HEDİYE EROĞLU

Eğitim-İş üyesi öğretmenler “Barınamıyoruz, yaşayamıyoruz, geçinemiyoruz” eylemi kapsamında 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde iş bırakacak.

Türkiye’nin farklı illerindeki şubeler, ildeki Atatürk anıtlarının önünde, Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay ve yönetim kurulu da Milli Eğitim Bakanlığı’nın önünde açıklamalarda bulunacak.

Sendika tarafından, 25 Kasım’da Ankara Anıtpark’ta büyük bir buluşma düzenlenecek. Ardından alandaki öğretmenler ellerinde karanfillerle Anıtkabir’e yürüyecek.

MERSİN’DE ÖĞRETMENLER İŞ BIRAKACAK

Mersin’de de sendika üyelerinin bir günlük iş bırakma eylemine katılacağını açıklayan Eğitim İş Mersin Şube Başkanı Yakup Tekin, kent halkından da destek beklediklerini söyledi. Tekin, “Geleceğin mimarı, eğitimin asli unsuru eğitim emekçileri olarak itibarı ve hakları yok sayılanlarıyız. Bıçağın kemiğe dayanmakla kalmadığını artık kesmeye başladığını haykırmak, ‘geçinemiyoruz, barınamıyoruz, yaşayamıyoruz’ demek için iş bırakıyoruz. Tüm eğitim emekçilerini saat 12.30'da Özgür Çocuk Parkı'na bekliyoruz” dedi.

“ÖĞRETMENE VERECEĞİNİZ ÖNLÜK ŞİDDETE KALKAN OLAMAZ!”

Eğitimcilerin sorunlarına dair de açıklamalarda bulunan Tekin, “Eğitim emekçileri, sahipsizliğin en yoğun ve sistematik dışlanmanın en karanlık dönemini yaşıyor. Siyasal iktidarın uzun bir süredir uyguladığı yalnızlaştırma politikası bütün aşamalarıyla devam ediyor. Önceki yıllarda Alo 185, BİMER ve şimdilerde CİMER sadece görevini yapmaktan ibaret olan eğitimcilerin üzerine kara bulut gibi bütün emekleri yok sayan anlayışla gölge olmakta. Eğitime saygı anlayışından uzaklaşmış, ülkede yaratılan hukuksuzluğun uzantısı olan zihniyetler en kolay ulaşabilecekleri okullarımızı, kişisel ego tatmin alanı olarak görüyorlar.

Okul girişinde öğrencilerine kavuşma özlemiyle koşar adımlarla okuluna ulaşmak isteyen, okul bahçesinde öğrencilerini sırada derse hazırlamaya çalışan ya da sınıfta ders anlatırken öğrencilerinin gözleri önünde birçok öğretmen, korunmasız bir şekilde saldırıya uğrayabiliyor.

“ÖĞRETMENLER HUKUKSAL KORUMA OLMADAN GÖREVLERİNE DEVAM ETMEK ZORUNDA BIRAKILMAKTA”

Öğretmenlik mesleğinin onuru, eğitimi ve eğitimciyi yok sayan zihniyetlerin gölgesinde ayakta kalmakta zorlanmaktadır. Eğitim emekçilerine şiddet, her gün medyada rastladığımız sıradan şiddet olayları arasında kabul edilemeyecek bir olgudur.

Şikayet mekanizmalarıyla itibarsızlaştırılan eğitim emekçileri, şiddete açık koşullarda hiçbir hukuksal koruma olmadan görevlerine devam etmek zorunda bırakılmaktadır. Milyonlarca eğitimci şiddete uğradıklarıyla kalmayıp, siyasilerin ve bürokratların hamasi sözleriyle her seferinde bir kez daha sessizliğe gömülmektedir. Anayasada yer alan ‘memura mukavemet kanunu’ veya Milli Eğitim Bakanlığının şiddet mağduru eğitim çalışanlarına hukuki yardım adı altında yaptığı düzenleme ‘şiddete uğramanızı engelleyemiyoruz ama şiddete uğradıktan sonra avukat desteği veriyoruz’ anlayışıyla hala havanda su dövüldüğünün en bariz göstergesidir. 

‘ŞİDDET YASASI’ OLMADIKÇA ŞİDDET DEVAM EDECEK

Kamuoyunda eğitimciye şiddet normalleştirilmeye çalışılmakta, yüzlerce şiddet faili yasalar şiddeti engelleyemediği için salıverilmekte aynı şiddeti defalarca yeniden uygulamaktan geri kalmamaktadır. Milli Eğitim Personeline özel ‘şiddet yasası’ olmadıkça da devam edecektir. ‘Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engellemek amacıyla cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” diye yazan kanun maddesi, uzlaştırma, iyi hal vb. nedenlerle yeterince uygulanamamaktadır. Eğitim emekçisi çaresizlik ve yalnızlık psikolojisiyle kendisinden beklenen görevini yapmaya devam etmektedir.

“SAYIN BAKAN, ÖĞRETMENLERE NE İHTİYACINIZ VAR DİYE SORDUNUZ MU?”

24 Kasım Öğretmenler Günü, her yıl yaşanan yüzlerce öğretmene şiddet olayının gölgesinde kutlanacak. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, öğretmenler ekonomik sıkıntılarla ve icra takipleriyle günden güne erirken, 40-50 öğrencili kalabalık sınıflarda sesleri kısılırken, şiddetin her türlüsüne maruz bırakılırken, tükenmişlik psikolojisiyle ülkenin geleceği çocuklarımızı yetiştirmek için çaba gösterirken, öğretmenler günü hediyesi olarak layık gördüğü önlükle bütün sorunları gidereceğini düşünmektedir. Sayın Bakan, öğretmenlere ne ihtiyacınız var diye sordunuz mu?

Barınamıyoruz! Geçinemiyoruz! Yaşayamıyoruz! Diyen öğretmenlerin sesini duydunuz mu? Vereceğiniz önlüğün karın doyurmayacağını, öğretmene şiddete kalkan olamayacağını düşündünüz mü?

“YETER ARTIK”

Eğitim İş Sendikası olarak yeter artık..! Diyoruz. Bin bir emekle ülkemizin geleceği çocuklarımızın sağlıklı bireyler olarak yetişmesi için mücadele verirken, emeklerimizin görmezden gelinmesini kabul etmiyoruz! Her yıl öğretmenlik mesleği kutsaldır, eli öpülesi öğretmenlerimiz derken açlığa ve sefalete sürüklenerek bir kenara itilmeyi hak etmiyoruz. Öğrencilerimizin, öğretmenler gününde küçücük kağıtlara sevgi dolu yürekleriyle ‘seni seviyorum öğretmenim’ yazan yazılarını kalplerimizde hissederek, üretimden gelen gücümüzle 24 Kasım’da iş bırakıyoruz. Öğretmenlik mesleğiyle ilgili daha iyi ekonomik ve sosyal koşullar oluşuncaya kadar ve ‘Milli Eğitim Personeline Şiddet’ kanunu çıkarılıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz” diye konuştu.