8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü nedeniyle Mersin Kadın Platformu tarafından düzenlenen Feminst Gece Yürüşü’ne katılan kadınlar
Hediye Eroğlu
Mersin Kadın Platformu tarafından 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle Feminist gece yürüyüşü düzenlendi. Yürüyüşe katılan kadınlar Yenişehir ilçesindeki Kuşimato Sokağı’nda buluştu. Kadınlar Adnan Menderes Bulvarı Barış Meydanı’na kadar yürüdü. HDP Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan’ın yanı sıra siyasi parti ve stk temsilcileri ve çok sayıda kadının katıldığı yürüyüşte “İtaat yok feminst isyan var”, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır”,”6284 sayılı yasa ve İstanbul Sözleşmesi uygulansın” , “Kadına yönelik şiddete dur de”, “Eşitiz, özgürüz, emekçiyiz”, “Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizimdir” yazılı pankartların yanı sıra cinayete kurban giden kadınların fotoğrafların yer aldığı afişler taşındı.
Daha sonra Özgecan Aslan Barış Meydanı’nda basın açıklaması yapıldı. Mersin Kadın Platformu adına düzenlenen basın açıklamasını okuyan Melisa Açıkbaş, “Kamusal alanları, kentlerimizi ve yaşam alanlarımızı daraltarak bizi eve hapsetmeye çalışanlara, bizi babayla, kocayla, aileyle tanımlayanlara, işsiz bırakarak biat etmeye zorlayanlara karşı itaat yok, feminist isyan var” dedi.
“DAYANIŞMAYI BÜYÜTÜYORUZ”
Dinmeyen öfkeleri ile dayanışmalarını büyütmeye devam ettiklerini ifade eden Açıkbaş, “Uluslararası Kadın Günü, 1910 tarihli 2. Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı’nda kabul edildi ve ilk kez, 1911 yılında ‘kadınlara oy hakkı talebiyle kutlandı. Diğer talepler, çalışan kadınlar için yasa çıkartılması, anneler ve çocuklarına sosyal yardım sağlanması, bekar annelere eşit muamele, kreş ve bakımevleri açılması, tüm okullarda çocuklara parasız eğitim ve parasız yemek hakkıydı. 1914 yılında savaşın patlamasıyla ’Dünya Kadınlar Günü’nün en önemli taleplerinden biri ‘barış’ oldu” şeklinde konuştu.
“Bin bir emek ve mücadeleyle elde ettikleri İstanbul Sözleşmesini bir gecede fesheden Erdoğan ve onun erkek yargısı; 6284’ü etkin uygulamayarak, nafaka hakkımıza göz dikerek, haksız tahrik indirimlerine hız kesmeden devam ederek bizleri sindirmeye çalışıyor” diyen Açıkbaş şunları söyledi:
“Tecavüzcüleri aklamak için yasa çıkarmaya çalışan, 9 yaşında çocuk evlenebilir diyen, çocuk yaşta doğumları gizleyen, Ensar’ı aklayan, tecavüzcülere katillere iyi hal indirimi uygulayan çürümüş erkek egemen sistem karşısında susmuyoruz! Çocuk istismarının faili çürümüş erkek egemen sistem iken, idam ve hadım tartışmaları ile suç bireyselleştirilmeye çalışılıyor. İstismar ile rızaya dayalı cinsel ilişkiyi zina kavramı üzerinden tartışmak hem cinsel suçları normalleştirmek hem de dini kuralları topluma dayatmak için fırsatçılık yapmaktır! İstismarın AKP iktidarı tarafından meşrulaştırılmasına izin vermeyeceğiz! Hadım cezası, zina tartışması şerri hukuk demektir, asla kabul edilemez! Cinsel şiddetin devlet şiddeti ile çözülmeye çalışılması çözümden çok şiddet üretecektir. Biz kadınlar yaşamı savunuyoruz.”
“YÜZ BİN LİRAYI AŞAN CEZALARLA MÜCADELE ETTİK”
Mersin’de, bu meydanlarda çok kez bir araya geldiklerini ifade eden Gülşah Şahin de “Aramızdan alınan kadınlar için isyanın sesini yükselttik. Adliye önlerinden, sokaklardan Kübra Aşkın’ın, Cemile Aslan’ın, Feray Şahin’in, İrem Bahçe’nin, Özgecan’ın adını haykırdık. Bedenleri, emekleri küçük yaştan itibaren sömürülen, paketleme işçiliği yaptırılan çocuklar için, kadınlar için isyanı yükselttik. Onlarca gün haklarımız, kazanımlarımız için tam da bu meydanda nöbetler tuttuk. Yüz bin lirayı aşan cezalarla mücadele ettik. İtirazlarımızla bu mücadelede birçok cezanın iptalini sağladık. Ataerkinin, erkek devletin dayattığı itaat naraları karşısında bir tek şey söyledik; itaat yok feminist isyan var!” diye konuştu.
“YAŞASIN FEMİNİST MÜCADELEMİZ”
Kadın cinayetlerine, şiddete, tacize, tecavüze, şüpheli kadın ölümlerine karşı isyanda olduklarını ifade eden Şahin şunları söyledi: “Sadece 2021 yılında bu topraklarda en az 339 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 217 tane şüpheli kadın ölümü yaşandı. Kadına yönelik şiddet her anlamda artarken kadınların, çocukların, LGBTİQ+’ların korunması için bütünlüklü politikalar üretmesi gerekenler şiddet vakalarının düştüğü yalanlarını üretmeye ve yılların mücadele birikimiyle kazandığımız haklara saldırmaya devam etti. Cumhurbaşkanı İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çıkma cüreti gösterirken bizler ertesi gün tüm ülkede sokağa çıkarak kadın düşmanlarına cevap verdik. Yüzlerce kadın aramızdan alınırken biz faillerden de failleri cezasız bırakanlardan da hesap sorduk. Şüpheli kadın ölümlerinin aydınlatılması gerektiğini her yerde haykırdık, 2 yılı aşkın süredir kayıp olan Gülistan Doku için “nerede” demekten hiçbir zaman vazgeçmedik. Erkek egemen sistemin kamusal alandan özel alana meşru kılmaya çalıştığı şiddete tacize, tecavüze karşı birbirimizi savunduk. Krizin içinde biriken öfkeyi kadınların, LGBTİQ+’ların üstüne yönlendirmeye çalışan erkek ittifakının sözcüsü olan Süleyman Soylu nefret diliyle zehirler saçarken de susmadık ve yineliyoruz; bu nefrete edecek tek sözümüz var; o eril dilini de krizini de al git!”
“KADINLARIN NAFAKA HAKKINA GÖZ DİKTİLER”
Fatoş Sarıkaya ise İstanbul Sözleşmesi’nden hukuka aykırı imza çeken erkek egemen devlet aklının 6. Yargı Paketi ile nafaka hakkına saldırıp aile arabuluculuğu getirme planları yaptığını söyledi.
Yalan dolanla bir araya gelen sözde nafaka mağduru erkeklerin 250 ile 400 TL arasında verilen nafakaya göz diktiğini ifade eden Sarıkaya şunları söyledi: “Her 4 kadından yalnızca 1’i çalışabiliyorken, geniş tanımlı kadın işsizliği oranı pandemi sonrası ekonomik krizle birlikte yüzde 40’lara ulaştı. Kadın istihdamı oranı ise yüzde 26’ya geriledi. Türkiye’de aynı işte çalışmalarına rağmen kadınlar erkeklerden %12 daha az kazanıyor. Tüm bu eşitsizlikler ortadayken nafaka hakkına saldırı kadınları şiddete açık hale getiriyor, istemedikleri evliliklerde kalmaya zorluyor. Bu koşullarda nafakaya evlilik süresine bağlı olarak sınır koymak erkekleri güçlendirmek, kadınları o evliliklere mecbur etmek anlamına geliyor.
“SUSMAYACAĞIZ, KORKMAYACAĞIZ”
Kadınlara karşı düşman hukuku işleten erkek egemen devletten hesap sormak için buradayız! Eşit haklarla bir arada yaşamanın koşullarının sağlanmasını, kalıcı ve onurlu bir barışı elde edene kadar susmayacağız, korkmayacağız! Yasama, yürütme, yargı dahil bütün yetkilerin ve gücün tek bir adamın güdümünde olmasına, kadınların eşit ve özgür bir yaşam taleplerini tehdit etmesine, siyasetin erkekleșmesine izin vermeyeceğiz. Kadınların siyasetine, siyasetin kadınlarına sahip çıkıyoruz. Eşit ve özgür bir yaşamı biz kuracağız. Hayatımız, özgürlüğümüz, geleceğimiz hakkında söz söyleyen biz olacağız.
“DÜNYAYI YERİNDEN OYNATACAĞIZ”
Birbirimizi savunduğumuz, direniş dolu bir yılın ardından kaybettiğimiz tüm kadınlara, LGBTİQ+lara, hapishanelerdeki tüm tutsaklara; sokakta, evde, işte, okulda, tacize, tecavüze, erkek şiddetine karşı yaşamak için mücadele verenlere 8 Mart alanından bir kez daha söz veriyoruz: Susmayacağız, korkmayacağız, dünyayı yerinden oynatacağız! Umutsuzluğa kapılırsak bu kalabalığı hatırlayacağız! Unutma karanlıktan korkarsan bu kenti ateşe verenler yine biz olacağız!”