HEDİYE EROĞLU
Akdeniz Belediye Meclis Üyelerinin de içinde olduğu gözaltı operasyonlarına Mersin Emek ve Demokrasi Platformundan kınama geldi.
İnsan Hakları Derneği Mersin Şubesinde yapılan basın açıklamasını platform adına “Haksız ve hukuksuz gözaltılar istemiyoruz!” başlığıyla gözaltılara ilişkin açıklamayı Av. Gazi İnci okudu.
“HALK İRADESİ GASP EDİLDİ”
Geçtiğimiz günlerde Türkiye, Mersin’de hukuksuzluğa, usulsüzlüğe, kamu mallarının talanınına neden olabilecek, halkın iradesinin gaspı anlamına gelecek, etik dışı tutum ve uygulamalara tanık olduklarını söyleyen İnci, 22 Temmuz Cuma günü tüm Akdeniz Belediyesi meclis üyelerine, 28 Temmuz tarihinde toplantı yapmak üzere gündem maddeleri gönderildiğini bildirdi. Gündemde; 50 Milyon TL borçlanma, Belediye’ye ait eski TEDAŞ binasının satılması, Yılmaz Güney Gençlik Parkı’nın yurt yapılmak üzere Mersin Valiliği’ne tahsisi gibi maddeler olduğunu aktaran İnci, Akdeniz halkına yarar sağlayacağı şaibeli olan gündem maddelerine belediye meclis üyelerinin çoğunluğunun şiddetle karşı olduğunu aktardı.
“MECLİS ÜYELERİ BELLİ Kİ ÇOK TEHLİKELİYDİ!...”
28 Temmuz Perşembe günü toplantı tarihi geldiğinde; Akdeniz Belediyesi meclis üyelerinden; Bedriye Kuş, Ali Tanrıverdi, Nevzat Baran, Nuriye Arslan ve Mehmet Bitkin hakkında sabahın erken saatlerinde evlerine baskınla yakalama işlemi yapıldığın anımsatan Gazi İnci, yakalama işlemi sırasında hiç bir geçerli sebep yokken meclis üyelerine ters kelepçe takılarak hukuksuzluk ve insan hakkı ihlalinin perçinlendiğini söyledi. Kişilerin, sadece kaçma şüphesi varsa ya da saldırgan bir tutum ve davranış içindeyse kelepçelenebileceğini belirten İnci, “Mersin yerelinde büyük bir nüfusu temsil eden bir parti olarak HDP İl Eş Başkanı Bedriye Kuş, 76 yaşında ve bir sürü kronik rahatsızlığı olan Ali Tanrıverdi ve hiç bir tehlike intibaı yaratmayan diğer meclis üyeleri belli ki çok tehlikeliydi!...
“ÇOK CİDDİ BİR SUÇ İŞLENDİĞİ İNTİBAI YARATILDI”
Meclis üyelerinin halkın iradesini temsil ettiği, davet edildiklerinde ifadeye gidecekleri barizken emniyete çağrılmadan baskın yapıldı. Oysa bu hukuksuzluğu yapanlar da bizim kadar iyi biliyor ki gözaltına alınan meclis üyeleri çağırıldıklarında ifadeye gidecek ve gözaltı işlemini yapmaya gerek duyulmayacaktı.
Meclis üyelerinin ifadeleri yakalama işleminden hemen sonra aynı gün alınabilecekken, özgürlüklerinden ve siyasal görevlerinden mahrum bırakılmak üzere bir gün keyfi olarak gözaltında bekletildi.
Aynı gün her biri farklı konu ve farklı soruşturmalardan 26 kişi hakkında da sabah saatlerinde baskınla yakalama/gözaltı işlemi yapılarak medyada sanki kişilerin ortak bir dosya sebebiyle gözaltına alındığı ve çok ciddi bir suç işlendiği intibaı yaratıldı.
Hükümete yakın yazılı ve görsel medyada, ‘Mersin’de Terör Operasyonu’ başlıklarıyla haberler geçti. İlginç olan ise; Mersin İl Emniyet Müdürlüğü, kurumsal twitter hesabında bu kirli hukuksuzlukla ilgili, ‘Temizleme Operasyonu’ tweeti altında hükümete yakın medya kurumlarından yaklaşık yirmi haber yayınladı. Fakat biz biliyoruz ki hiçbir yalan bu kiri aklayamayacak, sorumlular hakkında muhakkak adalet tecelli edecek” dedi.
“MECLİS ALELACELE KARARLAR ALDI”
Aynı gün 28 Temmuz Cuma günü; Akdeniz Belediyesinde borçlanma ve belediye mallarının başka kurumlara tahsisi gibi gündemleri ele almak adına toplantı yapılmak istendiğini de hatırlatan avukat Gazi İnci, ancak bu oturumun toplantı, yeter sayısı sağlanamadığı için yapılamadığını aktardı
29 Temmuz Cuma günü; olağanüstü toplantı usullerine göre alınamayacak kararlardan olmasına rağmen, Akdeniz Belediyesi’nde AKP ve MHP’li meclis üyelerinin katılımıyla, olağanüstü toplantı yapılarak toplantı yeter sayısına bakılmaksızın önceki günün bütün gündem maddelerini kabul edildiğini söyleyen İnci, başkan ve diğer meclis üyelerinin, haksız şekilde gözaltına alınan meclis üyelerinin serbest bırakıldığı bir tarihte toplantı yapmak yerine onların toplantıya gelemeyeceği bir tarihte, şüpheli bir şekilde gözaltına alındıkları sıra alelacele kararlar aldığını savundu.
GÖZALTININ NEDENİ: PKK BİR TERÖR ÖRGÜTÜ MÜDÜR? SORUSU
“Aynı gün, meclis toplantısında kararlar alındığı sıralarda gözaltına alınan meclis üyelerinin ifadesi alınmaktaydı” diyen Gazi İnci, “İfadenin tek konusu geçmiş tarihlerdeki bir meclis toplantısında Akdeniz Belediye Başkanı Mustafa Gültak’ın, toplantı gündeminde olmayan ve toplantı gündemine dahi alınamayacak olan ‘PKK bir terör örgütü müdür?’ sorusunu oylaması ve bazı meclis üyelerinin oylamaya katılmamasıydı. Bu haksız, gündem dışı soruya ilişkin sadece gözaltına alınan meclis üyeleri değil, meclisin çoğunluğunu oluşturan toplamda 21 üye oylamaya katılmamış ve başkanın sorusunu protesto etmişti. Çünkü Anayasa m. 25 hükmü açıktır! Kimse düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz. Hele bir kamu kurumunda buna asla yer olmaz. Nitekim meclis üyeleri, ifadeleri alındıktan sonra çıkarıldıkları sulh ceza hakimliğinde hiçbir koruma tedbiri altına alınmadan serbest bırakıldılar.
“BU HUKUKSUZLUK UYGULAMALARI BİR DİSTOPYANIN İLANIDIR!”
Tüm anlatılan süreçlerde görülüyor ki yargı erkinin soruşturma birimleri, emniyet birimleri ve bir ilçe belediyesi, alenen kamu görevi üstlenen bireylerin ifade özgürlüğünü ihlal etmiştir. Halkın siyasi iradesine müdahalede bulunmuş, hiçbir hukuki temeli olmadan kişileri hürriyetinden ve siyasal haklarını kullanmaktan mahrum bırakmışlardır…
Bu ülkede birçok hukuksuzluğun yaşandığına tanık olduk. Ama hepsi de bir şekilde gizlenmeye çalışıldı; kimi ustalıkla, kimi de çok acemice…
Fakat son zamanlarda hukuksuzluğun hiç bir çekince görülmeden alenileştirildiği uygulamalara tanık oluyoruz.
Bu hukuksuzluk uygulamaları bir distopyanın ilanıdır! Bu hukuksuzluk uygulamaları, artık hiç kimsenin özgürlük ve güvenlik hakkının olmadığının göstergesidir. Hukuksuzlukların alenileştirilmesi, birçok kamu kurumunun aleni hukuksuzlukları ortak yürütmesi, maalesef hukuk güvenliğinde son demleri yaşadığımızı göstermektedir. Yarın hangi bireyin, ne gibi kötü emeller için alenen haksızlığa maruz kalacağı artık belirsizdir.
İktidarı derhal bu gayri hukuki yol ve yöntemlerin sıradanlaşmaması, bir rutin haline gelmemesi için gerekli önlemleri almaya, Anayasa’ya ve usulüne uygun imzalanmış uluslararası hukuk normlarına uymaya davet ediyoruz” dedi.
“HUKUK YOK SAYILIYORSA, ÇETEVARİ YAPILAR HÜKMETMEYE BAŞLAR”
Gazi İnci ayrıca Alevi kurumlarına yapılan saldırıyı da kınadı. “Bir ülkede hukuk normları yok sayılıyorsa o ülke devlet olma niteliğini yitirmeye yüz tutar” diyen İnci, “Çetevari yapılar ülkeye hükmetmeye başlar ve ülkedeki farklılıklar zenginlik yerine ayrışmalara, çatışmalara gerekçe yapılır. Ülkeleri yönetenlerin ayrıştırıcı, ötekileştirici nefret dili gerginliği ve saldırganlığı artırır.
Nitekim 30 Temmuz Cumartesi tarihinde Ankara’da aynı günde Şah’ı Merdan Cemevi, Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı Genel Müdürlüğü ve Ana Fatma Cemevi’nde saldırı gerçekleşti. Saldırıya uğrayan tüm Alevi Bektaşi kurumlarına geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz.
“BU SALDIRILAR TESADÜF DEĞİL”
Bu saldırılar tesadüf değildir. Tüm distopik kurguların temelinde her zaman tekçi, antidemokrat anlayış egemendir. İktidarın hak ve özgürlükleri ihlal etmesi, maalesef kişiler nezdinde de hak ve özgürlüklerin ihlal edilmesini meşru zemine oturtur. Bu nedenle iktidar her hukuksuzluğunun asli faili olduğu gibi aynı hukuksuzluğu gerçekleştiren bireylerin de azmettiricisidir.
Bizler Mersin Emek ve Demokrasi Bileşenleri olarak derhal bu hukuk dışı eylemlerin sonlanmasını talep ediyor, haklarında haksız yakalama/gözaltı işlemi başlatılan kişilerle ilgili hak ihlallerinin sona erdirilmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını talep ediyor, halkın hizmetine tesis edilmiş tüm kamu kurumlarının alenen hukuksuzluklara alet olmasına şiddetle karşı çıkıyoruz. Herkes için adalet, herkes için demokrasi” diye konuştu.
Açıklamanın ardından platform üyeleri HDP’ye geçmiş olsun ziyareti gerçekleştirdi.