Haber Merkezi

Birleşik Kamu-İş Açlık-Yoksulluk Araştırması’na göre; yüksek enflasyon dört kişilik bir ailenin sağlıklı ve dengeli beslenmesi için gereken aylık harcama tutarını Ağustos’ta 284 lira daha artırarak 7 bin 282 liraya yükseltti.

Tüm ihtiyaçların insan onuruna yaraşır bir şekilde yoksunluk hissi çekilmeden karşılanabilmesi için yapılması gereken harcamayı gösteren yoksulluk sınırı ise 21 bin 784 lirayı buldu.

ENFLASYON DÖNGÜSÜ, YOKSULLUK VE AÇLIĞI BÜYÜTÜYOR

Birleşik Kamu-İş Mersin İl Başkanı Yakup Tekin, araştırmayı değerlendirerek iktidarın, yanlış politikalarla Türkiye’yi içerisine soktuğu yüksek enflasyon döngüsünün yoksulluk ve açlık sorununu hızla büyütmeye devam etiğini işaret etti. “Temel gıda fiyatlarında son aylarda gözlenen yüksek artışlar dört kişilik bir ailenin açlık sınırın ağustosta 7 bin liranın üzerine çıkarırken, barınma, yoksulluk sınırı da 21 bin 784 liraya kadar çıktı” diyen Tekin, yoksulluk sınırı araştırmasının acı gerçekleri ortaya koyduğunu belirtti.

“Açlık sınırı ağustosta bir önceki aya göre 284 lira artarken, gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama 243 lira artarak 14 bin 466 liraya yükseldi, yoksulluk sınırı da 527 lira daha arttı” diyen Tekin, “Son bir yılda açlık sınırı 3 bin 693 lira, gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama ise 5 bin 685 lira arttı. Ailelerin gıda ve gıda dışı ihtiyaçlarını insan onuruna yaraşır bir şekilde yoksunluk hissi çekmeden karşılayabilmesi için yapması gereken toplam harcama tutarını gösteren yoksulluk sınırı son bir yılda toplam 9 bin 351 liralık artış gösterdi.

YOKSUL HİSSETMEMEK İÇİN 21 BİN 784 LİRAYA GEREKLİ

Yoksulluk sınırının belirlenmesinde gıda dışı gereksinimlerin fiyat artışları da esas alınarak yapılan araştırmaya göre, dört kişilik bir ailenin gıda dışındaki gereksinimlerini ‘yoksunluk hissi duymadan’ karşılayabilmesi için gereken harcama tutarı da ağustosta 243 liralık artışla 14 bin 466 liraya yükseldi.

Ağustosta dört kişinin giyim ve ayakkabı harcamaları 890 liraya, barınma (kira dahil) harcamaları 3 bin 198 liraya, ev eşyası harcamaları bin 929 liraya, sağlık harcamaları 595  liraya, ulaştırma harcamaları 4 bin 58 liraya, haberleşme harcamaları 650 liraya, eğlence ve kültür harcamaları 550 liraya, eğitim harcamaları 346 liraya, tatil-otel harcamaları bin 324 liraya ve çeşitli mal ve hizmetlerle ilgili harcamalar ise 926 liraya çıktı.

Dört kişilik bir ailenin insan onuruna yaraşır bir şekilde yoksunluk hissi çekmeden yaşayabilmesi için yapması gereken gıda ile gıda dışı harcamaların toplam tutarını gösteren yoksulluk sınırı (içki ve sigara harcamaları hariç) ise ağustosta 527 lira daha artarak 21 bin 784 liraya yükseldi. Yoksulluk sınırında, bu  yılın ilk sekiz aylık döneminde 8 bin 236 liralık,  son bir yılda ise 9 bin 351 liralık artış yaşandı.

ENFLASYON FARKI AYLIK OLARAK YANSITILSAYDI

Ekonomik kriz ve AKP iktidarının ekonomi bilimi ile inatlaşmasıyla oluşan yüksek enflasyon ortamında defalarca dile getirdiğimiz enflasyon farklarının aylık olarak maaşlara yansıtılması talebi yerine getirilmedi.

Bugün 9 bin 105 lira olan en düşük devlet memuru maaşı, Temmuz ayına kadar geçen yedi aylık dönemde en düşük maaş alan kamu emekçisinin cebine TÜİK enflasyon oranına göre 10 bin 276 lira, Kamu-Ar verilerine göre ise 23 bin 487 lira fazladan para girmiş olacaktı.

Ayrıca Kamu-Ar verilerine göre açıklanan halkın enflasyonunda en düşük kamu emekçisinin maaşı 9 bin 105 lira değil, 11 bin 910 liraya yükselmesi gerekmektedir.

AKP iktidarı TÜİK aracılığıyla kamu emekçilerinin haklarını gasp ettiği gibi, her ay daha da zorlaşan hayat şartlarında, enflasyon farklarını aylık olarak maaşlara yansıtmayarak yurttaşları binlerce lira zarara uğratmaya devam etmektedir.

AKP iktidarının yurdumuzda yarattığı ekonomik ve sosyal yıkımı içi boş müjdelerle tamir etmeye çalışması yurttaşlar nezdinde hiçbir karşılık bulmamaktadır.

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; enflasyon farklarının aylık olarak maaşlara yansıtılması ve akla ve bilime uygun ekonomi politikaları ile içinden çıkılmaz bir hal alan ekonomik bunalıma çare bulunmaları gerektiğini bir kez daha hatırlatıyoruz” dedi.