EVİMİZİ TEST ETTİK ŞİMDİ ETÜT ZAMANI!


 

“Biz bu depremler ile evimizi test ettik. Şimdi evimize bakacağız, kolonlarda, duvarlarda hiçbir sıkıntı yok ise şuanda evimiz güvenli demektir” diyen Doç. Dr. Hayati Koç, “Ama evimizde hasar var ise bunu mutlaka kontrol ettirip, ona göre hareket etmeliyiz” dedi. Olası bir Adana depreminin Mersin’e etkisinin ise yıkıcı olabileceğini belirten Koç, kent genelinde bir çalışma yapmak gerektiğini söyleyerek, “İlimizin zemin etüt çalışmalarını yaparak, bölgelere ayırmalıyız. Buna göre de acil eylem planı hazırlamalıyız” uyarısı yaptı.

HEDİYE EROĞLU

 

Mersin Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Hayati Koç, katıldığı bir televizyon programında depremlere ilişkin önemli açıklamalar yaptı.

Olası bir Adana depreminin endişesinin yaşandığı Mersin için değerlendirmelerde bulunan Koç, özellikle zemin ve kaliteli yapılaşmaya dikkat çekti.

 

MERSİN’DE DEPREM RİSKİ NE?

Mersin’in olası bir depremin merkez üssü olması ile ilgili yaptığı açıklamalarla yüreklere su serpen Doç. Dr. Koç, “Mersin’de olası bir deprem halkın en çok merak ettiği konulardan birisi. Yapılan çalışmalarda şunu görüyoruz; Mersin’de çok büyük, yıkıcı (büyük ölçekli) deprem üretecek bir aktif fay bulunmuyor. Ancak bu Mersin ve yakın civarlarında aktif faylar yok anlama gelmesin. Mersin civarında da deprem üreten aktif faylar bulunmaktadır. Bu faylar daha çok küçük faylar. Son yüzyılda bu faylar üzerinde de en büyüğü 5 civarında çok sayıda deprem kayıtları bulunmaktadır.

 

ADANA FAYLARINA DİKKAT

Büyük ölçekli bir deprem üretecek ve Mersin’i ciddi şekilde etkileyecek aktif faylar Adana bölgesinde bulunmaktadır. Bu bölgedeki faylar, Yumurtalık, Karataş, Karaisalı, Toprakkale bulunan faylardır. Bu fayların uzunlukları ve özellikleri bu bölgelerde 6.0 civarında, en fazla 6.5 büyüklüğünde bir deprem üretebileceği öngörülmektedir. Bu büyüklükte olacak bir depremden Mersin’de etkilenecektir. Son yüzyıllara baktığımızda bunu görüyoruz zaten. Adana’da 1945’te 6.0 ve 1998’de 6.2 büyüklüğünde ölçülmüş depremlerin Mersin’i de etkilediği görülmektedir. Bölgede buna benzer büyüklüğünde bir deprem yaşamamız kaçınılmaz görülüyor. Ama hep ne söylüyoruz; ne zaman olacağını kesinlikle bilemeyiz. Yarın olacakmış gibi önlem almamız gerekiyor” dedi.

 

ADANA DEPREMİNİ MERSİN’E ETKİSİ NE OLUR?

Ancak olası bir Adana depreminin Mersin’de yaratacağı etkiye dair yaptığı açıklamalarla uyarılarda bulunan Hayati Koç, “Adana’da 6 civarındaki olası bir deprem tabi ki Mersin’de binalara zarar verebilir. Depreme karşı önlemler için sadece zemin olarak bakmamak lazım çünkü bu yetmez. Çok iyi olmayan zeminlere çok iyi temel türleri kullanılarak binalar yapabiliriz. Onlar çok zarar görmeyebiliyor. Mersin’in zeminine baktığımızda ise kıyı kesimlerin daha tehlikeli zeminlerden oluştuğunu kuzeye doğru gidildiğinde zeminlerin kademeli olarak iyileştiğini görmekteyiz.

 

TÜM ŞEHİR İÇİN CİDDİ ÇALIŞMA YAPMAK LAZIM

Her şey sadece dolgu zeminler ile de alakalı değil.  Özellikle kıyıya yakın kesimlerde yeraltı suyu seviyesi çok yüksek olup, o bölgeler sıvılaşmanın ciddi şekilde gelişebileceği zemin özelliğini taşımaktadır. Bu özellikteki zeminlerin kıyıdan itibaren belli bir uzaklıktan itibaren iyileşiyor diyemeyiz. Kıyıdan kuzeye doğru çıkıldıkça zeminde iyileşme var. Ancak eskiden var olan, şu anda ise tamamen doldurulmuş çok sayıda dere yatağı bulunmaktadır. 3. Çevre yolu civarında bu dere yatakları yer yer hala görülmesine rağmen, güneye doğru inildiğinde dere yataklarının dolgu malzemeler ile doldurulduğu ve üzerine binaların yapıldığı görülmektedir. Buralarında büyük risk taşıdığını görüyoruz. Bunlara hep dikkat edip; ilimizin zemin etüt çalışmalarını yaparak, bölgelere ayırmalıyız. Buna göre de acil eylem planlarının hazırlanması gerekmektedir.

 

“HEMEN ZEMİNE SUÇ BULMAMALIYIZ”

Birde zeminde sıvılaşma meselesi var ki bu daha çok yumuşak zeminlerde sık gözlenen bir durum. Buralarda yeraltı suları etkili olmaktadır. Bu tür zeminlerin olduğu alanlarda zeminlere uygun binaların yapılması gerekir. Yani bulunduğumuz binanın yeraltı su seviyesine yakın mı uzak mı olduğunu öğrenebiliriz ki bu da önlem almamız için önemlidir. Binalarımızın durumunu öğrenmek için bulunduğumuz binanın zemin etütlerini bulabiliriz ya da tekrar yaptırabiliriz ve durum değerlendirmesi yapabiliriz. Buna göre de iyi kaliteli binalar yaptırdığımız zaman depremden zarar görmeyebiliriz. Örneğin, 2020 de İzmir’de ki depremde hepimiz gördük. Zeminlerin aynı olmasına rağmen bazı binalar yıkılmıştı bazıları yıkılmamıştı. Hemen zemine suç bulmamalıyız. Binaları da yönetmenliklere uygun ve sağlam yapmalıyız.

Mersin’in özellikle kıyı ve kıyıya yakın kesimlerinde ki zeminler iyi bir zemin değil. Bu riski taşıyoruz ve zeminlere göre uygun binalar yapılmış ise bunların depremden daha az zarar görme ihtimali olduğunu söyleyebiliriz” diye konuştu.

 

DENETİM SİSTEMİMİZE BAKTIĞIMIZDA HEPİMİZDE KABAHAT VAR

Önlem almak ile ilgili toplumun da sorumluluğu olduğunun altını çizen Doç. Dr. Koç, “Önce iğneyi kendimize batırmalıyız” diyerek şunları söyledi: “Kendimizden başlayarak evimizi yapan müteahhit, sonra belediyeler ve yukarıya doğru herkesin sorumluluğu var burada. Herkes bu bilinci oluşturup ona göre önlem alınmalı.

Bu konularda hevesli gençleri çok bulamıyoruz. Bunu nasıl çözebiliriz; inşaat yapana da 20 bin TL versek, çöpçüye 20 bin, öğretmene 25 bin TL vs. versek o zaman herkes işini severek yapsa, o çok alıyor ben neden az alıyorum demesek belki de bunları böyle çözebiliriz diye düşünüyorum.

Japonya’da çocuklara anaokulunda çürük ev sağlam ev yaptırılarak algı başlatılıyor. Bu tür çalışmaların bizim eğitim sistemimizde de bir an önce uygulamaya koymamız gerekmekte diye düşünüyorum.

Denetim sistemimize baktığımızda hepimizde kabahat var. İyi bir denetim sistemi getirmemiz gerekiyor. Toplum olarak işini bilenlere saygı göstermemiz, onlara güvenmemiz gerekiyor.  Onlarda bu tür olaylarda ölümler, sağlık ve psikolojik zorlukların, ekonomik kayıpların önemini bilerek duyarlı olup ona göre yaptığı işin bilincinde olmalı ve ona göre görevlerini en iyi şekilde yapmalı”. 

 

“DEPREM İLE EVLERİMİZİ TEST ETTİK”

Yapıların sağlamlığına ilişkin testler, korkular ile ilgili de bilgi veren Hayati Koç, “Benim evim ikinci çevreyolu üzerinde 12 katlı binanın 9’uncu katta. Evimde depremi yaşadığımda çök kapan uygulamasını yaptık sonra dışarı çıktık. İlk aklıma gelen büyük Ceyhan depremi oldu. Ancak sonra öğrendik ki bize daha uzak bir mesafede daha büyük bir deprem olmuş. Biz bu depremler ile evimizi test ettik. Şimdi evimize bakacağız, kolonlarda, duvarlarda hiçbir sıkıntı yok ise şu anda evimiz güvenli demektir. Yüksek katlı binalar, özellikle üst katlar doğal olarak daha çok sallanabiliyor. Şunu da belirtmek gerekir. Bu sarsıntılar ile binanın ana yapısında bir yorgunluk oluyor, ancak eviniz sağlam ise Adana civarında tahmil edilen 6.0 – 6.5 büyüklüğünde bir deprem olursa, evinize bir şey olmayabilir. Bundan korkmadan evimizde gönül rahatlığıyla oturabiliriz. Ancak evimizde hasar var ise bunu mutlaka kontrol ettirip, ona göre hareket etmeliyiz ve gerekli önlemleri almalıyız” dedi.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA