BARIŞ ÇOBAN
Dünyanın birçok yerinde baharın gelişiyle kutlanan Hıdırellez Bayramı bu yıl Türkiye’de, Kahramanmaraş merkezli depremlerde 50 bini aşkın yurttaşımızı kaybetmemiz nedeniyle kutlama havasında değil anma havasında gerçekleşti. Deprem Dayanışması Derneği, başta depremlerden en çok zarar gören illerden biri olan Hatay’ın Samandağ ilçesinde olmak üzere; İzmir, Adana, Kadıköy, Artvin ve Mersin’de yurttaşları Hıdırellez’de bir araya getirdi. 350 bini aşkın depremzedeye misafirlik eden Mersin’de yurttaşlar anma programı için Kazanlı Şeyh Yusuf Reyhani Türbesi yanında bir araya geldi. Yurttaşlar burada gerçekleştirilen konuşmaların ardından meşaleler ve güller eşliğinde Kazanlı Sahili’ne yürüdü. Yurttaşlar yürüyüş boyunca, “Unutmak yok, affetmek yok, helalleşmek yok ve Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganlarını attı. Kazanlı Sahili’nde ateş yakan yurttaşlar, depremlerde hayatını kaybedenler için denize gül bıraktı. Anma programı Türkçe, Kürtçe ve Arapça söylenen şarkılar ve dilenen dileklerin ardından sona erdi.
DAYANIŞMAMIZ DA BÜYÜK, UMUDUMUZ DA
Anmada ilk sözü depremin ilk gününden beridir Hatay Deprem Dayanışması’nda faaliyet yürüten Canan Yüce aldı. Kendisi de bir depremzede olan Yüce, deprem felaketinin ardından 3 ay geçmesine rağmen acılarının ve öfkelerinin hala ilk günkü gibi taze olduğunu ifade etti. Hala yaralarının sarılamadığını ve birçok ihtiyaçlarının karşılanmadığını anlatan yüce, “Ben bugün Antakya’daydım. Depremin ilk gününden beridir; Mersin, Hatay, Adıyaman arasında gelip, gidiyorum. Bu iller arasında çok büyük bir dayanışma örgütlendi. Dayanışmamız da büyük, umudumuzda. Aynı zamanda ayakta kalmamız gerekiyor ki, bize bu yaşatılanların hesabını soralım. Samandağ’daki kadınlar, yoldaşlarımız, arkadaşlarımız, ‘Depremlerde hayatlarını kaybedenleri unutmadık, unutmayacağız. İktidarı affetmeyeceğiz, helalleşmeyeceğiz’ dedi. Gerçekten de tam da hesap sormanın zamanını yaşıyoruz. Bunları unutmayacağız, anlatacağız. Çünkü önümüzdeki nesillerin bunları tanımaları ve karşılarında örgütlenmeleri gerekiyor. Yaşamı yeniden örgütlemeleri, hayatı yeniden kurmaları gerekiyor” dedi.
HEP BİRLİKTE UMUDU BÜYÜTECEĞİZ
Bugün burada toplanma nedenlerinin dayanışmayı büyütmek olduğunu söyleyen Yüce, “Bugün neden Kazanlı’da toplandık? Çünkü; buradaki insanların çoğu akrabası Hatay’da ve Hatay’dan buraya birçok depremzede geldi. Burası aynı zamanda da deprem bölgesi. Bugün bizimle aynı saatte; Adana’da Karataş Sahili’nde, İstanbul Kadıköy’de, İzmir Karşıyaka’da, Artvin Hopa Sahili’nde ve hepimizin bildiği, Samandağ’a gittiğimizde asla ziyaret etmeden gelmediğimiz, Samandağ Sahili’ndeki Hızır Türbesi’nde arkadaşlarımız anma yapıyor. Bugün isyanımızı büyüteceğiz. Acımızı yaşayacağız ama aynı zamanda umudumuzu da büyüteceğiz. Kaybettiklerimiz için çiçeklerimizi denize bırakacağız. Dileklerimizi; kentlerimizi yeniden kurmak, dayanışmayı büyütmek ve bize yaşatılanların hesabını sormak için yazacağız ve gül ağaçlarının altına koyacağız. Hepimiz biliyoruz ki Hatay; Kardeşliğin, barışın ve aynı zamanda çok kültürlülüğün kenti. Biz Hatay’da, Hatay’da yaşan bütün haklarla bayramlarımızı ortak kutlarız. Hatay bu yüzden çok renkliliğin kentidir. Başta Hatay olmak üzere depremleri yaşayan bütün kentleri tekrardan kuracağız. Barış, kardeşlik ve dayanışma kazanacak. Hep birlikte umudu büyüteceğiz. Kurtuluş yok tek başına şiarını, hayatımızın her alanında yaşatarak birbirimizi ayağa kaldıracağız. Unutmak yok, affetmek yok, helalleşmek yok” açıklamasında bulundu.
ENKAZ VAR, DEVLET YOK
Yüce’nin ardından Yeşil Sol Parti Milletvekili Adayı Avukat Ali Bozan söz aldı. Adıyamanlı olan Bozan’da depremin yaşandığı ilk günden itibaren imkanları ölçüsünde Adıyaman’a gittiğini ifade etti. Kendi köyünün 290 haneli bir belde olduğunu anlatan Bozan, “Bu 290 haneden sadece 15 tanesi ayakta kaldı. Nüfusun yüzde 10’u hayatını kaybetti. Hatay’da olduğu gibi Adıyaman’da da devlet yoktu. Birkaç gün önce Adıyaman’daydım. Yine aynı köyleri gezdim ve devlet yine yoktu. Köylerde hala kaldırılmamış enkazlar var. Kısacası; Depremin ilk gününden beri ülkede yaşayan neredeyse bütün insanlar dayanışma içerisindeydi ama devlet yoktu ve hala devlet yok. Biz hep dayanışma içerisindeydik ve hala dayanışma içerisinde olmak zorundayız. Kaybettiklerimizi asla geri getiremeyeceğiz ama kaybettiklerimizin hesabını sormak için dayanışmayı büyüteceğiz” diye belirtti.
NE DAR AĞACINDA BİTER FİDANLAR NE DE ENKAZ ALTINDA
Son olarak sözü Mersin Deprem Dayanışması’nda faaliyet yürüten Volkan Gültekin aldı.
Basın metnini okuyan Gültekin, depremlerde hayatını kaybeden yurttaşları unutmayacaklarını ve mücadeleyi büyüteceklerini dile getirerek, şunları söyledi; “6 Mayıs. Gidenlerin, kayıpların ardından doksanıncı gün. Enkaz altında bırakılan ve yarım kalan hayatlarımızın doksanıncı günü. Bitmek bilmeyen öfkemizle, hesap soracağımız günlerin bekleyişinde doksanıncı gün. Hıdırellez’in ateşi büyütecek öfkemizi, gözyaşlarımız karışırken denizlere, dileklerimizi taşıyacak sular. Birbirimize uzandığımız kıyılardan dayanışmamızı bağıracağız. Özgür yarınlarımız için, yitirdiklerimize söz verdiğimiz gelecek için suya atacağız sözcüklerimizi. 6 Mayıs. Yurdun her bir denizinden ölümsüz üç fidana, Deniz’e Yusuf’a ve Hüseyin’e sesleniyoruz. Depremde yitirdiklerimizin yasını hep birlikte tutmak, Hıdır ve İlyas’ın gücü ile kavgamıza devam etmek için denizlere yürüyoruz. 6 Mayıs. Doksanıncı gün. Yasımız isyanımıza katılırken ateşlerimizi yakıp baharın ve doğanın uyanışına tanıklık ediyoruz. Biliyoruz ne Denizler tükenir ne de bizim mücadelemiz. Unutmayacağız ölüme terk edilen canlarımızı, unutturmayacağız. Ne dar ağacında biter fidanlar ne de enkaz altında. Biz buradayız: dağlarda, yollarda, denizlerde. Bitmedik, gidenlere selam olsun, varız, var olacağız.”