Haber Merkezi
Mersin Üniversitesi (MEÜ) İletişim Fakültesi ile Kadın Sorunlarını Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından “Cumhuriyet’in Kadın Yüzü: Halide Edib Adıvar” başlıklı bir etkinlik düzenlendi.
Prof. Dr. Uğur Oral Kültür Merkezi’ndeki etkinlikte İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aslıhan Doğan Topçu, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Ayşe Yüce, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Yusuf Gürhan Topçu, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilgün Çıblak Coşkun, MERKAM Müdürü Doç. Dr. Aysun Yaralı Akkaya, öğretim elemanlar, idari personel ve öğrenciler katıldı.
Moderatörlüğünü Prof. Dr. Ayşe Azman’ın yaptığı toplantıda konuşmacı olarak İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Ayşe Emel Kefeli, Erciyes Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Hülya Argunşah, MEÜ İletişim Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Aslıhan Doğan Topçu ve Prof. Dr. Aslıhan Ardıç Çobaner yer aldı.
“YAZDIĞI MESELELERİ DÜŞÜN DÜNYAMIZDA HALA TARTIŞMAYA DEVEM EDİYORUZ”
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Moderatör Prof. Dr. Ayşe Azman, “Bugün Halide Edib’i anlamaya, farklı yönleriyle ele almaya çalışacağız. Benim kendisiyle tanışmam, Sinekli Bakkal filmini izlememle oldu. Daha sonrasında kendisinin edebi eserleriyle de tanıştım. Cumhuriyet tarihi ve Türk modernleşmesi üzerine olan okuma süreçlerimde de kendisiyle sık sık karşılaştım. Bugün bile Halide Edib’in yazdığı meseleleri düşün dünyamızda hala tartışmaya devem ediyoruz. Bu da aslında kendisinin ve düşüncelerinin önemini gösteriyor.” dedi.
KADINLARA SİYASET YOLUNU AÇTI
Prof. Dr. Ayşe Azman’ın açış konuşmasının ardından sözü ilk konuşmacı Prof. Dr. Ayşe Emel Kefeli aldı. Halide Edib Adıvar ile ilişkisinin ve akademik ilgisinin yıllar öncesine dayandığını belirten Prof. Dr. Kefeli, “Kendisiyle olan ilişkim yıllar öncesinde eğitim hayatımla başladı.ve aratarak devam etti. Cumhuriyet dönemine baktığımızda, Cumhuriyetin ilanından günümüze kadarki yüz yıllık dönem içerisinde zorlu bir süreç geçirdik. Türk milleti için Cumhuriyet ile yeni bir mücadele de başlamış oldu. Halide Edib, işte bu mücadelenin en önemli isimlerinden birisi. Kendisi Türk edebiyatının önemli temsilcisi, ilk kadın derneklerinin kurucularından ve kadınlara siyaset yolunu açan kişilerden. Halide Edib’i araştıranların çoğunun kadın olduğunu görüyoruz ve bu da onun başarısı. Bugün birçok kadın onun üzerinde çalışmalar yürütüyor. İlklerle şekillenen özel bir hayat. Gerçekten de cumhuriyetin yüzü. Tüm eserleri dikkatle okunduğundan devrinde öncü, günümüz için de son derece güncel.” şeklinde konuştu.
Konuşmasını Halide Edib’in medeniyetle ilgili düşüncelerine değinerek devam ettiren Prof. Dr. Kefeli; Halide Edib’i batı medeniyeti, doğu batı terkibi, Hindistan tecrübesi ve Amerika çerçevesi üzerinden ele aldı ve onun her kesimin okuması gereken bir Cumhuriyet kadını olduğunu söyleyerek sözlerini tamamladı.
“HALİDE EDİB ADIVAR, DÖNEM İNSANI İÇİN ÖNCÜ VE ROL MODELDİR”
Daha sonrasında milli mücadele yazarı olarak Halide Edib’i anlatan Prof. Dr. Hülya Argunşah, “Halide Edib’i tanımlarken dönemin devrini de vurgulamak lazım. 20. yüzyıl, insanlık tarihinin en kanlı dönemlerinden biriydi. 1 ve 2. Dünya Savaşları’nı düşünmek, bunu anlamak için yeterli. Anadolu coğrafyası, iki savaştan ciddi şekilde etkileniyor. Kadınlar ve çocuklar bu savaşın en büyük yara alanlarıdır ve onların savaşı edebiyat üzerindedir. Edebiyatla yaşanmışlık kazanır bu süreç. Halide Edib, erkek egemen bu savaş alanının kadın temsilcisidir. Bu temsiliyet, sosyal hayata yeni karışmış Türk kadını için çağını aşan bir deneyimdir. Halide Edib, devir insanı için öncü ve rol modeldir. Halide Edib için yazmak, sosyal hayata duyarlı olmanın bir sonucudur. Kendisi gözlem ve deneyimlerini bu şekilde ölümsüzleştirir. Türk milleti bir destan yaratmıştır, Halide Edib’in eserleriyle de bu destan yazılı hale gelmiştir. Tüm bu yazılar, milletin ve yeni devletin tarihini oluşturacaktır.” şeklinde konuştu.
“HALİDE EDİB ADIVAR’I DAHA NİTELİKLİ ESERLERLE SİNEMA VE TELEVİZYONDA GÖRMELİYİZ”
Milli mücadelenin ve Cumhuriyet’in tüm kadınlarına olduğu gibi Halide Edib Adıvar’a da herkesin ama özellikle kadınların büyük bir vefa borçlu olduğunu belirten Prof. Dr. Aslıhan Doğan Topçu, katılımcılara “Sinema ve Televizyonda Halide Edib” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.
Halide Edib Adıvar’ın, sinema ve televizyondaki varlığını ele alan çok fazla çalışma olmadığını belirten Prof. Dr. Aslıhan Doğan Topçu, “Genellikle sinema ve televizyonda popülerleşmiş figürlere yer veriliyor. Bu anlamda baktığımızda Halide Edib’i, sinemada ve televizyonda iki şekilde ele alabiliriz. İlki, Halide Edib’in eserlerinden sinema ve televizyona yapılan uyarlamalar ve ikinci olarak da sinema ve televizyonda bir karakter olarak Halide Edib. Uyarlamaların ilki “Ateşten Gömlek”. İlk Kurtuluş Savaşı romanı olarak anılan bu eser aynı zamanda Türk sinemasında ilklerin filmi olarak geçiyor. İlk Türk kadın oyuncular Bedia Muvahhit ve Neyyire Neyir ilk kez bu eserle seyirci karşısına çıkıyor. Yine bir uyarlama olan “Vurun Kahpe” sinemaya üç kez çekiliyor ve oldukça da ses getiriyor. Bir başka uyarlama ise “Sinekli Bakkal” filmi ile gerçekleşiyor. Halide Edib’in bu filmin çekilmesi için çok çaba sarf ettiği söyleniyor. Tabii bu filmler, romanların derinliğini çoğu zaman taşımayan, öykü ve olay örgüsü açısından daha çok “romantik aşk” üzerine kurulu, ideolojik ve ticari kaygı ile seyirci beğenisini hedefleyerek çekilmiş olan filmlerdir.” ifadelerini kullandı.
YERLİ YAPIMLARDA YOK YABANCILARDA VAR!
Sinema ve TV’de Halide Edib’in uyarlamalar dışında belgesel ve kurmaca yapımlarda bir karakter olarak yer aldığını da belirten Prof. Dr. Aslıhan Doğan Topçu, Halide Edib’e bir karakter olarak yurt içinde çok fazla yer verilmemesine karşın yurt dışında gerçekleştirilen, Milli Mücadele’ye ve Kurtuluş Savaşı’na ilişkin yapımlarda Halide Edib karakterini görebileceğimizi belirtti. Halide Edib’e yer veren yurt dışındaki eserlerden Genç Indiana Jones serisi ve Türkiye’de 2002’de yapılmış olan “Halide, Cumhuriyet’in Asi Kızı” belgeselinden de söz eden Aslıhan Doğan Topçu, TRT ‘de yayımlanmış olan “Kurtuluş” ve “Cumhuriyet” yapımlarında da Halide Edib karakterinin görüldüğünü söyledi. Prof. Dr. Aslıhan Doğan Topçu, 2020 tarihli “Ya İstiklal Ya Ölüm”ün bu türden eserlerin en yakın tarihlisi olduğunu da sözlerine ekledi. Filmlerin, özellikle Halide Edib’in romanlarındaki derinliği yakalayamadığı için eleştirildiğini söyleyen Prof. Dr. Aslıhan Doğan Topçu, Halide Edib’i sinema ve televizyon aracılığıyla genç kuşaklara aktarmak için nicelik ve nitelik açıdan başka çalışmalara da ihtiyaç olduğunu belirterek sözlerini tamamladı.
“HALİDE EDİB, GAZETE VE DERGİLERDEKİ YAZILARIYLA ÖNEMLİ BİR TANINIRLIK ELDE EDİYOR”
Halide Edib Adıvar’ın gazete yazıları ve Anadolu Ajansı’nın kuruluş sürecindeki etkisi üzerine değerlendirmelerde bulunan İletişim Fakültesi öğretim üyemiz Prof. Dr. Aslıhan Ardıç Çobaner ise, “Kendisinin bir aydın olarak kimliğin oluşumunda gazeteciliğin de etkisi var. Bu nedenle bu konunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bir Cumhuriyet kadını kendisi. Çok önemli edebiyatçı ve iyi bir hatip olmasının yanında, gazetelerde ve diğer süreli yayınlarda pek çok yazısı bulunuyor. İkinci meşruiyetin başlarında yazılarına başlıyor. Cumhuriyet’in ilanından sonra da gazetelerde yazmaya hiç ara vermemiş. İlk yazısı Talin gazetesinde yayınlamış. Bu gazetenin başyazarlığını da Tevfik Fikret yapıyor. Aşiyan, Resimli Kitap ve Demet gibi dergilerde de yazılar yazıyor ve oldukça ses getiriyor. Bu yazılar kendisinin daha geniş çaplı tanınmasına da vesile oluyor.” dedi.
KADINLAR İÇİN ÖZGÜRLÜK ORTAMININ ÜZERİNDE DURDU
Halide Edib’in yeni Cumhuriyet döneminin özgürlükçü ortamına uygun şekilde kadının sosyal, kültürel ve siyasal hayata dahil olması üzerine durduğunu belirten Prof. Dr. Çobaner, “Heyecan tonu yüksek yazılarıyla kadınlara ulaşması çok önemli ve bu yönüyle kadınların da takdirlerini kazanıyor. Aynı zamanda yurt dışında da yazıları yayımlanıyor. Bu makaleler dolayısıyla da yurt dışında da tanınıyor ve yurt dışında pek çok konferansa çağırılıyor. Ayrıca, Kurtuluş Savaşı’nda Halide Edib’in kimliğini de vurgulamak gerekiyor. Yunus Nadi ile Anadolu Ajansı’nın kurulması sürecine katkı sunuyor. Yunus Nadi ile İstanbul’dan Anadolu’ya trenle giderken milli mücadeleyi duyuracak bir ajansın gerekliliğinden bahsediyorlar. Anadolu Ajansı konusunu Mustafa Kemal ile konuşuyorlar ve ajans kuruluyor. Halide Edib, ajans kurulduktan sonra Ankara’da titiz çalışmalarıyla Atatürk’e destek oluyor. Avrupa basınını da çok dikkatle takip ediyor ve Atatürk’ün yabancı basınla görüşmelerini ayarlıyor. Bu süreçte gazetelerde yazılar yazmaya da devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
BÜTÜN HAYATI BOYUNCA KADIN ERKEK EŞİTLİLİĞİ İÇİN ÇALIŞTI
Halide Edib’in yazılarının konularından da bahseden Prof. Dr. Çobaner, “Yazılarında günlük kültür-sanat, siyaset, tarih ve eğitimde gördüğü eksiklikleri vurguluyor. Olaylara geniş çerçeveden bakmasıyla büyük bir okur kitlesi kazanıyor. Köşe yazılarındaki üslubunun dikkat çekici özelliği ise derinlikli analizlere sahip olması. Bütün hayatı boyunca kadın erkek eşitliliği için çalışmış ve yazılarında da bu konuyu işliyor. Kamusal alanda kadınların dışlamasına karşı çıkıyor. Kaleme aldığı siyaset yazılarında dünyayı ilgilendiren özgürlük, demokrasi, medeniyet gibi konu başlıklarına değiniyor. Düşünce özgürlüğü de yine üzerinde önemle durduğu konulardan.” şeklinde konuşarak sözlerini tamamladı.
Konuşmaların ardından, soru cevap bölümü gerçekleştirildi. Daha sonrasında konuşmacılara teşekkür belgesi takdimi ve toplu fotoğraf çekiminin ardından etkinlik sona erdi.