplumun birer ferdi, özneleridir. Çocukların yeteneklerini açığa çıkarmalı, kendi kararlarını kendilerinin almasına, farklılıklarını ortaya koymasına imkân sağlanmalıdır.
Devletin görevi çocuklara bir dini empoze etmek değil, bütün inançlara eşit mesafede durarak din ve vicdan özgürlüğünü sağlamak, eşit yurttaşlık temelinde inanç ve vicdan özgürlüğünü kayıtsız şartsız güvence altına almaktır. Devlet, hiçbir dini koruyucu, kollayıcı, öğretici konumunda olamaz. Din eğitiminin devlet eliyle okullara sokulması ile eğitim demokratik, laik, bilimsel ve çağdaş özelliklerinden hızla uzaklaşır. Tekçi, ayrımcı, dayatmacı uygulama ve politikalar, toplumsal barışı, halkların bir arada yaşamasını zorlaştırır. Tekçilik zoru, zorbalığı ve ayrımcılığı getirir. Eğitimde zorunlu din dersleri Aleviler başta olmak üzere diğer farklı tüm inançlara mensup çocukların asimilasyonunu amaçlamaktadır. Eğitim sisteminin dinselleştirilmesi sadece Alevilerin sorunu değil, bu ülkede inanan, inanmayan, farklı inançlardan olan her kesimin sorunudur.”
“DİN DERSİ DAYATMASI SİYASİ KARAR”
Zorunlu din dersleri de, okul öncesinde din dayatmasınında siyasi kararlar olduğunu vurgulayan Doğan şunları söyledi: “20. Milli Eğitim Şurası’nda alınan okul öncesi din eğitimi tavsiye kararı, toplumu siyasal İslam ideolojisinin çıkarları doğrultusunda şekillendirme projesidir. Söz konusu toplumsal yıkım projesi derhal geri çekilmelidir. Demokratik, özgürlükçü, laik eğitim; eşitliğin, özgürlüğün ve adaletin hüküm sürdüğü bir toplumda yaşamın ilk adımıdır. Tekçi, inkârcı, asimilasyoncu, cinsiyetçi eğitime karşı çocukların birer özne kabul edildiği, çocuk haklarının korunduğu, herkesin erişebildiği, her çocuk için eşit koşullarda bilimsel, laik, anadilde ve kamusal eğitimin bütün koşulları bir an önce hazırlanmalıdır. Laiklik sadece din ve devlet işlerinin ayrılması değil, insan onurunu, tüm hak ve özgürlükleri korumanın, çoğulcu demokrasinin ön koşuludur. Gücümüz birliğimizdedir: Demokratik, özgürlükçü, halkçı, laik bir eğitim ve ülkeyi kurmak için bu yıkım kararını hep birlikte durduracağız! Demokrasi ve Laiklik için, 27 Şubat’ta Kadıköy, Beşiktaş İskelesi’nde saat 15.00’da gerçekleştirilecek buluşmaya demokrasiden, emekten, özgür ve eşit yurttaşlıktan yana olan cümle Can’lar davetlidir.”.