BARIŞ ÇOBAN
Tüm Emeklilerin Sendikası Mersin Şubesi üyeleri sokağa inerek TÜİK’in açıkladığı veriler ve eriyen maaşlara tepki gösterdi.
Özgür Çocuk Parkında bir araya gelen emekliler adına abasın açıklamasını okuyan Şube Başkanı Oktay Canpolat, TÜİK’in yine şaşırtmadığını söyleyerek, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın TÜİK verilerini görünce nerdeyse zil takıp oynayacaklarını söyledi. “Onlarda biliyor ki; TÜİK verileri sanal” diyen Canpolat, TÜİK’in; emekliye, çalışana yapılması gereken maaş artışlarını aşağı çekmenin aracı haline geldiğini savunarak, TÜİK' in verilerini tanımadıklarını söyledi.
“DÜN ALINAN BİR TÜKETİM ÜRÜNÜNÜN ETİKETİ BUGÜN DEĞİŞTİRİLİYOR”
“Onlarda biliyor ki; ne Haziran ayı enflasyonu gerçek, ne de 6 aylık enflasyon verileri gerçek” diyen Canpolat, “Emekliler, emeği ile geçinen bütün kamuoyu aldatılıyor. İlginç olan bütün dünyada gıda ve petrol fiyatları düşerken ülkemizde sürekli yükseliyor. Sadece 28 Mayıs 1 Temmuz arası çaya yüzde 43, akar yakıta yüzde 25'i aşan zamlar gelmiştir. Piyasa fiyatlarına yetişmek olası değil. Ekmek yer yer yüzde 20 ile yüzde 50 arasında zamlanmıştır. Eve ekmek almak bile emeklileri zorlar olmuştur. Eti unuttuk. Sebze ve meyve almak tarım ülkesinde imkansızlaştı. Dövizin ise freni patlamış. Dün alınan bir tüketim ürününün etiketi bugün değiştiriliyor. Bir dilim baklavanın 15-20 liraya satıldığı bir ortamda, bayram ikramiyesi diye ödenen 2000 liraya tek kuruş artış yapılmadı. Emekliye bayramı çok gördüler. Nazım Hikmetin kulağı çınlasın. Artık bayramlarda ‘çocuklar şeker bile yiyemez oldu” dedi.
“6 AYLIK DÖNEMDE MAAŞLARIMIZ YÜZDE 52’NİN ÜZERİNDE ERİDİ”
İktidarın, alım gücünün düşmesini görmezden geldiğini belirten Başkan Canpolat, sadece son 1 ayda alım gücünün yüzde 25 azaldığını ifade etti. “Bizim hesabımıza göre ilk 6 aylık dönemde maaşlarımız yüzde 52’nin üzerinde erimiştir” diyen Oktay Canpolat, bir bardak çayın, bir simidin 20 lirayı bulduğunu işaret etti, “Yani çay simit bile lüks olmuştur” diyen Canpolat, “4 kişilik bir aile 3 öğün bir bardak çay, bir simit yeseler dahi günlük eder 240 lira. Yani ayda eder 7200 lira. Yani neredeyse bir emekli maaşı tutarında. Bir çay simit hesabı yapanlara duyurulur. Keza Fatih'te bir kafede çay simit hesabına iki emekli maaşı da yetmez.
Zaten dayanıklı tüketim ürünlerinin yanına yaklaşılamıyor.
“SADAKA TOPLUMU OLMAYI ZİNHAR RED EDİYORUZ”
İktidar sadaka toplumu yaratmıştır. Bizler onurlu vatandaşlarız. Sadaka toplumu olmayı zinhar red ediyoruz. Bizler demokratik bir ülkede insanca yaşamak istiyoruz.
Kurtarıcı diye ekonominin başına monte ettikleriniz daha ilk icraatlarında emeklinin, emekçinin, dul ve yetimin, yani yoksulun yanında değil, bir avuç sermayenin, uluslar arası finans kuruluşlarının yanında olduğunu göstermişlerdir. Bu durum Cumhurbaşkanından bağımsız gelişmediği açıktır. Seçim vaatlerinin sadece oy devşirmek için yapıldığını biz biliyorduk, lakin bu vaatlere kananların göz kapaklarının çapaklarını silmiş olmalarını umuyoruz.
Emin olunsun ki, hamasi nutuklarla, devşirme oylarla iktidarınızı sürdüremezsiniz. Bir nebze de olsun vicdanınız varsa bizi dinleyin ve taleplerimizi karşılayın.
Emeklinin, emekçinin, dul ve yetimin, yoksulun insanca yaşayacağı maaş zamlarını uygulayın.
MAAŞLARIMIZI İNSANCA YAŞANACAK BİR DÜZEYE ÇEKMENİN YOLU BİRLEŞMEK
Bugün emeklilerin büyük çoğunluğu açlık sınırının altında maaş alıyor. Bu durumdan utanılmalıdır Açlık sınırından söz ediyoruz! Ne kadar vahim bir durum.
Buradan bütün emekli vatandaşlarımıza çağrımızdır. Maaşlarımızı insanca yaşanacak bir düzeye çekmenin yolu birleşmek ve sendika çatısı altında örgütlenmekten başka çaremiz kalmamıştır. Haklarımız için; barışçıl ve demokratik eylemliklerimizle isteklerimizi iktidar ve kamuoyunun gündemine taşımaya devam edeceğiz.
“ELİNİZİ CEBİMİZDEN ÇEKİN. İKİ ELİMİZ YAKANIZDADIR”
TÜİK'e sesleniyoruz: Elinizi cebimizden çekin. İki elimiz yakanızdadır.
İktidara sesleniyoruz: Yoksulluğu yalan dolanla bir süre yönetmeyi beceriyorsunuz, lakin açlık yönetilemez. Emekli aç. Duyun sesimizi ve derhal maaşlarımızı insanca yaşanacak düzeye çekin.
Öte yandan çocuklarımızın eğitim haklarını kendi siyasal İslamcı ideolojik ekseninize çekmeye çalışmayın. Çocuklarımızın bilimsel, demokratik, laik eğitim haklarına dokunmayın. Çocuklarımızı, cemaatlerin girdabına sokmayın. Öte yandan altında çıkılamaz pahalılıktaki özel okullara yöneltmeyi bırakın.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE DOKUNMAYIN
Basın özgürlüğüne dokunmayın. Gazetecilere dokunmayın. Merdan Yanardağ ve tüm basın emekçilerini derhal serbest bırakın. Basın emeklinin, emekçinin, dul ve yetimin, özetle fakirin fukaranın sesini duyurabileceği tek alandır. Basın sesimizdir. Sesimize dokunmayın.
Baskılara son verin.
SENDİKAYA DAVET
Son sözümüz emeklilere: Emekliler saflara... Emekliler; Tüm Emeklilerin Sendikası sizindir. Sendikal örgütlenmemize dokunulmasın. Daha güçlü bir şekilde sendikamıza sahip çıkalım. Unutmayalım ki kurtuluşumuz emek emek terlemiş ellerimizdedir. Umut, yılmadan usanmadan hakkımız olan için mücadele etmektir. Biz büyük bir aileyiz ve mutlaka kazanacağız” diye konuştu.