Hasan Küçük
Mersin’de KESK üyeleri OHAL uygulamaları ile ortaya çıkan adaletsizliklere dikkat çekmek için 20-25 Temmuz tarihleri arasında Eğitim Sen binasında gerçekleştirdikleri adalet nöbeti sona erdi. Adalet nöbetinin sona ermesi nedeniyle Eğitim Sen Mersin Şubesi’nde basın açıklaması gerçekleştirildi. KESK Mersin Şubeler Platformu adına basın açıklamasını okuyan Eğitim Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, “AKP hükümeti OHAL’i fırsata çevirerek on binlerce kamu emekçisinin çalışma hakkını herhangi bir yargısal süreç işletmeden, savunma almadan ve somut belge, bilgiye dayanmadan ve evrensel güvenceleri ihlal ederek ellerinden aldı ve ihraç etti” dedi.
“ONBİNLERCE KAMU EMEKÇİSİ İHRAÇ EDİLDİ”
KHK’lar eliyle ve Resmi Gazete’de isimlerinin yayınlanmasıyla on binlerce kamu emekçisi ihraç edildiğini hatırlatan Sümbül, “İktidarın ihraçlara ilişkin tüm itiraz yollarını kapatması içeride ve dışarıda itirazların yükselmesine neden olunca ve AİHM’e on binlerce başvuru yapılınca hızla bir oyalama mekanizmasına ihtiyaç duyuldu ve OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonunu görevlendirdi. OHAL KHK’ları eliyle ihraç edilen 4 bin 239 KESK’li işlemin iptali için komisyona başvurmuştur. Komisyon aradan 5 yıl geçmesine rağmen hala binden fazla dosyayı karara bağlamamıştır. Karara bağlanan dosyalardaki red oranının yüksek olması yanında yargıdaki kararların komisyon ile paralel olması da adalet arayışımızı daha önemli hale getirmektedir” şeklinde konuştu.
“GECİKEN ADALET ADALET DEĞİLDİR”
Aralarında şube yöneticilerininde bulunduğu en az 17 arkadaşlarının hayatlarını kaybettikten sonra komisyon kararıyla iade edildiklerini anlatan Sümbül, “Bir kez daha söylüyoruz, geciken adalet, adalet değildir. 100’den fazla insan yaşadıkları ağır sorunlar nedeniyle çıkmazdan kurtulamayarak intihar etmişlerdir. 375 sayılı KHK’ye eklenen geçici 35. Madde eliyle yapılan ihraç uygulaması derhal sona erdirilmelidir. İş güvencesi iktidarın sopası haline getirilmemeli, sendikal örgütlenme önündeki engeller kaldırılmalıdır” ifadelerini kullandı.
“İKTİDAR TALİMATI İLE ALINAN RED KARARLARI SUÇTUR”
Anayasa Mahkemesi’nin kararına rağmen Barış Akademisyenlerine ilişkin OHAL Komisyonu’nun iktidarın talimatı ile aldığı anlaşılan red kararlarının açıkça suç olduğunu anlatan Sümbül, “Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımayan komisyon, iktidarın suçuna ortak olmuştur. Temel hak ve özgürlüklerin askıya alınması süreci artarak devam etmektedir. İstanbul Sözleşmesinin hukuksuz şekilde feshedilmesi de OHAL rejimi sürecinin uygulamalarındandır. Görüşmeleri Ekim 2022’ye ertelenen Sansür Yasası düzenlemesi iktidarın OHAL uygulamalarıyla dahi yetinmediğini, sıkıyönetime varan uygulamaları hayata geçirmeyi hedeflediğini kanıtlamaktadır. Özellikle OHAL ile birlikte yargının giderek daha fazla siyasallaşarak iktidarın gündemi ve ihtiyaçları üzerinden hareket etmesi ülkede gerek emekçiler ve gerekse yurttaşların büyük bir kesimi açısından adalet arayışının yoğunlaşmasına yol açmıştır. Gezi davası, Cumartesi anneleri ve Şenyaşar Ailesinin mücadelesi bu adalet arayışın simgeleri olarak öne çıkmıştır. Adalet arayışımızı sürdürürken adalet arayan herkesin yanında olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
“KHK’LAR GİDECEK BİZ KAZANACAĞIZ”
Sümbül şunları kaydetti: “Fiili OHAL ortamında inşa edilen Tek Adam Rejimi uygulamaları sonucunda toplumun birçok kesiminde adalete olan ihtiyacı hiç olmadığı kadar temel bir talep haline getirmiştir. Tek Adama dayalı rejimin fiili uygulamalarının anayasa üstü görüldüğü günümüzde temel mücadele alanlarının başında emek, demokrasi, eşitlik, barış ve adalet mücadelesi gelmektedir. KESK olarak da sendikal hak ve özgürlüklere yönelik ihlallerin artmasına karşı ve KESK’li ihraç üyelerin görevlerine iade edilmelerine yönelik hukuki, fiili ve meşru mücadelemiz kesintisiz devam etmektedir. Hukuksuz ihraçlardan dolayı mağdur olan tüm kamu emekçilerinin maddi, manevi hak kayıpları karşılanmalıdır. İktidar başta örgütlenme, düşünce ve ifade özgürlüğü hakkı olmak üzere temel hak ve özgürlüklere yönelik baskı politikalarına son vermeli, ceza ve soruşturmaları durdurmalıdır. Son arkadaşımız görevine iade edilinceye ve bu zulüm bitinceye kadar mücadelemizi devam ettireceğimizi buradan bir kez daha haykırıyoruz. KHK’lar gidecek biz kazanacağız.”