HEDİYE EROĞLU
Kahramanmaraş'ta meydana gelen ve 10 ilde büyük hasar bırakan deprem sonrası, Türkiye deprem gerçeği ile bir kez daha yüzleşirken bölgedeki tüm sarsıntıların hissedildiği Mersin’de ise endişeli bir bekleyişi yaşanıyor. Deprem bölgelerinden göç den büyük bir nüfusu kitlesini de barındırır hale gelen Mersin’de endişesi giderek artan vatandaşlar şiddetli hissedilen depremler nedeniyle sorularına yanıt arıyor.
EZBERİMİZ BOZULDU
Kente dair yaptığı deprem araştırmaları ile tanınan Mersin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selim İnan, katıldığı bir televizyon programında önemli açıklamalar yaptı.
Türkiye’nin, Anadolu’nun etrafında bulunan levhalar tarafından sıkıştırıldığını ve bunun sonucunda kırılmalar meydana ile faylar oluştuğunu Prof. Dr. Selim İnan, “Faylarda ülkemizde depremler olarak ortaya çıkan faktörler oluyor. Ancak bu yaşadığımız depremler, dünyada son yüzyılın en büyük depremini yaşadık. Erzincan daha büyük ama verdiği hasarlar bakımından bu deprem daha büyük. Ve biz böyle bir depremi, bu kadar büyüklükte bu kadar hasar vereceğini hiçbir yer bilimci tahmin edemiyordu. Hepimiz şaşırdık bu konuda, ezberimiz bozuldu.
ART ARDA DEPREMLER SÜPRİZ OLDU
Bu bölgede depremi oluşturan ana fay; Doğu Anadolu Fayıdır. Doğu Anadolu Fayı, kuzey Anadolu Fayı’nın birleştiği yer yer Karlıova’dır. Buradan güney batıya doğru sayıda parçalara bölünmüş halde uzanır.
Aradan 500 bölge geçtikten sonra aynı bölge yeniden hareketlendi. Bu kadar büyük enerji birikimi büyük bir depreme gebedir ki bu da 6 Şubat’ta meydana geldi. Türkiye’de çalışan tüm yer bilimciler burada bir deprem olacağını hep söylediler. Fakat 9 saat sonra Elbistan’da kırılınca biz iyice şok olduk. İki tane ardı arkasına deprem yaşanması sürpriz oldu. Depremler sonrası arazide çalışan arkadaşlarımızın yaptığı incelemelerde 310 km’lik kırık tespit edildi. Elbistan ise MTA’ya göre 170 km boyunca kırılmış. Marmara depremi 140 km’ydi burası 170 km kırıldı. Doğu Anadolu fayının devamı ise çok daha büyük. Dolayısıyla açığa çıkan enerji çok daha büyük. 600 tane atom bombasının yapmış olduğu enerjiye eşit. Bunun önüne geçmek mümkün değil. Evet bir deprem bekliyorduk fakat böyle büyük ölçekli bir deprem beklemiyorduk” dedi.
“DEPREMİN ÖNÜNE GEÇMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL, HAZIRLIKLI OLMALIYIZ”
Maraş depremlerinin yaraları sarılmadan 14 gün geçtikten sonra Doğu Anadolu fayının en uç noktasında Antakya’nın güney batısında Defne merkezli 6,10 büyüklüğünde bir deprem olduğunu söyleyen Jeoloji Mühendisi/Deprem Uzmanı İnan, 3 dakika sonra ise 5,8 şiddetinde bir deprem daha olduğunu anımsattı. Bazı araştırmacıların 6,4’ü artçı olarak gördüğünü nacak bunun Doğu Anadolu fayının devamı olabilecek bağımsız bir deprem olduğunu söyleyen Selim İnan, 5,8’in ise artçı olduğunu kaydetti.
“Artçılar ana deprem kadar büyük olmuyor, biraz daha düşüyor” diyen Prof. Dr. Selim İnan, “Bugüne kadar 7 bini aşkın artçı deprem meydana eldi ki gelmeye de devam edecek. Vatandaşlar bana da soruyorlar, ‘bu depremler, artçılar ne zaman bitecek’ diye. Uzun vadede devam edecek ama azalacak. Ama arada sürpriz yapabiliyor 5 olabiliyor bu da bizi zor durumda bırakabilir, buna hazırlıklı olma lazım. Depremin önüne geçmemiz, karakterini, özelliklerini değiştirmemiz mümkün değil, hazırlıklı olmak durumundayız” şeklinde konuştu.
MERSİN, HATAY DEPREMİNİ NEDEN YOĞUN HİSSETTİ
Mersin’in özellikle Hatay depremini yoğun şekilde hissetmesini de yorumlayan Prof. Dr. Selim İnan, açıklamasını şöyle tamamladı, “Hatay depremini daha yoğun hissettik çünkü Hatay bizim tam güneydoğumuzda. Orası bize daha yakın. Deprem dalgaları yerin altından gider ve bize çok çabuk ulaşır. Bizim bu depremi çok fazla hissetmemizin temel nedenlerinden bir tanesi de zeminimizin gevşek olması. Deprem dalgaları gevşek zeminlerde, sulu zeminlerde, alivyon zeminlerde daha etkili oluyor. Bizi daha fazla sallıyor. Biz o yüzden çok fazla hissediyoruz. Tek katlı binalar çok fazla hissetmiyor ama yüksek katlı binalarda oturuyorsanız hele en üst katta oturuyorsanız çok daha fazla sarsıntı hissedersiniz çünkü daha fazla sallanırsınız.
Eğer zemin ve zemindeki kolonlarınız sağlam değilse işte o zaman sıkıntı. Adana’da binaların yıkılmasının ana nedeni inşaat kalitesi, ikincisi de zemin kalitesi” dedi.