Haber Merkezi
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 4 No’lu Hayvansal Ürünler ve Destek Faaliyetleri Meslek Komitesi Başkanı Fehmi Kaya, Başkan Yardımcısı Yılmaz Atila, Meclis Üyeleri Aziz Ergüvan, Yüce Hadi Doğan, Özge Canatan ile Komite Üyeleri Ahmet Bekmezci ve Khaled Aboukharroub sektörü değerlendirdi. Gerek et gerek tavuk ve gerekse balıkta artan girdi maliyetleri, pazar ve üretim sıkıntılarına değinen komite üyeleri, sektörün beklentilerini anlattı. Yaşanan sıkıntıların çözümünün artacak üretimle mümkün olabileceği görüşünde birleşen üyeler üretimin nasıl artırılabileceğine yönelik çözüm önerilerini sıraladı.
“ANAÇ TAVUK ÜZERİNDE ÇALIŞMALIYIZ”
4 No’lu Komite Başkanı ve Akyem Adana Yem A.Ş (BEYZA PİLİÇ ) Pazarlama Müdürü Fehmi Kaya, tavukçuluk sektörünü değerlendirdi. Sektörde girdi maliyetlerinin yüksekliğine dikkat çeken Kaya, buna bağlı yaşanan sıkıntıları aktardı. Maliyetler nedeniyle tavuk fiyatları artsa da kırmızı ete kıyasla halen daha uygun olduğunu kaydeden Kaya, bu sayede satışların arttığını ve sektörün son bir iki aydır kendini toparlamaya başladığını bildirdi. Uzun vadeli değerlendirildiğinde ise sektör için geleceğe dair bir tehdit bulunduğuna işaret eden Kaya şunları söyledi: “Dünyada yalnızca 5 ülke anaç tavuk üretiyor ve Türkiye bu tavukları ithal ediyor. Olası bir sıkıntı halinde anaç tavuk getirilememesi durumunda beyaz et sektörü bitme tehdidi yaşar. Bu nedenle ziraat fakültelerimizin bugünden gerekli ar-ge çalışması yapması ve Türkiye’de de anaç tavuk üretiminin başlatılması için adım atılması gerekli.”
Anaç tavuk üretiminin özel sektör için oldukça maliyetli bir yatırım olacağına da değinen Kaya, sektörde bu konuda bazı çalışmalar yapılsa da çok ciddi maliyetlerden dolayı ilerleme sağlamamaktadır. Bu nedenle anaç tavuk üretiminin devlet politikasına dönüşüp desteklenmesi gerektiğini, bu sayede ülke ihtiyacı giderildiği gibi ihracat da yapılarak ekonomiye katkı sağlanabileceğini sözlerine ekledi.
“MERSİN’DE ET BORSASI KURULMALI”
Komite Başkan Yardımcısı ve Atila Hayvancılık Sahibi Yılmaz Atila ise kırmızı ette yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Sektörün gelişimi adına kentte önemli eksikler bulunduğunu kaydeden Atila, Mersin’de bir adet canlı hayvan pazarı ve bir de et borsası kurulmasını beklediklerini söyledi. Mezbahaların güçlendirilip sayılarının artırılması gerektiğine de işaret eden Atila, ardından taleplerini şöyle özetledi:
“Kentimiz için bir canlı hayvan pazarı bulunması çok önemli. Böyle bir yatırım yalnız Mersin değil bölge için de önemli çünkü bölgemizde böyle bir pazar yok. Yerel yönetimlerden bu konuda destek bekliyoruz. Yaklaşık 20 dönüm arazi üzerine kurulacak kapsamlı bir pazar şehir ekonomisine de ciddi katkılar sağlayacaktır. Böyle bir yatırım et üretimini artıracağı gibi satışların da daha denetimli olmasını beraberinde getirecektir.”
Mevcut durumda denetimlerde önemli aksaklıklar yaşanabildiğini belirten Atila, üretimin azalması ve fiyatların artmasıyla piyasaya sürülen kırmızı etin kalite değerinin de düşürüldüğünü, sağlık ve hijyen kurallarına aykırı ürünlerin vatandaşa sunulabildiğini söyledi.
“ÜRETİMİN ARTIRILMASI TEŞVİK EDİLMELİ”
Komite Meclis Üyesi ve Altın Gıda Maddeleri Sahibi Aziz Ergüvan insanların tarım ve hayvancılıktan uzaklaştığını hatırlatarak, hayvansal üretimin artabilmesi için insanların kentten köye dönüşünün teşvik edilmesi gerektiğini söyledi. Bunun ise eğitimden sağlığa kadar ihtiyaç duyulan her alanda köy ve kentlerdeki standartların eşitlenmesi ile mümkün olabileceğine işaret eden Ergüvan, atılabilecek diğer adımları ise şöyle sıraladı:
“Köye dönüp tarım ve hayvancılıkla uğraşacak kişilerin ilk etapta sigorta primlerinin devlet tarafından karşılanması da üretime yeniden başlanması adına özendirici olabilir. Aksi halde tek başına besi hayvanı konusunda destek verilmesi yeterli olmayacaktır. Yem fiyatlarında istikrar sağlanması da hayvancılığa teşvik eder. Toprak Mahsulleri Ofisi ya da Fiskobirlik gibi hayvansal üretimde de köylünün ürettiği ürünün fiyatını koruyacak oluşumlara gidilmeli.”
Mevcut durumda hayvansal açığın ithalatla kapatılmaya çalışıldığını hatırlatan Ergüvan, bunun sürdürülebilir olmadığını belirterek üretim artırılıncaya kadar yapılan ithalata yüzde 20-30 gebe düve kotası getirilmesi gerektiğini de ifade etti.
“KAYIT DIŞI İŞLETMELERDE ET TİCARETİ YAPILIYOR”
Komite Meclis Üyesi ve ARN Et Gıda Sahibi Yüce Hadi Doğan ise etlerin kayıt dışı kesiminin sektöre yansımalarını değerlendirdi. Mersin’de gerekli denetimlerin yapılmaması nedeniyle kayıt dışı et kesim oranlarının yüzde 90’lara ulaştığını kaydeden Doğan, “Kayıt dışı işletmelerdeki et ticareti o kadar arttı ki artık birçok restorana kaçak kesilen etler dağıtılmaya başladı. Perakende kasaplar fiyat rekabeti yapamadığından ikinci planda kalıyor. Bu durum sektöre ciddi zarar veriyor” dedi. Mevcut durumda yasa dışı et kesimlerinin Tarım İl Müdürlüğü ya da belediyeler tarafından denetlenmesi gerektiğini hatırlatan Doğan, ancak denetim konusunda yetkili iki kurum olunca koordine sağlanamaması nedeniyle oluşan boşluğu kayıt dışı firmaların kötü niyetle kullandığını söyledi. Valilik nezdinde koordineli çalışmalar yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Doğan, kaçak kesimlerin ekonomik kayıplar yanında insan sağlığı açısından da büyük tehdit oluşturduğunu hatırlattı.
“BALIK HALİ KURULMALI”
Komite Meclis Üyesi ve Mermarin Su Ürünleri Sahibi Özge Canatan balıkçılık sektörüne değindi. En büyük sıkıntı olarak büyük marketlerin toptan fiyatına satış yapmasını gösteren Canatan, “Hatta restoranların kapısına kadar servis yapıyorlar ve bu durum özellikle küçük işletmeleri bitme noktasına getiriyor” dedi. Perakende satışa engel olmaması adına toptan satışa bir düzenleme, kota getirilmesinin küçük işletmeleri koruyabileceğine değinen Canatan, “Marketlerden toptan fiyatına alım yapan restoranlar bunu fiyatlarına da yansıtmıyor. Onlar daha çok kar ederken son kullanıcı ürüne yine yüksek fiyatlarla ulaşıyor. Bu nedenle düzenleme yapılması gerektiğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı. Kurulacak bir balık halinin soruna büyük ölçüde çözüm olabileceğini kaydeden Canatan, “Fiyatların burada belirlenmesiyle tekelciliğin önüne geçileceği gibi kent ekonomisine de önemli katkılar sunulacaktır” dedi. Aynı zamanda başta yakıt olmak üzere maliyetlerin de her geçen gün arttığına değinen Canatan, geçmişte sağlanan yakıt desteklerinin yeniden verilmesini beklediklerini söyledi.
“BÜTÇENİN YÜZDE BİRİ TARIMSAL ÜRETİME AYRILMALI”
Komite Üyesi ve Beker Veteriner Hizmetleri Sahibi Ahmet Bekmezci de üreticilerin sorunlarına dikkat çekti. Üreticinin en büyük sorununun ürettiği ürünü değer fiyattan satamaması olduğunu dile getiren Bekmezci, “Örneğin tüketici sütü sütçüden kilosunu ortalama 18 liradan alırken üretici bu sütü 8-9 liraya satıyor. Böyle olunca da üretici yem ya da hayvanının sağlığı için gereken ilaç gibi girdilerin maliyetini karşılamakta zorlanıyor. Bu ürünlerin değerlendirilebilmesi için kooperatif kurulması gerekiyor” değerlendirmesini yaptı. Anayasaya göre bütçenin yüzde birinin tarımsal üretime verilmesi gerektiğini hatırlatan Bekmezci, “Ancak bu konu da bir süredir ihmal ediliyor. Önümüzdeki süreçte sorunların çözümü için yeniden en azından bütçenin yüzde biri tarımsal üretime ayrılırsa üreticinin eli rahatlayacaktır” ifadesini kullandı.
“HAYVANSAL YEM ÜRETİMİ ÖNEMLİ”
Komite Üyesi ve Sham Food Gıda Sanayi Sahibi Khaled Aboukharroub yem fiyatları üzerinde durdu. Gerek beyaz gerekse kırmızı ette yem fiyatlarının oldukça yüksek olduğuna değinen Aboukharroub, “Hayvansal üretimde en önemli girdi maddesi yem. Fiyatı da oldukça yüksek. Bunun sebebinin ise hayvansal yemin önemli hammaddesi arasında yer alan şeker pancarı ya da tütün gibi ürünlerin ekiminde kota bulunması. Bu kotalar kaldırılırsa sektör rahatlar. Kırmızı ete ulaşmakta zorlanan halk beyaz eti tercih ediyor ancak böyle giderse bir süre sonra beyaz et fiyatları da kırmızı etle yarışır duruma gelecek” dedi. Aboukharroub
aynı zamanda planlı üretimin önemine de değindi.