Siyasete bulanan işçi hakkının değil partinin derdine düştü!


 

Muhalefet partilerine mensup belediyelerde çalıştırılan işçilerin dibine kadar parti politikalarına bulandığını söyleyerek bu duruma tepki gösteren ana muhalefet partisi CHP’nin Büyükşehir ve Yenişehir Belediyelerinde Meclis Üyesi olan Abdurrahman Yıldız, “İşçi arkadaş sendikal haklarını değil, partinin delegesini düşünüyor “dedi.

HEDİYE EROĞLU

 

İşçi sınıfının dağ gibi büyüyen sorunlarına çözüm üretmek yerine siyasete bulanmasına ve sendikalarında bu duruma zemin oluşturmasına tepkiler artıyor.

Bu konuda özellikle muhalefete mensup belediyeler ve sendikalara yüklenen Mersin Büyükşehir ve Yenişehir Belediyelerinde Meclis Üyesi olan CHP’li Abdurrahman Yıldız, zehir zemberek bir açıklama yaptı.

 

“İŞÇİ SINIFI MÜCADELESİ ASGARİ ÜCRET VE AÇLIK SINIRI TARTIŞMALARINA SIKIŞIP KALDI”

Son yıllarda işçi sınıfı mücadelesinin sadece asgari ücret ve açlık sınırı tartışmalarına sıkışıp kaldığını söyleyerek, “Sanırım günlük iaşeye ulaşmanın bile lüks hale geldiği, insanların asgari yeme içme ihtiyaçlarının bile ulaşılamaz olduğu bu dönemde başka da tartışma yapılamıyor.

Esas mesele de böylece gözlerden ve dikkatlerden kaçırılmış oluyor. O ki işçi sınıfı örgütlü olmazsa, yukarıda bahsedilen asgari ihtiyaçları için bile söz kuramıyor, bunu hep görmezden geliyoruz. Örneğin muhalefet ve onların sözcülüğünü yapan medya/sosyal medya kurumları neredeyse her an asgari ücretin yetersizliği emekli maaşlarının düşüklüğüne dair bunca laf ederken, bu durumun çözümünün işçi/emekçi sınıfların örgütlülüğü ile çözüleceğine dair tek kelime etmiyor. Sendikal mücadelenin gerekliliği üzerine hiç bir tartışma yürütmüyor.

Bu anlamda ara sıra, sendikaları artık kendi iktidar alanlarına dönüştürmüş, işçi sınıfı ile aidat toplama ilişkisi dışında hiç bir bağı kalmamış konfederasyon başkanları ile kırk elli kişilik basın açıklamalarını yayınlamak dışında bir faaliyetleri yok.

 

MUHALEFET, KENDİ İKTİDAR ALANLARINI KORUYABİLMEK İÇİN…

Muhalefetin mücadeleyi asgari ücret, taban aylık bandına sıkıştırması ise başka bir tartışma alanı. İnsan hafızası üzerine yıllardır konuşulur. Unutkan olduğu, oportünist olduğu söylenir. Fakat gözden kaçırılmaması gereken en temel konu günümüzde insan, sınıfsal temelleri konusunda uyutuluyor. Yani işçi bir sınıf ve kitle bilinci ile değil, yeryüzünde yaşayan tek kişi kendisiymiş gibi garip bir tahayyüle sürükleniyor. Bu durumda kaçınılmaz olarak bireysel kurtuluş yollarını aramaya neden oluyor. Muhalefet de tarif edilen bu kişiselleşmiş insan profilinden sonuna dek faydalanıyor. Kendi iktidar alanlarını koruyabilmek için.

 

İŞÇİLER DİBİNE KADAR PARTİ POLİTİKALARINA BULANDI!

Bu konuda yaşanan en çarpıcı örnek, muhalefet partilerinin iktidar olduğu yerel yönetimlerdir. Buralarda çalıştırılan işçiler dibine kadar parti politikalarına bulanarak, kendi hak ve özgürlükleri, işçilerin bile gözlerinden kaçırılıyor. Yani siyasi ilizyon dibine kadar. İşçi arkadaş kendi sendikal vs. haklarını değil, partinin delegesini düşünüyor. Bu alanlarda örgütlü sendikalarda, işçi sınıfının temsilcisi değil de, ilgili muhalefet partisinin ya da belediye başkanının sözcüymüş gibi davranıyor. Aman derim bir şey söylemeyelim, parti, başkan zarar görmesin derdinde. Tabi çoğu zaman bu davranışın kişisel olarak ödülünü alıyor.

 

“MUHALEFET BELEDİYELERİNDE, SENDİKASIZ, GÜVENCESİZ ÇALIŞAN, DAHA AZ ÜCRET ALAN BİR DOLU BELEDİYE İŞÇİSİ MEVCUT”

Mesela hala muhalefet partilerinin iktidar olduğu yerellerde, sendikasız, güvencesiz çalışan, diğer arkadaşlarından daha az ücret alan bir dolu belediye işçisi mevcut. Dolayısıyla muhalefet olduğunu iddia eden yapılar, gereği gibi söz kuramıyorlar. ‘Tencere dibin kara, seninki benden kara’ sözünde olduğu gibi

Sonuç olarak; işçi sınıfı mücadelesi, başta sınıfın, ardından onların örgütü olduğunu iddia eden sendikaların ve bir bütün olarak toplumsal muhalefetin sorundur. Toplumsal muhalefet konuya gözlerini ve kalplerini kapatarak ve sadece asgari ücret, pazar alışverişi seviyesinden çıkarmalıdır tartışmayı.

Muhalefet belediyeleri başta olmak üzere, derhal işçilerin örgütlenme özgürlüğünün önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.

 

“EMEKÇİLER SİLİNEREK KENDİNE GELMELİ, DAYATILAN SİYASİ İLİZYONU AŞMALIDIR”

Öte yandan işçi sınıfı ve tüm emekçiler silinerek kendine gelmeli, kendilerine dayatılan siyasi ilizyonu aşmalıdır. Yoksa bu ilizyon bir müddet sonra, burjuvazinin, işverenin korunması gerekir yoksa hiç birimiz olmayız tiyatrosuna döner. Zaten bu halin fragmanı oynatılıyor. Hepimizi yaşamın figüranı olmaktan çıkartıp, her birimiz yaşamımızın başrol oyuncusu olacaksak eğer bunun tek yolu haklarımız için mücadeleden geçmektedir” diye konuştu.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA