HEDİYE EROĞLU
Mersin’in Tarsus ilçesinde kırsaldaki 11 mahalleyi olumsuz etkilemesinden endişe edilen, kentin içme suyu kaynağı olan Berdan Barajının hemen yanına yapılmak istenen Çimento Fabrikasına karşı önemli bir direniş sergileniyor.
Nutri Gıda A.Ş. tarafından, Yanıkkışla, Yamaçlı, Çokak, Karaharnuplu, Çavuşlu, Durak, Koçmarlı’yı kapsayacak şekilde yapılmak istenen, ‘Çimento Fabrikası ve Hammadde Sahaları’ projesi dün ÇED süreci kapsamında halkın katılımı toplantısı yapılmak istendi.
Tarsus’ta 11 mahalleyi olumsuz etkileyeceği için karşı çıkılan Çimento Fabrikasının ÇED toplantısı yöre halkının protestosu ile karşılaştı. 7’den 70’e köylüler, ellerinde, “Çimento tozu değil, temiz hava istiyorlar!” yazılı pankartlarla direniş sergileyerek toplantıyı yaptırmadı.
KÖYLÜNÜN DİRENİŞİNE AKP’LİLER DE DESTEK VERDİ
Tarsus Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan, Tarsus Çevre Koruma Kültür ve Sanat Merkezi Derneği (ÇEKSAM) Başkanı Semra Kabasakal, Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED) Başkanı Sabahat Aslan, ziraat odası temsilcileri, siyasi parti temsilcileri ve bölge sakinleri katılım sağladı. Yöre halkına AKP’den milletvekili adayı olan Hakkı Meniz ile önceki dönem milletvekili olan Ahmet Tevfik Uzun’un da destek vermesi dikkat çekti.
“MERSİN’İN SUYUNU ZEHİRLEYECEKLER”
MERÇED Başkanı Sabahat Aslan, gerekirse yargı mücadelesi vererek, söz konusu yatırıma karşı direnişte kararlı olduklarını söyledi. Aslan, “Berdan Barajı’na 15 km gibi çok yakın bir mesafede. Bizim su içme hakkımızı zehirleyecek bir yatırım. Tüm Mersin7in suyun zehirleyecekler. Toplantı çok çetin bir şekilde geçti. Çok direndik ama istediğimiz tutanağı tutturduk” dedi.
“BİR GRUP 30 YIL PARA KAZANACAK DİYE DOĞAL YAŞAM ORTAMININ YERLE BİR EDİLMESİNE KARŞIYIZ”
Yöre halkı projeye itiraz gerekçelerini hazırladıkları itiraz dilekçeleri ile ortaya koydu. Dilekçede şu ifadeler yer aldı; “Öncelikle ilçemizin 7 mahallesinin bir grup kişi tarafından 30 yıl para kazanacak diye doğal yaşam ortamının yerle bir edilmesine karşıyız.
Bölge, geçimini tarım ve hayvancılıktan karşılamaktadır. Böylesi bir proje, hammadde üretimi sürecinden başlayarak son ürün olan çimento hammaddesi klinker üretimine kadar bütün aşamalarında sağlık açısından tüm canlıları, gıda zincirinin bozulması açısından tarımı etkilemektedir. Bir çok yan etkisi, dinamit patlatma, kazı sırasında toz oluşumu, yeraltı su kaynaklarının kullanılması açısından doğayı ve en nihayetinde oluşan toz açısından yanı başında olan orman ekosistemini geri dönülemez biçimde tehlikeye atacaktır.
PROJE SAHASINDA ZEYTİNLİK VAR
3573 sayılı Kanunun 20. Maddesi'nde ‘Zeytinlik sahalar içinde ve bu sahalara 3 km mesafede zeytinliklerin vegatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkartan tesis yapılamaz ve işletilemez’ hükmü yer almaktadır.
Proje sahasında bırakın 3 km mesafeyi, kil alınacak alanın bile üzerinde zeytinlikler bulunmaktadır. Bu yüzden proje mevcut yasaları ihlal etmektedir. Hepimizi bağlayan yasalara uygun davranılmalı ve proje gerçekleşmemelidir.
“KANSER OLMAK İSTEMİYORUZ”
Çimento fabrikası bacasından PM100- PM10 -PM5 ve PM2.5 emisyonları olur. Bu çimento üretim sistemi açısından kaçınılmaz bir durumdur. Her ne kadar bahsi geçen emisyonların engellenmesi için elektrostatik filtreler konulacağı taahhüt edilse bile bu sistemler, yüksek miktarda elektrik enerjisine ihtiyaç duyduğu için işletilmez. Birçok yerde örneği vardır. Özellikle PM2.5'in yayılımının çok uzak yerlere kadar olduğu bilinmektedir.
Ayrıca akciğer kanseri vakalarının en büyük sebebi olan bu çaptaki partiküler maddelerin çimento fabrikası bacalarında yüksek verimde tutulamadığı ve yayılmasının engellenemediği bir gerçekliktir. Bu durum Türk Tabip Odaları Birliği raporlarında da mevcuttur. Kısaca, birileri para kazanacak diye akciğer kanseri ile uğraşmak istemiyoruz.
“TARIM VE HAYVANCILIK BİTER”
Bölge, 7 mahalle olarak geçimini tarım ve hayvancılıktan sağlamaktadır. Hammadde üretimi sırasında yılda 104 defa dinamit patlatılacağı belirtilmiş. Hayvanlarımızın her gün dinamit patlatmanın yaratacağı sarsıntı ve gürültü ile strese girmesine karşıyız. Her gün evlerimizin dibinde acaba bu gün kafamıza taş düşecek mi diye korku ile yaşamak istemiyoruz.
Ayrıca, ÇED Ön Araştırma Dosyası içinde bir çok eksiklik bulunmaktadır.
Biz yaşam alanlarımız içinde doğaya ve insan hayatına zararı olacak uygulamalarla bilinen böylesi bir tesisi, sırf iş kapısı imkanı sunuyoruz yalanlarının arkasına saklanarak yapılmasını istemiyoruz! Bu 7 mahallenin ve coğrafyanın sakinleri olarak, zeytinlerimizle, hayvanlarımızla, tarlalarımızla ve diğer doğal yaşam varlıklarımızla uyum içinde huzurlu bir hayat sürdürmek istiyoruz. Bu nedenle çimento klinker hammaddesi üretimine de, çimento üretimi tesisine de hayır diyoruz. Bu itirazlarımızın virgülüne dahi dokunulmadan kayda geçirilmesini talep ediyoruz.”