Böyle giderse etin kilosu 1 milyonu bulacak!


 

Şap hastalığı nedeniyle şehirlerarası hayvan nakillerine yasaklama getirilmesi konar-göçer küçükbaş hayvan yetiştiricilerini vurdu. Mersin’deki Sarıkeçili Yörüklerinin yaylaya göçüne şap engeli.

Haber Merkezi

 

“Aman kalktı göç eyledi Avşar elleri, aşıp aşıp giden eller bizimdir. Arap atlar yakın eder ırağı, yüce dağdan aşan yollar bizimdir of…”

Sol Gazete’den Yusuf Yavuz’un haberine göre; Anadolu coğrafyasında yaklaşık 200 yıldır bir marş gibi söylenegelen Dadaloğlu’nun bu dizeleri, Akdeniz’in sahil ve ovalarıyla İç Anadolu yaylaları arasında sürüp giden konar-göçer üretim biçimini ve bu toplulukların merkezi otorite ile yaşadığı çatışmaları konu alır.

 

GÖÇERSEM ÖLDÜRÜRLER, GÖÇMEZSEM ÖLÜRÜM İKİLEMİ

Dadaloğlu’nun “bizim eller” diye andığı Avşar boylarının Halep düzlüklerinden Çukurova’ya, Rakka’dan Kayseri Pınarbaşı ve Sivas yaylalarına uzanan devinimleri bin yıldır bu toprakların hafızasında yer etmiştir. Selçuklu’dan Osmanlı’ya süregelen konar-göçerler ile yerleşikler arasındaki çatışmalar da bu coğrafyanın iklim ve biyolojik gerçekliğine bakılmaksızın sivil halk arasında; çoğu zaman da merkezi otoriteyle “göçerler” arasında devam etmiş.

 

ÜRETİM ALANLARI GİDEREK YOK OLUYOR

Bugün sayıları çok az kalsa da Anadolu’daki bu kadim üretim kültürünü yaşatma çabası veren konar-göçer Yörükler her türlü zorluk ve baskılara maruz kalıyor. Otlakların daralması, Otoyollar, vahşi madencilik, HES ve baraj projeleri gibi doğal yaşam alanları üzerinde tahribata neden olan girişimler son yıllarda geleneksel hayvancılığa büyük darbeler vurdu. Oysa yeme, ilaca ve enerjiye bağımlı endüstriyel hayvancılığın sürdürülebilir bir model olmadığını bizzat yaşayarak öğreniyor bu toplum.

 

GELENEKSEL HAYVANCILIK BU TOPRAKLARIN ZORUNLU GERÇEĞİ

Bugün İtalya’dan Fransa’ya, Yunanistan’dan Avusturya’ya birçok Avrupa ülkesinde de göçebe hayvancılık destekleniyor. Çünkü bu üretim biçimi bir yanıyla coğrafyanın ve iklimin zorunlu kıldığı bir gerçeklik. Bir başka yanıyla binlerce yıldır coğrafya ile birlikte evrilen bir model. Kontrollü ve bilinçli yapıldığı sürece bizim gibi ülkeler için hem kırsal yoksulluğun önlenmesinde hem de beslenme bağımsızlığının sağlanmasında hayati önemde.

Hayvancılıkta son yıllarda ithalata dayalı bir sorun çözme kolaycılığına gidilirken, yerel ve geleneksel üretim adeta öksüz bırakıldı. Verilen destekler de hem doğru kullanılmıyor, hem de yetersiz kalıyor.

 

ŞAP HASTALIĞI YÜZÜNDEN YAYLAYA GÖÇ ENGELLENİYOR

Kışı Akdeniz sahillerinde geçiren konar-göçerler için yayla zamanı geldi. Mersin kıyılarında kışlayan Sarıkeçili Yörükleri Konya ve Karaman bölgelerindeki yaylalara göçmek için hazırlanıyorlar ancak göçün önüne bu yıl da şap hastalığı engel olarak çıktı. Irak’ta ortaya çıkan şap hastalığı nedeniyle Tarım ve Orman Bakanlığı geçtiğimiz ay ülke içinde şehirlerarası hayvan nakli yasaklanmıştı. Sürüleriyle yaylalara göç etmek isteyen çobanlar, aşı yapıldıktan sonra verilecek olan geçiş belgeleriyle yola koyulmak zorunda. Ancak bölgede yaşanan aşı sorunu yollarını bağlıyor. Konar-göçer küçükbaş hayvan yetiştiricileri aşı sorununa çözüm bulunmasını bir an önce yaylalara göçün önünün açılmasını talep ediyor.

 

PERVİN SAVRAN: GÖÇ ZAMANI GELDİ, KEÇİLER YERİNDE DURMAZ

Sarıkeçililer Yaşatma ve Dayanışma Derneği Başkanı Pervin Savran, göç zamanı gelmesine rağmen ailelerin yaylalara göçünün engellendiğine işaret ederek, yetkililerin yeterli şap aşısı bulunmadığını dile getirdiklerini söylüyor. Kendilerinin de aşı arayışına girdiklerini ancak bulmakta zorluk çektiklerini dile getiren Savran, “Bizim hayvanlarımızda henüz bir şap hastalığı belirtisine rastlanmadı ancak yine de tedbirli olmak için önlem almak zorundayız. Görüştüğümüz yetkililer aşıların yetersiz olduğunu söylüyorlar. Göç zamanı geldiğinde keçiler yerinde duramaz. Vakti gelince hayvanlar zincire de vursanız durmaz. Çobanlarımızın yemleri bitti, otlatma alanları da yangınlar ve başka nedenlerden dolayı iyice daraldı. Bu yüzden bir an önce göç yoluna koyulmamız lazım” dedi.

 

ÜRETİCİLER MAĞDUR, YA AŞI BULUNSUN YA DA TAHLİL YAPILSIN'

Kışı geçirdikleri Aydıncık ilçesinde yetkililerin 5 bin aşı olduğunu ancak bunun da bittiğini söylediklerini anlatan Savran, “Silifke’de de aşı yok. Gülnar’daki çobanların bir kısmı aşısını yaptırabilmiş. Yetkililer bize ‘bekleyin’ diyorlar. Nisan’ın 10’u diyen de var, 28’i diyen de. Biz de diyoruz ki ya bize aşı bulun, ya da hayvanlarımızdan örnekler alıp tahlil yapın. Eğer bir hastalık çıkarsa bize ‘gidemezsiniz’ desinler. Buna karşı değiliz, bekleriz. Biz bilime saygılıyız. Ama üreticileri bu kadar mağdur etmeye kimsenin hakkı yok. Aşı yok diye sağlıklı hayvanların bekletilmesi doğru değil. Bürokratlar bilmiyorlar mı göç zamanının geleceğini. İlçedeki hayvan varlığı konusunda ellerinde bir kayıt yok mu? Keçiler bile biliyor göç takvimini, vaktinin geldiğini. Bu bürokratlar neden bilmiyor? Mademki hastalık var neden yeterli miktarda aşı temin edilmiyor. Herkes işini tam yapsın. Biz gece gündüz işimizin başındayız” ifadelerini kullandı.

 

‘BÖYLE GİDERSE ETİN KİLOSU 1 MİLYONU BULUR'

Türkiye’nin gündeminden düşmeyen yüksek et fiyatları ile canlı hayvan ve et ithalatına da değinen Savran, “Biz yüzlerce yıldır üreticiyiz. Kendi coğrafyamızda karbon üretmeden doğal ortamda keçi yetiştiriciliği yapıyorduk. Şimdi tankerlerle su taşımak zorundayız. Benim dedem vagon vagon canlı hayvan gönderirdi Arap ülkelerine. Mersin Limanında hayvan ihraç ederdik. Şimdi ne oldu da aynı Mersin Limanından hayvan ithal eder duruma düştük? Bunun sorumlusu biz üreticiler değiliz. Her geçen gün maliyetler artıyor. Böyle giderse etin kilosu 1 milyonu bulacak” dedi.

 

'GELSİNLER 200 TL'YE ET VERELİM, İDAREDE ORGANİZASYON YOK'

Yanlış hayvancılık politikalarının büyükbaş hayvancılığı bitirdiğini dile getiren Savran, küçükbaş hayvancılığın da bitirilmek istendiğini savunarak, “Gelsinler biz 200 TL’den et verelim. Hem üretici kazansın hem de tüketiciler doğal ve sağlıklı et yesin. Bizim bunu sağlayacak altyapımız var. Her konuda hazırız, organize olabilecek durumdayız. Ama kimse üreticinin potansiyelini, elindeki görmüyor. İdarede bir organizasyon yok. Yasak var, ceza var, tutuklama var ama organizasyon yok. Mademki yasaklama getiriliyor, o zaman elinizde hazır aşınız olsun, bizi mağdur etmeyin” görüşünü dile getirdi.

 

‘BİZ LÜTUF İSTEMİYORUZ, ENGEL OLUNMASIN YETER'

Küçükbaş hayvancılıktaki en önemli sorunlardan birinin üreticilerin desteklenmeyişi ve ürünlerin değerlendirilememesi olduğuna da değinen Pervin Savran, “Biz bir lütuf istemiyoruz. Sadece engel olunmasın yeter. Karşılaştıkları zorluklar üreticileri canından bezdiriyor. Her yıl sorunlarımız konuşuluyor ama çözüm için atılması gereken adımlar bir türlü atılmıyor. Üretim giderek geri gidiyor” dedi.

 

KİMSE BİZDEN SÜT TALEP ETMİYOR

Süt fiyatlarındaki artışa da değinen Savran, “Biz oğlakların hakkı diyerek çiğ süt satışı yapmıyoruz. Keçilerin göğsüne varıp sarılmayız, öncelik oğlakların beslenmesidir. Göç biter yaz yurduna yerleşiriz, oğlaklar da doğadan beslenmeye başladığında o zaman biraz süt sağarız. Ancak buna rağmen en sağlıklı süt olan keçi sütünü de piyasa fiyatının yarısına vermeye razıyız. Ama gelip kimse bizden talep etmiyor” diye konuştu.

 

MERSİN KEÇİ YETİŞTİRİCİLİĞİNDE LİDER KONUMDA

2022 yılı verilerine göre Mersin, 911.308 keçi varlığı sayısı ile ülkede ilk sırada yer alıyor. Resmi olmayan rakamlara göre bu sayı 1 milyonun üzerinde. Aynı yılın resmi rakamlarına göre ildeki koyun varlığı ise 851.308 olarak kaydedildi. Mersin, koyun varlığı sıralamasında ise ülke genelinde 6. sırada yer alıyor. Ancak ülkenin en önemli küçükbaş hayvancılık merkezlerinden biri olan ilde üreticilerin aşı sorunu yaşaması tedbirsizlik ve organizasyon eksikliği olarak yorumlanıyor.

 


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA