Sağlıkta teröre çözüm gelmezse kopuşlar yaşanır


 

Mersin’de sağlık terörüne karşı yetkilileri göreve çağıran Dr. Çağlar Özen, “Umarız gerekli yasaları çıkarıp önlemleri alırsınız. Aksi takdirde kopuşlar nedeniyle ülkenin nitelikli sağlık hizmetinden yoksun kalacağını öngörebilirsiniz” uyarısı yaptı. Vatandaşlara da seslenen Özen, “Sorunların kaynağı biz değiliz. Yaratmadığımız probleme çözüm üretecek olan da biz değiliz” dedi.

BARIŞ ÇOBAN

 

Sağlık emekçilerine karşı her geçen gün artan şiddet terörüne tepkiler büyümeye devam ediyor. Mersin’de sağlık terörüne karşı emekçiler alanlara inerek, yetkilileri göreve çağırdı. Mersin Tabip Odası, MAHDER, Birlik Dayanışma Sendikası Mersin Şubesi, Genel Sağlık İş Mersin Şubesi, Aile Sağlığı Çalışanları Derneği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Hekim Sen ve Hekim Birliği üyeleri Toros Devlet Hastanesi önünde bir araya gelerek, “Sağlık emekçilerine teröre son” pankartı açarak, bir basın açıklaması yaptı.

 

“İLGİLİ BAKANLIKLAR GEREKLİ ÖNLEMLERİ ALMIYOR”

İlk açıklamayı okuyan Dr. Çağlar Özen, sadece geçen hafta yaşanan sağlıkta şiddet olaylarından örnekler vererek, “Bir aile hekiminin omuzu kırıldı. Bir aile hekimi darp edildikten sonra kalp krizi geçirdi. 3 aile hekimi aynı iş yerinde aynı anda öldüresiye dövüldü. Hayati tehlike oluşturacak şekilde darp edildi. Bir hemşirenin burnu kırıldı, kafa travması geçirdi. Bir veteriner hekim ve stajyerleri darp edildi, sonrasında o stajyerlerden biri kalp krizi geçirdi. Öncesinde hastanelerde defalarca silahlar patladı, şifa dağıtan kurumlarda silahlı çatışmalar yaşandı. Sağlık çalışanları yaralandı, hayatını kaybetti.

Bunlar gibi daha niceleri yaşandı, yaşanıyor ve ne yazık ki yaşanacak. Çünkü ilgili bakanlıklar gerekli önlemleri almıyor ve bu terörü bu şiddeti önlemek için hiçbir şey yapmıyor” dedi.

 

“BİZ BIKTIK AMA ONLAR İSYANIMIZI DUYMAKTAN BIKMADILAR”

Yıllardır öldürüldüklerini, sakat bırakıldıklarını sürekli fiziksel ve sözel şiddete uğrayarak çalışmak durumunda kaldıklarını dile getiren Dr. Özen, “Kınamaktan, basın açıklaması ve eylem yapmaktan biz bıktık ama bizi korumakla görevli olan yetkililer ne bize yapılan bu şiddeti görmekten ne de isyanımızı duymaktan bıkmadılar. Çünkü umurlarında değiliz. Ölürlerse ölsünler yerine yenisi gelir diyorlar herhalde ama öyle olmuyor. Yetişmiş bir hekim, bir sağlık çalışanı kolay deneyim kazanmıyor. Bizim meslekte deneyimin değeri paha biçilemez. Bin bir emekle yetişiyoruz ama popülist siyasete kurban ediliyoruz. Bu böyle gitmez. Ne anamız babamız bütün bunları yaşayalım diye bizi dünyaya getirdi ne de bunları yaşayalım diye okuttu.

 

“BİZİ BÖYLE HARCAYAMAZ VE HARCATAMAZSINIZ”

Sevgili halkımız ve sayın bakanlar, bizler değerliyiz hem de çok değerliyiz, çoğunuz bilmese bile biz bunu biliyoruz. Kendimizi, çok zorlu bir eğitim ve deneyim sürecinden geçerek, çok çalışarak yetiştirdik ve insan hayatı kurtarmaya adadık. Bizi böyle harcayamaz ve harcatamazsınız. Sağlık çalışanlarına uygulanan şiddetin gerçek karşılığının kanun koyucular ve hukuk tarafından verilmesini istiyoruz. Bizler aciz bireyler değil bu ülkenin nitelikli yetişmiş insanlarıyız. Haklarımızı, bu çalışma koşullarını hak etmediğimizi, saygıyı hak ettiğimizi biliyoruz. O yüzden tüm bu olup bitenlere öfkeliyiz, isyan ediyor ve tepki veriyoruz. Tek bir sağlıkta şiddet olayına daha tahammülümüz yok.

 

“KOPUŞLAR NEDENİYLE ÜLKE SAĞLIK HİZMETİNDEN YOKSUN KALABİLİR”

Umarız bunu görürsünüz ve gerekli yasaları çıkarıp önlemleri alırsınız. Aksi takdirde kopuşlar nedeniyle ülkenin nitelikli sağlık hizmetinden yoksun kalacağını öngörebilirsiniz. Can güvenliğinin olmadığı yerde kimse çalışmak istemez, gider. O zaman işte muayene randevusu, tetkik ve ameliyat randevusu bulamayan herkes bilsin ki bunun asıl nedeni çare bulmaya gittiğiniz hastanedeki doktorun, hemşirenin, teknikerin can güvenliğini sağlamak adına oradan çekip gitmesidir. Bunun önüne geçmek için herkes kendine düşen görevi yapacak. Vatandaş hekime gereken saygıyı gösterecek, bakanlıklar ve yargı şiddet uygulayana gereğini yapacak, can güvenliğimiz sağlanacak ki biz de işimizi en iyi şekilde yapabilelim.

 

SAĞLIKÇILAR VATANDAŞA SESLENDİ: “SORUMLU BİZ DEĞİLİZ”

Peki vatandaş niye sinirleniyor. Onu da biliyoruz. 2 dk da bir muayene dayatması nedeniyle derdini bile anlatamıyor, poliklinikler o kadar yoğun ki randevu bulamıyorlar. Oy uğruna siyasetçiler tarafından o kadar yanlış yönlendirildiler ki usulsüz istekte bulunmayı kendilerine hak görüyorlar, istekleri reddedilince de bize şiddet uygulamayı kendilerine hak görüyorlar.

Sevgili vatandaş, sağlık uygulamalarında karşılaştığın sorunların hiçbirinin kaynağı biz değiliz. Öncelikle bunu bilin. Yaratmadığımız probleme çözüm üretecek olan da biz değiliz. Muhatabınızı iyi bilin. Sistemin tüm sorunlarının yaratıcısı ve çözümü sağlık bakanlığının ta kendisidir. Sağlık çalışanları da aynı sorunlar nedeniyle mağdurdur.

Sonuç itibari ile can güvenliğimizi tehlikeye sokan herkese ve her duruma karşı çıkacağız. Hakkımız olan güvenli Çalışma ortamını talep etmekten, gerekli, yasa güvencesinde olan eylemlerimizden vazgeçmeyeceğiz. Herkese şiddetsiz, saygı, sevgi, hoşgörü dolu günler diliyoruz” diye konuştu.

 

“YAŞAMAK VE YAŞATMAK İSTİYORUZ!”

Mersin Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Nasır Nesanır da, TTB ve tabip odaları olarak; 2003’ten beri “Sağlıkta Dönüşüm Programı” ile had safhaya ulaşan piyasacı; halk sağlığını ve hekimleri/sağlık emekçilerini yok sayan, değersizleştiren, kışkırtılmış sağlık politikalarının sağlık sistemini işin içinden çıkılmaz hale getireceğini, şiddeti daha çok artıracağını defalarca söylediklerini anımsattı.

“Nitekim sağlıkta şiddet nedeniyle 1988’de kaybettiğimiz Dr. Edip Uğurcan Kürklü dışındaki tüm meslektaşlarımızı yaratılan tüketici sağlık politikalarının hızla bizleri de tükettiği son 20 sene içerisinde kaybettik” diyen Nesanır, “Özellikle Dr. Ersin Arslan’ın katledilmesinin ardından sağlıkta şiddete karşı etkili önlemler için birçok kez iktidarı uyardık, yasa önerilerimizi sunduk. Ancak çağrılarımıza kulak verilmemesi sonucunda her gün Türkiye’nin farklı şehirlerinden akıl almaz şiddet olayları duymaya devam ettik. Yürüttüğümüz mücadele sonucunda adım atmak zorunda kalan Sağlık Bakanlığı’na; önerilerimizin yalnızca bir kısmını alarak çıkarılan yasanın yetersiz olduğunu, sorunun yalnız yasayla da çözülemeyeceğini, toplumsal varoluşumuzu aşındıran, şiddeti körükleyen, düşmanlaştırıcı politikalarla sağlık sistemi başta olmak üzere her boyutu kapsayan bütünlüklü bir değişim gerektiğini ilettik. Geldiğimiz noktada, ne gerçekten caydırıcı önlemler alındı ne de çalışma alanlarımızda ve koşullarımızda sağlıkta şiddete karşı düzenlemeler yapıldı.

 

“BU ÇALIŞMA KOŞULLARINA BOYUN EĞMEYECEĞİZ”

Toplumda artarak süregelen şiddet iklimi, iktidarın şiddet dili, sağlığımızı bozan, bizi yok sayan, tüketen, değersizleştiren sağlık politikaları, hem bizi hem de halkı geçinememeye sürükleyen ekonomik buhranla birleşince; sağlığın fiziksel, zihinsel, toplumsal bütün bileşenleri de zarar görerek sağlık alanlarında şiddete de zemin oluşturmuştur.

Sağlık Bakanlığı yaşadığımız bunca soruna ve şiddete karşı sadece tweet atmakla yetinmektedir.

TTB ve tabip odaları olarak sağlıkta artan şiddetin de, toplumda körüklenen şiddet dilinin de karşısındayız ve sağlıkta şiddetle etkin mücadele çağrımızı yineliyoruz. Asla yaşamımıza kasteden bu çalışma koşullarına boyun eğmeyeceğiz, emeğimizin sömürülmesine, geleceğimizin karartılmasına izin vermeyeceğiz. Yaşamı ve yaşatmayı kendine şiar edinmiş bir mesleğin mensupları olarak sağlıkta şiddete karşı her yönüyle mücadelemiz devam edecektir” dedi.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA