HEDİYE EROĞLU
İklim Adaleti Koalisyonu ve Ekoloji Birliği bileşenleri olarak Halkların İklim Anlaşması Ağı'nın 2 Nisan'da başlattığı uluslararası kervanın altıncısı Çukurova’da buluştu.
Çukurova’ya 10-13 Kasım 2022 tarihlerinde yapılan çıkarmanın Mersin ayağında kentteki çevre katliamlarına dikkat çekerek, Akkuyu Nükleer Santrali’nden vazgeçilmesi için çağrı yaparak santralin inşaat sahasına çıkarma yapıldı.
Buluşmanın ilk adresi Atatürk Parkı içerisindeki Balıkçı Barınağı oldu. Barınaktaki .balıkçılarla görüşmeler yapan çevre örgütleri daha sonra bir basın açıklaması yaptı. Mersin’de inşaatı devam eden Nükleer Güç Santrali’ne karşı yapılan basın açıklamasına İklim Adaleti Koalisyonu, Ekoloji Birliği, Doğu Akdeniz Çevre Platformu (DAÇE) ve Mersin Nükleer Karşıtı Platform katılımcılarının destek verdiği etkinlikte basın açıklaması metnini NKP Mersin Dönem Sözcüsü Osman Koçak okudu.
“KERVAN; MÜCADELEMİZE GÜÇ KATTI”
Halkların İklim Anlaşması Ağının başlattığı Uluslararası Kervanın 6’ıncısı’nın Çukurova Kervanının Hatay’dan sonra ikinci etabında Mersin’de birlikte olduklarını söyleyen Koçak, “İklim Adaleti Koalisyonu, Ekoloji Birliği, DAÇE aktivistleri, dostlar hoş geldiniz, mücadelemize güç kattınız.
Çukurova Kervanı Hatay’da Asi Nehri ve havzasında, Samandağ Mileyha Sulak Alanı ve Kuş Cennetinde, Sarıseki’de Demir Çelik Fabrikasında , Atlas Termik Santralinde, Dörtyol’da Petro Kimya, Erzin’de Propilen fabrikalarında , maden ocaklarında yaratılan ekolojik problemlere karşı ekoloji mücadelesine güç kattı. Kervan Mersin’den sonra termik santraller, SASA polyester, Ceyhan polipropilen, vahşi çöp yakma alanları için Adana’ya devam edecek.
“YEŞİL İLE KENDİLERİNİ AKLAMA ÇABASINDALAR”
Çukurova Kervanının Doğu Akdeniz’in kuzey kıyılarında yürüdüğü bugünlerde Mısır’ın Şarm El Şeyh Kentinde COP27 yani Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Taraflar Konferansının 27. yapılıyor. BM üyesi devletler arasındaki bu konferansın görünürdeki amacı küresel ısınma ve sera gazı emisyonlarının azaltılması. Ne var ki ilk COP Konferansının yapıldığı Nisan 1995’den bu yana bir arpa boyu yol alınmadığı, devletlerin, iktidarların ve sermaye sahiplerinin kıllarını kıpırdatmadıkları ortada. COP konferansları devletlerin, iktidarların, liderlerin ve başta uluslararası tekeller olmak üzere sermaye sahiplerinin çevresel sorumluluk sahibi olduklarını göstermek için kullandıkları bir ‘yeşil aklama’ aracı. Bu arada Coca Cola COP27’ye sponsor olarak, insan haklarını en acımasızca çiğneyen devletlerden biri olan ve Doğu Akdeniz’in güney kıyısında nükleer santral kuran Mısır COP27’ye ev sahipliği yaparak kendilerini aklama çabası içindeler.
Görülmektedir ki, ekolojik sistemin ve dengenin bozulması sonucu bir yandan ölümcül kuraklıklara diğer yandan ölümcül sellere yol açan küresel ısınmanın ve sera gazı emisyonlarının azaltılması da ekoloji mücadelesinin her alanında olduğu gibi yine ekolojik mücadele örgütlenmelerinin, aktivistlerinin ve dünya halklarının iktidarlara ve sermaye sahiplerine karşı ortak mücadelesi ile olanaklıdır” dedi.
MERSİN’İN SAYISIZ EKOLOJİK SORUNLARI VAR
Mersin’in Türkiye’nin bütününde de olduğu gibi sayısız denebilecek ekolojik sorunları olduğuna dikkat çeken Koçak, mermer ve taş ocakları, madenler, balık çiftlikleri, liman sahaları, yağmalanan kıyılar, yanan ormanlar, satışa çıkarılan doğal ve tarihi sit alanları, ithal çöp depolama ve yakma alanları, çimento fabrikaları ve de Akkuyu Nükleer Santrali’nin bunlardan öne çıkanları olduğunu söyledi.
“Mersin doğa, çevre, ekoloji aktivistleri iktidar ve sermaye sahiplerinin yarattıkları ekolojik yıkımlara karşı mücadeleyi sürdürmektedirler” diyen Koçak, “Ardından gelen projeler de göz önüne alındığında Akkuyu Nükleer Santrali İnşaatına karşı mücadele, etkileri sınırları aşan milyonlarca yıl sürecek radyoaktif atıkları ve Akdeniz’in biyoçeşitliliğinde geri dönülemez yıkım yaratacağı gerçeği ile önümüzdeki en önemli ekolojik mücadele konularından biri, şu günlerde herhalde birincisi olmaktadır” diye konuştu.
CHP’YE TEPKİ!
Geçtiğimiz günlerde CHP kanadından gelen nükleer santral inşaatının ‘devletin devamlılığı’ ilkesi gereği sürdürüleceği açıklamalarına da tepki gösterilen basın açıklamasında Osman Koçak şu ifadelere yer verdi; “Akkuyu Nükleer Santrali yakın zamana kadar iktidarın ve çevresindeki holdinglerin yarattığı bir sorun olarak görülmekte idi. Ancak bugün açıkça ortaya çıkmıştır ki yakın gelecekte iktidara sahip olabilecekler açısından da ‘devletin devamlılığı esası’ üzerinden sürdürülecektir.
‘Devletin devamlılığı esası’ iddiasının ekolojik dengenin; canlıların, insanların yaşamsal haklarının korunması için; vatandaşların özgürlüğünü, refahını, mutluluğunu sağlamak için ileri sürülüyor olması gerekmez miydi?
SERMAYE KOLLANIYOR
Ekolojik sisteme, doğaya, canlılığa, vatandaşların özgürlük, refah ve mutluluğuna zararları bilimsel kanıtlarla kanıtlanmış olan nükleer santral inşaatının sürdürülmesinin holdinglerin, sermaye sahiplerinin karlarının kollanmasından başka bir anlamı yoktur.
İşçilerin ekonomik haklarının gasp edilmesi, sağlıksız barınma ve beslenme koşullarına mahkum edilmeleri, aralarında yaratılan ayrıcalıklar, sendikal örgütlenmelerinin engellenmesi, iş güvenliği gereklerinin yerine getirilmemesi sonucu yaşanan iş cinayetleri hem sermayenin dizginsiz kar hırsını hem de emek mücadelesi ile ekoloji mücadelesinde birlikteliğin önemini ortaya koymaktadır.
Nükleer karşıtları olarak mücadelemiz, ekoloji mücadelemiz doğrultusunda nükleer santraller ortadan kaldırılıncaya kadar sürdürülecektir.
Nükleer santrallere hayır! Termik santrallere hayır! Ekolojik dengeyi koru! İklim krizinin farkına var! İklimi değil sistemi değiştir!”.
Çevre dernekleri basın açıklamasının ardından inceleme için Akkuyu Nükleer Santrali inşaata sahasına doğru yola çıktı.