Haber Merkezi
Gazeteci Murat Yetkin, Yetkin Port Sitesinde yayınladığı köşe yazısında, tepkilere rağmen Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali’ne ilikin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Rusların, Türkiye’de kurmakta olduğu Akkuyu nükleer santralindeki sorunların, inşaatı durma noktasına gelince Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 5 Ağustos’ta Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede de konu olduğunu anımsatan Tekin, ancak çözüm bulunamadığını işaret etti.
Bunun üzerine Erdoğan’ın 9 Ağustos’ta Mersin’e gelerek Akkuyu’da hem Rus atom enerjisi şirketi Rosatom hem de Akkuyu Şirketi yetkilileriyle görüştüğünü belirten Yetkin, toplantının sonunda Türk ve Rus yetkililerden oluşan bir hakem heyetine ortak bir rapor hazırlamaları için bir hafta süre verdiğini söyledi.
“Hatta Akkuyu’nun Rus Yönetim Kurulu Başkanı Anastasia Zoteeva ‘Bu iş bir haftada bitmez, ben de bir hafta bekleyemem’ deyince Erdoğan da ‘Bulunduğunuz ülkenin Cumhurbaşkanıyla konuştuğunuzu unutmayın’ diye çıkışmıştı” diyerek, basına yansıyan olayı tekrar anımsattı.
Bu görüşmenin ardından ise Anadolu Ajansı’na konuşan Enerji Bakanı Fatih Dönmez’in, santralin Türkiye’de olsa da Ruslara ait olduğu ve sorunların aşılamadığı sözleri makaslanarak yayınlandığını aktaran Yetkin, “Nitekim Erdoğan’ın bir hafta verdiği rapor neredeyse bir aydır çıkmadı. Oysa Rusların, bir yandan Hazine ve Maliye ile para transferi görüşmeleri nedeniyle işi ağırdan aldıkları da konuşuluyor kuliste” dedi..
AKKUYU GECİKİYOR
Yöntem olarak raporun bir Türk bir de Rus sorumlusu olması ve daha sonra iki raporun birleştirilmesinin öngörüldüğünü de dile getire gazeteci Murat Yetkin, yazısında şu ifadelere yer verdi: “Türk tarafına Enerji Bakan Yardımcısı Alpaslan Bayraktar, Rus tarafında ise Putin’in Ekonomi Danışmanı Maksim Oreşkin başkan olarak atanmıştı. Heyetlerin Ağustos ortasında Moskova’da yaptıkları toplantıdan sonuç çıkmamıştı. Bayraktar’ın raporunu tamamladığı ancak Moskova’dan ses çıkmadığı bildiriliyor.
Konu, Erdoğan ve Putin arasında 3 Eylül’deki telefon görüşmesinde de alındı. Görüşmenin asıl konusu Ukrayna’dan açılan tahıl ve gıda koridoru ile Türkiye’nin benzeri kolaylaştırıcı işlevi Rus işgalindeki Ukrayna nükleer enerji santrali Zaporijye’ye BM denetimi için de üstlenip üstelemeyeceğiydi. Ancak rapor çıkmamıştı, Erdoğan bu konuyu da açtı. Akkuyu gecikiyordu. Erdoğan ise ilk iki ünitenin Mart 2023’de, tam seçim süreci başlarken devreye alınacağı sözünü vermişti.
Neticede heyetlerin 9 Eylül’de -muhtemelen İstanbul’da yeniden buluşması ve konunun 15-16 Eylül’de Semerkant’ta yapılacak Şangay İşbirliği Zirvesinde karara başlanması konuşuldu.
İÇTAŞ TAHKİME GİTTİ
İsmini vermek istemeyen bir enerji kaynağı YetkinReport’a Türk tarafının bütün çalışmayı tamamladığını ancak Rus tarafının ‘adil olmayan ve hazırlıksız’ bir tutum sergilediğini söyledi.
Rosatom 29 Ağustos’ta ani bir kararla Akkuyu AŞ’nin Türk yüklenicisi İÇTAŞ’ın sözleşmesinin feshedildiğini ve yerinde Rus Yüklenicisi Titan-2’nin de ortak olduğu TSM Enerji ile sözleşme imzaladığını duyurmuştu. Aynı tarihlerde Rusya’dan Türkiye’deki bankalara 2,1 milyar dolar para girdiği bunun da 6,9 milyarlık kaynak aktarımın9ın ilk bölümü olduğu söylenmişti. Bu durum Rusya’nın artık projede tamamen Rus şirketlerle çalışmak istediği ve bedelini de ödemeye hazır olduğu şeklinde yorumlanmıştı.
Ancak bu gelişmeler üzerine İÇTAŞ daha önce söylediği üzere hakkını aramak için Londra’daki Tahkim Mahkemesine başvurduğu öğrenildi. İsmini vermek istemeyen bir şirket yetkilisi ayrıntı vermese de sözleşmeden kaynaklanan yasal haklarını korumak amacıyla bu yola başvurduklarını söyledi.
AKKUYU İLE ARTAN BAĞIMLILIK
Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) anlaşması 2010 yılında imzalandığında dönemin Başbakanı Erdoğan tarafından 20 milyar dolar sermayesiyle Türkiye’de o zamana dek yapılmış en büyük yatırım ilan edilmişti. Putin, Akkuyu’yu Rusya’nın kendi toprakları dışındaki ilk atom enerjisi santrali ilan etmişti.
Rosatom’un Kalininskaya atom enerjisi santrali model alınarak inşa edilecek Akkuyu’nun tamamlandığında her biri 1400 megavat elektrik üretecek 4 reaktörü bulunacak. Tamamlandığında Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yüzde 10’unu karşılaması bekleniyor. Sözleşmeye göre Türkiye 15 yıl boyunca ilk iki reaktörün ürettiği elektriğin yüzde 70’ini, 3 ve 4’üncü reaktörlerin ürettiğinin ise yüzde 30’unu kilovatsaati 12,35 ABD doları senti üzerinden almayı üstlenmiş durumda; bu da bugünün döviz kuruyla yaklaşık 2 lira 25 kuruş ediyor.
Türkiye yılda 60 milyar metreküpe ulaşan doğal gaz tüketimin yüzde 99,6’sını dışarıdan alıyor, bunun yüzde 45’, de Rusya’dan geliyor. Elektrik üretiminde doğalgazın payı yüzde 33. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Akkuyu’nun Rusya’ya ait olduğu gerçeğinin hükümetçe kabulü ardından Türkiye’nin enerjide giderek Rusya’ya bağımlı hale getirildiğini söylüyor.
ENERJİ, HAZİNE VE ALBAYRAK TESADÜFÜ
Rusya’nın Kuzey Akımını kapatması ardından Avrupa’ya doğrudan nakledilen Rus doğal gazı, Türkiye üzerinden, Türk Akımı boru hattıyla gidiyor. Dolayısıyla Erdoğan Putin’le olan bütün ilişkilerde enerji bağımlılığını da aklının bir köşesinde tutmak zorunda kalıyor. Aklında tutmak zorunda olduğu bir konu da ekonomik krize karşı ihtiyaç duyduğu dış kaynak.
Ekonomi dünyasındaki algı, Rusya’nın Türkiye’ye kaynak aktararak Akkuyu üzerinde tam söz ve yetki sahibi olmak istediği. Rusya’nın bu yolla toplam 15 milyar dolar aktaracağı konuşuluyor. Bunun ilk gelen 2 küsur milyar doları daha o günlerde doları 18 liranın altında tutmak için piyasaya satıldığı bildirilmişti. Şu ana dek Gazprombank üzerinden bankacılık sistemine giren Rus kaynağının 5 milyar dolar olduğu bilgisi henüz teyit edilmiş değil. Dolar ise 18 lirayı geçti.
İsminin açıklanmasını istemeyen bir finans kaynağı, Rusların Akkuyu’yu geciktirmesinin ayrı bir Rus heyetinin de Hazine ve Maliye Bakanlığıyla görüşmesine bağlıyor.
Tesadüfe bakın ki, Enerji Bakanı Dönmez, Berat Albayrak Enerji Bakanıyken onun Müsteşarıydı. Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati de Albayrak Hazine ve Maliye Bakanıyken onun yardımcısı.
Noktaları henüz tam birleştiremiyoruz ama Türkiye’nin enerji bağımlılığını artıracak başka haberlere de hazırlıklı olmak lazım. İzlemedeyiz”.