HEDİYE EROĞLU
Geçtiğimiz günlerde yapılan 12’inci olağan genel kurul sonrası göreve gelen Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Mersin Şubesi’nin yeni yönetimi, kamuoyunun karşısına çıktı.
Uğur Tulay başkanlığındaki EMO Mersin Şube yeni yönetim kurulu ile tanışma, bilgilendirme ve basın açıklaması etkinliği şube konferans salonunda yapıldı.
“SAVAŞIN BİR TARAFINA BİZ AKDENİZ’DE NÜKLEER SANTRAL İÇİN BİR ÜS VERDİK”
Öncelikle Rusya ve Ukrayna’da yaşanan savaşa değinen Tulay, savaşın her iki ülke halklarını etkileyeceğini, NATO’nun Rusya’yı kuşatması, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin insanlık dışı olduğunu, ülkelerin toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini vurguladı.
“Dolayısı ile Karadeniz’in karşı kıyısındaki savaş kuşkusuz ülkemizi de etkiliyor” diyen Tulay, “Unutmayalım, savaşın bir tarafına biz Akdeniz’de Nükleer Santral için bir üs verdik. Tüm dünya ülkelerinin nükleer güç santralinden vazgeçtiği bir dönemde, Rusya’nın, Ukrayna’daki Çernobil Nükleer Güç Santralini ele geçirmesi Avrupa’nın en büyük nükleer güç santrali olan Zaporizhzya’ya saldırı sonucu çıkan yangın tüm Avrupa’yı tedirgin ederken neyi güvenli kılacak Nükleer Düzenleme Kurumu yasası çıkarıldı?
Savaşın bir insanlık suçu olduğunu, tüm yaşananları Gazi Mustafa Kemal Atatürk çok önceleri, ‘yurtta sulh, cihanda sulh olarak özetlemişti. Yaşamı savunalım. Bitmek bilmeyen salgın, art arda yaşanan afetler ve tüm acımasızlığıyla devam eden savaşın gölgesi altında geçirdiğimiz bu günler, insan sağlığının ve hayatının ne kadar önemli olduğunu bizlere bir kez daha hatırlatıyor. İnsan yaşamına ve insanlığın ortak geleceğine olan tüm saygı ve inancımızla savaşsız ve sömürüsüz bir dünya dileğimizi bir kez daha haykırıyoruz. Savaşa hayır
Doğayı ve tarımı yok eden anlayışı değil, üreten zeytinliklerimizi koruyalım” dedi.
SÖMÜRÜ ANLAYIŞI DEVREDE
Açgözlü şirketlerin zeytinlikleri, ormanları, tarlaları, köyleri, insanları yuttuğu, tükettiği bir ülke istemediklerini de dile getiren Uğur Tulay, bugün ülkemizde egemen olan doğayı talan eden anlayışın, geride tümüyle verimsizleştirilmiş ve kirletilmiş bir toprağın bırakıldığı bir anlayışla sürdürüldüğünü belirtti. “Bu anlayış nedeniyle her yerde verimli ormanlık alanlarımız, tabiat zenginliklerimiz yok edilmektedir” diyen Başkan Tulay, bu anlayışın, yaşamı da sürdürülemez hale getirdiğini söyleyerek, “Bu anlayışı, bir üretim faaliyeti değil, bir sömürü faaliyeti olup doğayı ve halkı da sömürmektedir” diye konuştu.
“KAMUDA ÇALIŞAN MÜHENDİSLERİN, ‘EK GÖSTERGELERİ’NİN YÜKSELTİLMESİ ŞART!”
Mesleki sorunlarına yönelik de açıklamalarda bulunan EMO Mersin Şube Başkanı Uğur Tulay, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Kamu hizmetlerinin yerine getirilmesinde kamuda çalışan mühendislerin, özel bir önemi bulunmaktadır. Hizmetlerin planlanması, projelendirilmesi, uygulanması ve denetlenmesinde görev ve sorumluluk alan meslektaşlarımız, ülkenin; sanayileşmesi, kalkınması ve gelişmesi açısından hayati öneme sahip meslekleri icra etmektedir.
Özellikle son 25 yılda kamuda çeşitli statülerde çalışan ve farklı ücretler alan mühendisler, ekonomik ve sosyal hakları açısından oldukça ciddi bir satın alma gücü kaybına uğramıştır.
Kamuda çalışan meslektaşlarımızın aldıkları ücretlerin erimesinin yanı sıra emekliliklerine etki eden hakları da diğer kamu görevlilerine göre oldukça düşük kalmıştır.
Bu sebeplerle; ülkemizdeki açlık ve yoksulluk sınırları gözetilerek kamu emekçisi mühendis, maaşları insanca yaşayacakları bir düzeye yükseltilmeli ve ek göstergeleri 6400 arasında yükseltilmelidir.
EMEKLİLİK HAKLARIMIZDAN VAZGEÇMİYORUZ!
Ayrıca insanca yaşayabileceğimiz bir maaş ve sorunlarımıza çözüm istiyoruz! Geçtiğimiz yılı, yıllardır devam eden kriz ve salgın döneminin ardından; tüm birikimlerin bir avuç azınlık için tüketildiği, bütçe görüşmelerinin gençlerin, çalışanların, emeklilerin, tüm yurttaşların dışarıda bırakılarak tamamlandığı bir dönem ile kapattı.
SORUNLARIMIZA ÇÖZÜM İSTİYORUZ!
Çalışma alanlarında hizmetlerini sonlandırmış vatandaşlar gibi, emekli mühendisler, şuanda toplumun yoksul kesimleri arasında yer almaktadır. Tüm emekliler gibi meslektaşlarımızın da sosyal hakları, çalışma yaşamından sonraki yaşam güvenceleri ortadan kaldırılmak istenmektedir. Emeklilerin sorunlarının çözümü için: sosyal güvenlik sistemi sosyal risklere karşı emekliyi korumalı ve yaşlılığın güvencesi olarak devlet tarafından eksiksiz karşılamalıdır.
Emeklilerin devletin sırtında bir yük olduğu algısından bir an önce vazgeçilmeli; emeklilerin toplumsal yaşama katılmasının önündeki engeller kaldırılmalıdır.
Emeğimize, emeklilik haklarımıza, mesleğimize sahip çıkıyor, sorunlarımıza çözüm istiyoruz!”.
“ELEKTRİK DAĞITIM ŞİRKETİNİN GÖREV VE SORUMLULUKLARI GÖZ ARDI EDİLMEMELİ”
Zamlı elektrik faturalarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Uğur TUlay, elektrik dağıtım sistemi işletmesinin, bölgesel olarak tekel konumunda ve merkezi planlama anlayışı içinde kamusal hizmeti zorunlu kıldığını söyleyerek, “Bu nedenledir ki: özelleştirme uygulamalarına derhal son verilmelidir. Özelleştirilen bölgesel dağıtım şebekeleri ve şirketleri tekrar kamuya dönmelidir. Özelleştirilen verimli kamu santralleri kamuya geri dönmelidir. TEİAŞ özelleştirme kararları iptal edilmelidir. Enerjinin kamusal bir hizmet olduğu, üretimi, iletimi ve dağıtımın özel şirketlerin kar hırsına ve insafına bırakılmaksızın, kamu kuruluşları eliyle, toplum çıkarları doğrultusunda verilmesi gereği algısı tüm topluma mal edilmelidir.
KRİZDEN ÇIKIŞ EMEKTEN YANA POLİTİKALARLA MÜMKÜNDÜR!
Ülke tarihimizin en derin siyasal ve ekonomik krizlerinden birini yaşıyoruz. Gıda ürünlerinden doğalgaza, akaryakıttan elektriğe kadar tüm ürünlere birbiri ardına gelen zamlar, emeğiyle geçinen geniş toplum kesimlerinin hayatlarını sürdürülemez hale getirdi.
Başta gıda ürünleri olmak üzere elektrik, doğalgaz, akaryakıt, ulaşım gibi temel ihtiyaç kalemlerine yapılan zamlar geri alınmalı, Yeniden Planlama yapılmalıdır. Halkın insanca yaşam taleplerine kulak verilmelidir. Krizden çıkış emekten yana politikalarla mümkündür!” dedi.
“YALNIZ DEĞİLSİNİZ”
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü de unutmayan Başkan Tulay, kadınların hayatın en özel varlıkları olduğunu vurgulayarak, “Kimi annemiz, kimi hayatımızın en büyük aşkı, kimi arkadaşımız, kimi ise göz bebeği kızımız... Kadınlara ithaf edilen o kadar özel günün arasında en önemli gündür belki de Dünya Emekçi Kadınlar Günü.
Haklarından vazgeçmeyen, inancını ve kendine güvenini asla kaybetmeyen güçlü kadının günü olan bu günde sadece Kadınlar Günü’nde değil, yaşamımızın her alanında fark yaratan kadınları her gün başımıza taç ederiz. Bizler, kadınlardan alınan ilhamla dünyanın daha güzel ve yaşanabilecek bir yer haline geldiğini unutmuyoruz.
Bizler EMO ailesi olarak, kadına yönelik her türlü şiddetin önlenmesi ve kadına karşı şiddet ile mücadele alanında bütüncül işbirliği yaklaşımlarından oluşan İstanbul Sözleşmesinin hayata geçirildiği, kadın gibi gülen, kadın gibi üreten, kadın gibi vefalı, kadın gibi zarif bir dünya istiyoruz. Kadınlarımızın, Özgür, eşit ve şiddetsiz yaşam mücadeleleriyle gurur duyuyoruz. Her türlü ayrımcılığa, cinsiyet eşitsizliğine dur demekten, yarınlarımız için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Sevginin, özverinin timsali olan tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü yürekten kutluyoruz,
Odası için benimle aynı duyguları paylaşan, Aynı kaygıları taşıyan, aynı zorlukları sırtlanmaya hazır olan arkadaşlarım, cumhuriyete olan sarsılmaz inanç ve bağlılıkla, ne ben yalnızım, ne siz yalnızsınız” dedi.
GÜN KİŞİSEL HESAPLARIN GÜNÜ DEĞİL
Gün kişisel hesapların günü değil, gün geçmiş kırgınlıkların, farklılıkların günü değil,
Gün yaşadıklarımızın farkında olma günü. Gün odamız için kenetlenme günü. Sizlerden aldığımız güçle hizmet yarışında yeni bir dönemi birlikte alacağımız kararlar ile taçlandıracağız, sorunları el birliği ile aşacağız, Bugün olduğu gibi yarın da bize, ortak kaygılarımıza, ortak sevdamıza, ortak geleceğimize sahip çıkmanızı istiyoruz.
Bu odaya emeğini, yüreğini, gücünü, desteğini, hangi boyutta olursa olsun katkısını koyacak arkadaşlar, yolumuz uzun, heyecanımız ilk günkü kadar yüksek, sizlerle birlikte, başaracağımız çok işler var. Cumhuriyetimize, bu güzel ülkeye, bu güzel şehir Mersin’e, temsilciliklerimizin bulunduğu Karaman, Niğde, Tarsus, Silifke ve Anamur’a bu odanın güzel insanlarına hizmet etmek bir şereftir. Bu şerefi birlikte paylaşacağımız tüm arkadaşlarım, meslektaşlarım, bana ve bizlere burada olma şerefini, onurunu verdiğiniz için teşekkür ediyorum” diye konuştu.