Hediye EROĞLU
Mersin Limanı’nı işleten ve yüzde 90’ı yabancılara ait olan Mersin International Port Şirketi’nin (MIP) Atatürk Parkı’na doğru genişleme projesine karşı kent sakinlerinin mücadelesi devam ediyor.
MIP’ın projesi doğrultusunda, Mersin Limanın kapasitesi artırımına ilişkin 1/5 bin ölçekli Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı tepki ve itirazlara rağmen, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 12.03.2020 tarih ve 66625 sayılı kararı ile onaylandı.
İLK BAŞTA MAHKEMELER MERSİN’DEN YANA OLDU
Bunun üzerine Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Mersin İl Koordinasyon Kurulu öncülüğünde Mersin 2. İdare Mahkemesine söz konusu planların iptali için dava açıldı. İlk bilirkişi heyetinin yaptığı keşif sonucu Mersin 2. İdare Mahkemesinin 2020/564 sayılı kararına söz konusu imar planları için telafisi güç zararlar doğuracağından ve hukuka aykırı durum oluşturacağından yürütmeyi durdurma kararı verildi.
Daha sonra Adana Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesinin 10/06/2021 tarih ve 2021/209Y.D itiraz no karar ile, yürütmenin durdurulması talebinin reddine dair karara itirazın reddine karar verdi. Ve söz konusu imar planı, bölge mahkemesi tarafından da uygun görülmeyip iptal edildi.
MIP’İN, İTÜ’DEN PARAYLA ALDIĞI RAPOR HER ŞEYİ DEĞİŞTİRDİ!
Söz konusu davaların kent lehine tamamlanmasının ardından yasal işleyişe göre söz konusu imar planların iptal süreci başlatılması beklenirken Mersin Limanının kiracısı konumundaki MIP, 12 Mayıs 2021 tarihinde İstanbul Teknik Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Merkezi Döner Sermaye Müdürlüğüne maddi bedel ödeyerek üniversitenin Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden plan için değerlendirme raporu talep etti.
İTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü bilirkişileri sadece 6 gün içinde, 18 Mayıs 2021 tarihinde yerinde inceleme yapmadan dosya üzerinden söz konusu planların uygun olduğuna dair rapor düzenledi.
Yeni rapor ile birlikte Mersin 2. İdare Mahkemesi söz konusu raporu dikkate alarak 15 Eylül 2021 tarihinde ara karar vererek, yeniden naip üye ataması ve 2. bilirkişi heyeti talebi ile sürecin tersine döndürülmesi gündeme geldi.
İKİNCİ KEŞİF AKILLARA ZARAR SONUÇLA ÇIKTI!
Davayı incelemeye gelen 2’inci bilirkişi heyeti Isparta Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü hocalarından oluşurken, hazırlanan raporda limanın büyümesinin taşıt trafiğini dahil arttırıcı etkisi bulunmadığı beyan edildi.
Bilirkişi raporu sonucunda Mersin 2. İdare Mahkemesi daha önce vermiş olduğu yürütmeyi durdurma kararını kaldırdı ve süreç Mersin aleyhine işledi.
İTİRAZLAR DİKKATE ALINMADI
Mersin, TMMOB İl Koordinasyon Kurulu önderliğinde ikinci bilirkişi raporuna istinaden verilen yürütmeyi durdurma kararına itiraz ederek, bağımsız olarak Gazi Üniversitesinden bilimsel görüş raporları aldı. Ancak Adana Bölge İdare Mahkemesi 2. İdari Dava Dairesi 2022/1167 sayılı kararında Danıştay yolu açık olmak üzere 07.04.2022 tarihinde davayı reddetti.
‘ATATÜRK PARKI HALKINDIR, LİMAN YAPILAMAZ’
Ülkede yaşanan hukuk zafiyeti yaşanırken kentin de verilen bu kararların etkisinde kaldığını dile getiren TMMOB İl Koordinasyon Kurulu basın açıklamaları ile duruma tepki gösterdi.
Yaşananlar üzerine TMMOB İl Koordinasyon Kurulu, Anayasa Mahkemesine taşındı. TMMOB ve destek veren çevre örgütleri önümüzdeki hafta içerisinde ‘Atatürk Parkı halkındır, liman yapılamaz’ sloganıyla Mersin’de ki tüm dinamikleri ve kurumları bir araya gelmeye hazırlanıyor.
“ESAS AMAÇ; ANA KONTEYNER LİMANI PROJESİNİ BAY PAS ETMEK”
Mimarlar Odası Mersin Şube Başkanı Ünal Şahin, önümüzde günlerde konuyla ilgili kent dinamikleriyle birlikte mücadeleyi büyütmek için bir araya geleceklerini söyleyerek, “Liman yönetiminin esas amacı ana konteyner limanı projesini bay pas edip, limanı baskılama amaçlıdır. Bunun amacı ana konteyner limanını engellemek, geri plana atmaktır. Mersin’in ticaretini, yeşil alanlarını, ekonomisini baltalamak içi ucuz ve basit yöntemlerle engellemek.
Gemi elleçleme süreçleri de yavaşlatılıyor, amaç limanın büyütülmesine kent kamuoyunu, iş dünyasını ikna etmek. Özellikle limandaki mevcut faaliyetler bilerek kasti olarak yavaşlatılıyor.