Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliği’nin yarattığı adaletsizliğe tepki göstererek alanlara inen asistan hekimler 15 Eylül’e kadar adaletsizliğin ve ayrımcılığın ortadan kaldırılmaması halinde iş bırakma eylemi yapacaklarını duyurdu.
Hasan Küçük
Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde görev yapan asistan hekimler 12 Ağustos 2022'de yayımlanan Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliğine tepki göstermek için hastanenin poliklinik girişi önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Mersin Tabip Odası ve sağlık emekçilerinin de destek verdiği basın açıklamasında ilk söz alan Tabip Odası Başkanı Nasır Nesanır, Sağlık Bakanlığı yeni ek ödeme yönetmeliği ile hem tıp eğitimine hem de koruyucu hekimlik uygulamalarına balta vurduğunu söyledi.
NESANIR: DÜZENLEME BİZİM TALEPLERİMİZE GÖRE YAPILMADI
12 Ağustos 2022 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliğinin yeni tanımlar getirmiş ve bunlara bağlı olarak yeni hesap formülleri öngörmüş olsa da Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın sağlığı rant alanı olarak gören özünü koruduğunun görüldüğünü anlatan Nesanır, "Uzun süredir yürüttüğümüz mücadele sonrasında Sağlık Bakanlığı, ekonomik haklarımıza yönelik adım atmak zorunda kalmış; ancak düzenlemeler bizim taleplerimizi değil, iktidarın yıllardır yürüttüğü, içinde bulunduğumuz sağlık krizine neden olan politikalar esas alınarak yapılmıştır. Yapılan bu düzenlemeler de öncekiler gibi branşlar, hastaneler, kadrolar arası ciddi eşitsizlikler yaratmakta, sağlık sisteminin temel taşı olan birinci basamağı görmezden gelmektedir" şeklinde konuştu.
"SAĞLIK SİSTEMİNDE YÜKÜ ASİSTAN HEKİMLER ÇEKİYOR"
Asistan hekimlar adına konuşan MEÜ Tıp Fakültesi Dahiliye Anabilim Dalında araştırma görevlisi Dr. Mahsun Kak ise üniversitelerde görev yapan asistan hekimler olarak bulundukları iller hatta bölgelerde en zor vakalarla baş etmeye, en ağır hastaları tedavi etmeye çalışıyoruz. Bu sağlık sistemi içerisindeki yükün önemli bir bölümünü biz asistan hekimler çekmekteyiz" dedi.
Sağlık Bakanlığına, Yüksek Öğretim Kurumu’na, hocalarına tüm hekim ve sağlık emekçisi arkadaşlarına ve halka seslenin Kak, "Özlük haklarımız için verdiğimiz mücadelede yaklaşık 1 yıl önce bizlere sözler verilmiş, müjdeler duyurulmuştur. Bu sözler yerine getirilmemiş, sürekli oyalanmış ve beklenmemiz istenmiştir. Sağlıkta şiddet, nöbet sayılarının azaltılması, nöbet ertesi izin hakkı, tek kalemde yatan ve emekliliğe yansıyan ödemeler gibi taleplerimiz konusunda hala somut ve gerçekçi adımlar atılmamıştır. Bununla birlikte 12 Ağustos’ta yayınlanan Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliği ile ek ödemeler üzerinden bir gelir artışı sağlanmıştır. Ancak yayınlanan yönetmelik, üniversitede çalışan hekimleri Yükseköğretim Kurumu’na bağlı oldukları gerekçesiyle kapsamamıştır. İtirazlarımız sonucunda Yükseköğretim Kurumu’nun da buna yönelik bir çalışma başlattığı ilan edilmiş fakat hala net bir tarih ilan edilmemiş, aylardır bekleyen bizlere yine belirsiz vaatler ve bekleme süreci reva görülmüştür. Mevcut durum sonucunda Sağlık Bakanlığı’na bağlı hastanelerde çalışan hekimler ile üniversite hastanelerinde çalışan hekimler arasında, aynı işi yapmalarına rağmen, 2 kattan daha fazla gelir farkı oluşmuştur" şeklinde konuştu.
Bu sorunun en kısa sürede çözülmemesi halinde Tıpta Uzmanlık Sınavı’nda üniversitelerin tercih edilirliği düşeceğini ve şu an çalışmakta olan hekimlerin istifa edeceğini tahmin etmenin zor olmadığını anlatan Kak şöyle devam etti: "Ayrıca getirilen yönetmelik, geleceğin sağlıkçılarını ve bilim insanlarını yetiştiren, tıp fakültesi eğitiminde önemli yeri olan temel tıp bilimleri alanlarında görev yapan öğretim üyeleri ve asistan hekimleri taban katsayısı üzerinden klinik branş hekimlerinden ayırıp "gelir getirmeyen hekimler" olarak dışlayarak onur kırıcı ve kabul edilemez bir durum oluşturmuştur. Performansı ortadan kaldırma iddiasıyla duyurulan yönetmelik gerek taban katsayı ayrımlarıyla gerekse belirsiz teşvik uygulamasıyla performans sistemini daha da derinleştirmiştir. Mevcut yönetmelik değişmezse hekimler önümüzdeki dönemde bilimsel araştırmayı, halk sağlığını, tıp eğitimini önceleyen bölümleri tercih etmeyecek; en çok teşvik kazanabileceği bölümleri tercih edecektir. Branşları ve hekimleri yarışa sokup kârlılık üzerinden ödeme yapan bu sistem yerine gerçek anlamıyla performansa dayalı olmayan bir sistem talep ediyoruz."
"MESLEKTAŞLARIMIZIN SESLERİ DUYULMAK İSTENMİYOR"
Sürekli görmezden gelinen, sesleri duyulmak istenmeyen yabancı uyruklu asistan hekim kadrolarında çalışmakta olan meslektaşlarının bütün iyileştirilmelerden muaf tutulduğunu, asgari ücretin altında bir maaş aldığını ve birçoğunun sigortasız çalıştığını vurgulayan Kak şunları söyledi: "Aylardır müjde şeklinde duyurulan iyileştirmelerin hayata geçirilmesi konusunda hala tatmin edici uygulamalar yapılmamıştır. Etkili bir sağlıkta şiddet yasası çıkarılmamış, güvenli ve sağlıklı çalışma koşulları oluşturulmamiş, özlük haklarımızda yeterli iyileştirmeler yapılmamıştır. Gelinen noktada; asistan hekimler olarak 36 saat mesaiye, beş dakikada hasta bakma dayatmasına, yoğun çalışma koşulları sebebiyle tıpta uzmanlık eğitimine ayrılan sürelerin yetersizliğine, sağlık çalışanlarına yönelik devam eden şiddete karşi ortak mücadele ederken hak ettiğimiz gelir talebimize cevap olduğunu iddia eden yeni yönetmelikle hekimlerin bölünme çabasına prim vermeyeceğimizi bildiririz. Yönetmelikle birlikte ek ödeme kapsamı dışında kalan üniversitelerin tıp ve diş hekimliği asistan, yan dal asistan ve uzman hekimleri olarak; ortaya çıkan adaletsizliğin ortadan kaldırılarak hepimiz için insanca yaşamamıza yetecek, güvencemize katkı sunacak gerçek ve emekliliğe yansıyan bir ücret artışı talebimizin takipçisi olacağımızı, bununla birlikte asgari ücretin altında ücretlerle çalişan yabancı uyruklu asistan hekim meslektaşlarimızın hakları da dahil diğer bütün özlük haklarımızı alma yolunda mücadele edeceğimizi, 15 Eylül 2022 tarihine kadar tatmin edici düzenlemeler YÖK/SBA/yabancı uyruklu asistan hekim gibi ayrımlara gidilmeden uygulamaya geçirilmezse bu tarihten sonra Türkiye’nin dört bir yanında iş bırakma eylemleri dahil hak arayışlarımızı daha gür sesle yapacağımızı bildiririz."