HEDİYE EROĞLU- BARIŞ ÇOBAN
ÖĞRETMENLER TESLİM OLMAYACAK
Eğitim İş Sendikası Mersin Şube Başkanı Yakup Tekin, “Onlar, elimizde kalanlarda da gözü olduğunu gösterdi; şimdi biz de haklarımızı ve saygınlığımızı teslim etmeye niyetimiz olmadığını göstereceğiz!” dedi.
Öğretmenler, aralarında eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran, ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren Öğretmenlik Meslek Kanunu’na (ÖMK) karşı çıkmak ve eğitimde yaşanan sorunlara dikkat çekmek amacıyla 14 eğitim sendikasının çağrısıyla yarın tüm Türkiye’de iş bıraktı.
Mersin’de de yaklaşık 7 bini sendikalı 25 bin öğretmenin temsilcileri Özgür Çocuk Parkında taleplerini haykırdı.
“ÖMK; TABLOYU DAHA DA BETER HALE GETİRECEK”
Özgür Çocuk Parkında yapılan basın açıklamasında Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Sendikası Mersin Şube Başkanı Yakup Tekin, bir kez daha yetkililere seslendi. “Bugün eğitim emekçisinin, haksızlıklar karşısında susmayacağını, baskılara boyun eğmeyeceğini, mesleğinin onuruna, çocuklarının geleceğine sahip çıkacağını göstermenin günüdür” diyen Tekin, “Yıldan yıla haklarımızı gasp ettiler; bizi ayın daha başında kara kara ay sonunu düşünür hale getirdiler; evimize başımız dik, sınıflarımıza kafamız rahat girmemizi engellediler; Başöğretmenimizin bize emanet ettiği öğrencilerimize laik, bilimsel, kamusal, adil ve çağdaş bir eğitim vermemizin önüne geçtiler, yaşanabilir bir emeklilik hayalimizi bile çaldılar; sistematik itibar suikastleri düzenlediler, şimdi ise bu tabloyu daha da beter hale getirecek, hakaret niteliğindeki bir öğretmenlik meslek kanununu önümüze getirdiler. Onlar, elimizde kalanlarda da gözü olduğunu gösterdi; şimdi biz de haklarımızı ve saygınlığımızı teslim etmeye niyetimiz olmadığını göstereceğiz!
“DERS VERMENİN’, BİZİ HAFİFE ALANLARI UYARMANIN GÜNÜDÜR”
Bugün ‘artık yeter!’ demenin, sendikal önderimiz Fakir Baykurt’un dediği gibi ‘ders vermenin’, bizi hafife alanları uyarmanın günüdür!
Bildiğiniz gibi Eğitim-İş olarak eğitim emekçilerinin görüşü alınmadan, Saray’ın talimatı ve yandaş sendikaların oluruyla hazırlanan, sorunlarımızı çözmek bir yana dursun bize yeni haksızlıkları ve angaryaları dayatacak olan ÖMK’ya karşı ilk günden beri itirazın örgütleyicisi olduk.
‘Öğretmenlik zaten bir uzmanlık mesleğidir’ dedik. ‘Her öğretmen uzmandır, diploması da uzmanlık belgesidir. Siz kendi diplomalarınıza bakın’ dedik. ‘Teslim edilmesi gereken haklarımızı yeni ve keyfi şartlara bağlayan, ezbere dayalı bir sınav sonucunda bizi yeni sıfatlarla ayrıştıracak olan, okullarda çalışma barışını bozacak ve öğretmenin mesai saat dışındaki vaktini de gasp etmeye niyetli bu kanun, sadece eğitim emekçileri açısından değil, tüm eğitim sistemi açısından büyük bir tehdittir’ dedik. Fakat, hükümet bu konuda geri adım atmayacağını gösterdi. Şimdi biz de haklı mücadelemizden vazgeçmeyeceğimizi gösteriyoruz!” dedi
Eğitim-İş’in çağrısı ve bu çağrıya yanıt veren eğitim sendikalarıyla birlikte, Türkiye sendikal mücadele tarihinde neredeyse benzeri olmayan bir ortak duruş birlikteliği oluşturulduğunu dile getiren Yakup Tekin, bugün 14 eğitim sendikası olarak üretimden gelen güçlerini kullanarak, iş bırakarak kararlılıklarını göstererek ders verdiklerini söyledi.
İŞTE TALEPLER
Taleplerinin çok açık olduğunun altını çizen Başkan Tekin, “Öğretmenlik Meslek Kanunu geri çekilmeli ve eğitim sendikaları ile tüm eğitim emekçilerinin görüşlerinin de yansıyacağı şekilde yeniden düzenlenmelidir.
Ülkedeki gerçek enflasyonda eğitim emekçisinin alım gücünün ne kadar düştüğü de açıktır. Oysa insanlık onuruna yaraşır ücretler alarak çalışmak bir haktır! Tüm eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalı ve 1. dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmelidir. Ayrıca eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneği, ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmelidir.
SOSYAL DEVLET İLKESİ GEREĞİ YERİNE GETİRİLMELİ
Sosyal devlet ilkesi gereği, tüm eğitim çalışanlarına giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir.
Öğrencilerimize öğretebileceğimiz en büyük değerlerden biri adalet iken eğitimin bu değerden yoksun hale gelmesi kabul edilemez. Kamuda mülakat uygulamasına derhal son verilmeli, her kadro hak edilerek alınmalıdır.
Eğitim Anayasal bir hak iken ve bu hakkın ayrılmaz parçası olan barınma, beslenme ve ulaşım konusunda sosyal devletin varlık göstermemesi kabul edilemez. Öğrencilerimizin tüm bu hakları devlet güvencesine alınmalı ve kamusal eğitim sağlanmalıdır.
“GÜCÜMÜZ BİRLİĞİMİZDE, GÜCÜMÜZ ÖRGÜTLÜLÜĞÜMÜZDE”
Tarih, eğitim emekçilerinden, çocuklarımızın geleceğinden ve nitelikli eğitim hakkından yana olanları mutlaka yazacaktır. Emeğimize, alın terimize ve mesleki itibarımıza saldıranlar ile çocuklarımızın nitelikli eğitim hakkını gasp edenler ise tarihle yargılanacaktır.
Bir Başöğretmenin kurduğu ülkede eğitim emekçisini değersizleştirmek, Başöğretmenimizin yeni nesilleri emanet edecek kadar güvendiği öğretmenlerin uzmanlığını kendi yeterliliğine bakmadan teste tabi tutmak, öğrencileri Anayasal hakları olan laik, bilimsel ve kamusal eğitimden mahrum bırakmak kimsenin haddi değildir!
Bu gerçeği anlamayanlara cevabımızı hep birlikte vereceğimiz mücadeleyle göstereceğiz! Gücümüz birliğimizde, gücümüz örgütlülüğümüzde!” diye konuştu.
EĞİTİMCİLERİN İSTEĞİ; ÜCRET, SAĞLIKLI ÇALIŞMA KOŞULLARI VE GÜVENLİ GELECEK
Eğitim-Sen: “Eğitim sisteminin rekabetçi ve eleyici yapısına öğretmenlik mesleği de eklenmek istenmekte. Eğitim emekçilerinin ihtiyacı kariyer değil, insanca yaşayacak ücret, sağlıklı çalışma koşulları ve güvenli gelecektir.”
Eğitim sendikalarının; Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun kaldırılması talebiyle dün gerçekleştirdiği iş bırakma eylemi kapsamında Mersin’de protestoların adresi Özgür Çocuk Parkı oldu. Burada ilk olarak alana gelen ve açıklama yapan Eğitim Sen Şubesi, taleplerini bir kez daha dillendirdi.
“EĞİTİM SİSTEMİNİN REKABETÇİ VE ELEYİCİ YAPISINA ÖĞRETMENLİK MESLEĞİ DE EKLENMEK İSTENMEKTE”
Sendika şube Başkanı Mahmut Sümbül, öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştıran, öğretmenlerin ekonomik sorunlarına çözüm üretmeyen, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldıran, öğretmenler arasındaki ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştiren Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) düzenlemesine yönelik yoğun tepkilere rağmen, MEB’in ısrarla somut bir adım atmamasını eleştirdi.
“Türkiye'de aynı işi yaptıkları halde farklı statü ve maaşlarla çalışmak zorunda kalan başka bir meslek grubu yoktur” diyen Sümbül, “Öğretmenler arasında halen var olan aday, sözleşmeli, kadrolu, ücretli ayrımına yenilerini eklenirken, eğitim sisteminin rekabetçi ve eleyici yapısına öğretmenlik mesleği de eklenmek istenmektedir” dedi.
“SESSİZ VE TEPKİSİZ KALMASI BEKLENEMEZ”
Öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin çalışma ve yaşam koşullarına ilişkin sorunlarının Milli Eğitim Bakanlığı’nın gündeminde olmadığını savunan Sümbül, “Yıllardır ekonomik, sosyal ve özlük haklarımıza ve geleceğimize yönelik taleplerimiz görmezden gelinmekte, insanca yaşam ve insan onuruna yakışır ücret taleplerimiz yok sayılmaktadır.
Öğretmenlerin mesleki birikimini ve niteliğini yok sayan kariyer basamakları uygulamasının öğretmenlik mesleğinin saygınlığını daha da düşürmesine karşı hiçbir eğitim emekçisinin, eğitim alanında örgütlü hiçbir sendikanın sessiz ve tepkisiz kalması beklenemez. Bu amaçla 14 Ekim tarihinde eğitim alanında örgütlü ve mücadeleden yana olan sendikalar bir araya gelmiş ve ortak talepler belirlenmiştir.
NE İSTİYORUZ?
Taleplerimiz şu şekildedir; 19 Kasım tarihinde gerçekleşecek kariyer sınavının derhal iptal edilmesi, eğitim öğretim yılına hazırlık ödeneğinin ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmesi, tüm eğitim çalışanlarına yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışı sağlanmasına ilişkin düzenleme yapılması, kamuda mülakat uygulamasına son verilmesi, tüm eğitim çalışanlarına sosyal devlet ilkesi gereği ayrım yapılmaksızın; giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılması ve aile çocuk yardımı tutarlarının iyileştirilmesi, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmesi, öğrencilerin en temel hakkı olan eğitim, barınma ve beslenme haklarının, sosyal devlet anlayışıyla devlet güvencesine alınması ve kamusal eğitim sağlanması.
MEB, EĞİTİM ALANINDA ÖRGÜTLÜ SENDİKALARIN SESİNİ DUYMAMAKTA ISRAR ETMEKTE
Bu talepler ve uyarılara rağmen bir düzenleme yapılmaması halinde 2 Kasım 2022 tarihinde bir günlük iş bırakma eylemi yapılması karara bağlanmıştır. Taleplerimiz sadece ortak metne imza atan eğitim sendikalarının değil, tüm eğitim ve bilim emekçilerinin talepleridir.
Bugüne dek görmekteyiz ki Milli Eğitim Bakanlığı eğitim alanında örgütlü sendikaların sesini duymamakta ısrar etmekte, bugüne kadar her konuda olduğu gibi, Öğretmenlik Meslek Kanunu konusunda da bildiğini okumayı sürdürmektedir.
Öğretmenlerin temel haklarını, ekonomik taleplerini ve iş güvencesi başta olmak üzere sosyal, demokratik ve özlük haklarını güvenceye alan yeni bir meslek kanunu hazırlanmalıdır. Ay sonunu getiremeyen, kirasını ödeyemeyen, faturalarını ödemekte zorlanan bir eğitim emekçisinin mesleğini sağlıklı şekilde yapabilmesi ve nitelikli bir eğitim verebilmesi mümkün değildir. Eğitim emekçilerinin ihtiyacı kariyer değil, insanca yaşayacak ücret, sağlıklı çalışma koşulları ve güvenli gelecektir.
“ÖMK DERHAL İPTAL EDİLMELİ”
Milli Eğitim Bakanlığı’na çağrımız; kariyer basamakları sınavını yapmaması ve Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu bütün sonuçlarıyla birlikte derhal iptal etmesidir. Eğitim sendikalarının ortak sesi duyulmalı, yapılan yanlıştan çok geç olmadan geri dönülmelidir.
Eğitim Sen, kariyer basamakları sınavının iptali, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun yeniden düzenlenmesi, yoksulluk sınırı üzerinde bir ücret artışı, güvenceli iş, kamusal ve demokratik eğitim mücadelesini sürdürmeye kararlılıkla devam edecektir” diye konuştu.