BARIŞ ÇOBAN
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Mersin Şubesi, 2 Kasım’da gerçekleştirilen iş bırakma eylemi ile ilgili hazırladığı raporu kamuoyu ile paylaştı.
Sendika şube binasında yapılan basın açıklamasını okuyan Şube Başkanı Mahmut Sümbül, eyleme katılımı belirlemek için hazırladıkları ankete 227 işyerinden 208 temsilcinin yanıt verdiğini söyledi.
“TALEPLERİMİZ AÇIK VE NET”
Eğitim çalışanlarından ve kamuoyundan gelen tüm haklı tepkilere rağmen, mesleğe hakaret niteliğindeki Öğretmenlik Meslek Kanunu’ndan geri adım atılmaması üzerine 13 eğitim sendikasının 2 Kasım günü 1 günlük iş bırakma eylemi gerçekleştirdiklerini söyleyen Sümbül, “Hepinizin bildiği gibi teslim edilmesi gereken haklarımızı yeni ve keyfi şartlara bağlayan, ezbere dayalı bir sınav sonucunda zaten ücretli, sözleşmeli, kadrolu olarak ayrıştırılmış olan bizi yeni sıfatlarla bir kez daha ayrıştıracak olan, okullarda çalışma barışını bozacak ve öğretmenin mesai saati dışındaki vaktini de gasp etmeye niyetli bu kanun, sadece eğitim çalışanları açısından değil, tüm eğitim sistemi açısından büyük bir tehdittir. Taleplerimiz açık ve nettir.
“YENİ BER MESLEK KANUNU, EĞİTİMCİLERİN GÖRÜŞÜ ALINARAK HAZIRLANMALI”
19 Kasım 2022 tarihinde yapılacak kariyer basamakları sınavının derhal iptal edilmesi, Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun, TBMM'de ivedilikle ele alınarak yeni bir meslek kanununun tüm eğitim sendikalarının ve öğretmenlerin görüşleri alınarak düzenlenmelidir. Eğitim-öğretim yılına hazırlık ödeneğinin ayrım gözetmeksizin tüm eğitim çalışanlarına bir maaş tutarında ödenmesi sağlanmalıdır. Tüm eğitim çalışanlarının yoksulluk sınırının üzerinde bir ücret artışına ilişkin düzenlemeler yapılmalı ve 1. dereceye gelmiş tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmelidir.
“EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET İSTİYORUZ”
Eşit işe eşit ücret ilkesine uygun olarak farklı ücret ve istihdam şekillerine son verilmeli, kadrolu güvenceli istihdam sağlanmalıdır. Kamuda mülakat uygulamasına son verilmelidir. Tüm eğitim çalışanlarına sosyal devlet ilkesi gereği ayrım yapılmaksızın; giyim, ulaşım, barınma, beslenme, yakıt, kira yardımı yapılmalı ve aile çocuk yardımı tutarları iyileştirilmeli, vergi dilimi adaletsizliğine son verilmelidir. Öğrencilerimizin en temel hakkı olan eğitim, barınma ve beslenme hakları, sosyal devlet anlayışıyla devlet güvencesine alınmalı ve kamusal eğitim sağlanmalıdır” dedi.
“KRONİKLEŞEN SORUNLARINA KARŞI SESİMİZİ YÜKSELTİYORUZ”
Öğretmen sorumluluğuyla, sadece bu kanuna karşı değil, eğitimin ve eğitim çalışanının kronikleşen sorunlarına karşı ses yükselttiklerini dile getiren Mahmut Sümbül, ses yükseltmeye de devam edeceklerini vurguladı. Ortak iradeyle Anayasa Mahkemesi’nin, Anayasa’ya aykırı düzenlemeler içeren Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu esastan görüştüğü Çarşamba günü Merkez Yürütme Kurulu üyeleri, diğer sendikaların genel başkanları ve MYK üyeleri ile birlikte Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun görüşüleceği Anayasa Mahkemesi önünde sabah saatlerinden itibaren ‘Meslek Nöbeti’ tutmak için bir araya gelindiğini anımsatan Sümbül, “Anayasa Mahkemesi’ni öğretmenlerin sesini duymaya ve ÖMK’yi iptal etmeye çağırmıştır.
AYM önünde ‘Meslek Nöbeti’ tutmak için bir araya gelen sendika başkan ve yöneticilerinin taleplerini demokratik bir şekilde ifade etmesine izin vermeyen emniyet güçleri tarafından bir saldırı gerçekleştirilmiştir. Aralarında Merkez Yürütme Kurulu üyelerimiz Ahmet Karagöz ve Simge Yardım’ın da bulunduğu çok sayıda sendika yöneticisi, ters kelepçe yapılarak gözaltına alınmıştır.
“BASKI VE TEHDİTLERE BOYUN EĞMEYECEĞİZ”
Ülkemizde yıllardır uygulanan, özellikle son yıllarda belirgin bir şekilde artan yıldırma ve korkutma amaçlı saldırıların son hedefi yüz binlerce eğitim emekçisi adına AYM önünde toplanan sendika yöneticileri olmuştur. Siyasi iktidarın, kendileri gibi düşünmeyen, haksız ve adaletsiz uygulamalar karşısında itiraz eden, sesini yükseltenlere karşı gösterdiği tahammülsüzlük son dönemde öylesine artmıştır ki, iktidarın ve onun uzantılarının baskıcı politikaları artan şiddet ve gözaltılar ile sürdürülmektedir.
En doğal ve demokratik haklarımızı kullanmamızın yasa dışı bir şekilde engellenmesi ve sendika yöneticilerinin ters kelepçe ile gözaltına alınması kabul edilemez. Kendilerini hukukun ve kanunların üzerinde sananlar şunu çok iyi bilmelidir ki, haklı taleplerimizi her türlü baskı ve engellere rağmen savunmaya devam edecek, baskı ve tehditlere boyun eğmeyeceğiz” diye konuştu.