YUSUFCAN GÜDÜK
1 Mayıs Emek ve Dayanıma Günü’nde Saraçhane’den Taksim’in zorlanmasının ardından ev baskınlarıyla çok sayıda kişinin gözaltına alınmasına tepkiler sürüyor. Son olarak KESK Mersin Şubeler Platformu da bir basın açıklaması yaparak, gözaltına alınanların serbest bırakılmasın istedi.
Platform adına Eğitim –Sen Mersin Şube binasında bir basın açıklaması yapan Şube Başkanı Mahmut Sümbül, “1 Mayıs’ta hukuk tanımayarak anayasal hakların kullanılmasını engelleyenlere sesleniyoruz: suç işlemeye devam ediyorsunuz” dedi.
“İKTİDAR OLMANIN ‘KUDRETİNE’ SIĞINARAK SUÇ İŞLEDİLER!”
2024 yılı 1 Mayıs’ında ülkeyi yönetenlerin Anayasa’yı, yasaları ve mahkeme kararlarını bir kez daha ayaklar altına aldığını savunan Sümbül, “İktidar olmanın ‘kudretine’ sığınarak suç işlediler!
Her türlü hukuk dışı yasağa, engele, tüm şehrin bir açık hava hapishanesine çevrilmesine ve tehditlere aldırış etmeden yasal, anayasal haklarını kullanarak 1 Mayıs’ı meydanlarda kutlamaya çalışan işçileri, emekçileri, halkı suçlu göstermeye çalışarak, hukuku ve Anayasa’yı hiçe sayarak suç işlemeye devam etmekte ve gece yarısı operasyonlarıyla tüm Türkiye’ye gözdağı vermektedirler.
Nitekim 3 Mayıs sabahı İstanbul’da evlere yapılan baskınlarla 47 kişi 1 Mayıs’a katıldıkları gerekçesi ile gözaltına alınmıştır. İçişleri Bakanı gözaltılara, ev baskınlarına devam edileceği mesajı vererek mevcut iktidarın baskıdan, yasaklardan, keyfilikten ve milyonlara dayatılan sömürüden beslendiğini bir kez daha tescillemiştir.
“BİZLERİ ABLUKAYA ALMAK İSTİYORLAR”
AKP-MHP İttifakının emekçilere bakışının manzarası, tam da Taksim alanına yürüyen kitlelere dönük tavrıdır. Onları yıl boyu sömüren, iş cinayetlerine kurban gitmelerine seyirci kalan, emeklilere açlık ücretinin yarısını reva gören bu iktidar; sıra işçi emekçi bayramına geldiğinde de, biber gazını, copu, tazyikli suyu, yani faşizmini gösterdi. Şimdi sıra bu faşizme karşı daha güçlenme ve yan yana gelme zamanı.
İktidarın 1 Mayıs’ı yasaklama ısrarı ve ardından yürüttükleri gözaltı operasyonlarının amacı gerçek suçluyu gizlemek ve Anayasal düzene karşı ciddi bir suçu örtbas etmektir. Bizzat kendi iktidarlarının yarattığı açlığı, yoksulluğu, güvencesizliği gizlemek için bizleri ablukaya almak istemektedir.
“TAKSİM İÇİN MÜCADELE ETMEK DEMOKRATİK BİR HAKTIR VE MEŞRUDUR”
Bir kez daha tekrar ediyoruz: İster yasaklayın ister tüm sokaklara TOMA’larınızla, polis gücünüzle barikat kurun, isterse hepimizi cezaevlerine doldurun toplumsal, tarihsel ve hukuki hakikati değiştiremezsiniz. Taksim 1 Mayıs alanıdır ve olmaya devam edecektir!
Taksim için mücadele etmek demokratik bir haktır ve meşrudur. İstanbul'da 1 Mayıs günü işlenen bir suçtan bahsedilecekse eğer bu başta Anayasa’yı, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarını hiçe saymak, demokratik hakkın kullanımını zor kullanarak engellemek ve hukuk tanımaz keyfi operasyonlar yapmaktır.
Ülkemizi sömürü cehennemine çeviren bu iktidarın, emekçilere saldırarak yoksulluğa karşı ortak mücadelemizi atalete uğratmasına izin vermeyeceğiz. Her alanda ortak mücadelemizi inadına yükselteceğiz.
1 Mayıs gerekçesiyle yapılan gözaltı işlemlerinin hiçbir meşruiyeti yoktur. Gözaltına alınan herkes hemen, derhal serbest bırakılmalıdır” diye konuştu.