YUSUFCAN GÜDÜK
AKP iktidarının emekçileri hedef alan tasarruf tedbirlerine tepkiler artarak devam ediyor. Son olarak Mersin’de Büro Emekçileri Sendikası Şubesinin düzenlediği eylem ile tepki verildi. Sendika Mersin Şubesince Maliye Binası önünde düzenlenen yeleme Mersin Emek ve Demokrasi Platformu bilenşenleri de destek verdi.
“İKTİDAR KRİZİN FATURASINI EMEKÇİLERE, HALKA YIKMAK İSTİYOR”
Burada bir basın açıklaması yapan BES Şube Başkanı Kemal Göçmen, ülkeyi yönetenler ‘kamuda verimlilik ve tasarruf paketi’ ile kendi elleriyle yarattıkları krizin faturasını yine kamu emekçilerine, halka yıkmak istediğini söyledi
“Yıllardır hayat pahalılığı ile çalışanları ezmeleri, ücretlerimizi buharlaştırarak yoksulluk sınırının yarısına düşürmeleri yetmezmiş gibi elimizde kalan son haklarımızdan da vazgeçmemizi istiyorlar” diyen Göçmen, “Sıkmaktan delik kalmayan kemerlerimizi bu kez boynumuza geçirmek istiyorlar.
“ÜLKE KAYNAKLARI YANDAŞA AKTARILDI”
Tasarruf paketinin sahipleri diyor ki; Ülkenin kaynaklarını kentlerin yağmalanmasına, doğanın tahrip edilmesine harcadık. Beşli çetelere, yandaş firmalara akıttık. Beton ekonomisine gömdük.
Yetmedi. Sermayeden, patronlardan, zenginlerden toplamamız gereken vergileri ‘indirimlerle’, ‘istisnalarla’, ‘aflarla’ ‘barışlarla’ bir kalemde sildik.
Yetmedi. Kamu Özel İşbirliği Projesi adı altında şehir hastanelerinin, havalimanlarının, yol ve köprülerin müteahhitlerine hazineden milyonlarca dolar aktardık.
Yetmedi. ‘İtibardan tasarruf olmaz’ diyerek makam arabalarımıza, özel uçaklarımıza, hanlarımıza, hamamlarımıza, saraylarımıza, yenilerini ekledik. Kamuya mülakatla, torpille aldığımız eşimize, dostumuza, akrabalarımıza üç beş yerden maaş bağladık. Tüm bunları sizin maaşlarınızı TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarına endeksleyerek, vergi yükünü size yıkarak, gelir eşitsizliğini, toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren bütçelerle yaptık. Kurduğumuz bu düzenin devamı için kemer sıkmak yine size düşüyor.
“KAMU HİZMETLERİNE, YATIRIMLARINA BÜTÇEDEN AYIRILAN PAY 20 YILDA YARI YARIYA DÜŞÜRÜLDÜ”
Kamu hizmetlerine, yatırımlarına bütçeden ayırdığımız payı 20 yılda yarı yarıya düşürdük. Ama yetmez. Zengini daha zengin, yoksulu daha yoksullaştıran düzenimizin devamı için daha da düşüreceğiz. Yeni okul, hastane, kreş, sığınma evi yapmayacağız. Böylece kadınların yarı zamanlı, esnek, güvencesiz işlerde çalışması üzerinden tasarruf edeceğiz!
Kamuda istihdamı onlarca güvencesiz istihdam çeşidi ile böldük. Haklarınızı elimizden geldiğince baltaladık. Düzenimizin bekası için; uzaktan, evden çalışma ile güvencesiz istihdamı, esnek çalışmayı özellikle kadın çalışanlar üzerinden daha da büyüteceğiz Sadece çalışma saatlerinizi değil mevcut mali ve sosyal haklarınızı da esnekleştireceğiz.
AZ PERSONELLE ÇOK İŞ
Az personelle çok iş için kamu istihdamını OECD ortalamasının yarısına kadar indirdik. Angarya çalışmayı arttırdık. 3 hemşirenin işini 1 hemşireye yaptırarak, kadrolu öğretmen yerine asgari ücretin altında ücretli öğretmen çalıştırarak tasarruf ettik! Yetmez. Kamuya personel alımını sadece emekli olanlara sınırlayacağız. Zaten emekli maaşlarınızı o kadar düşürdük ki 65 yaşından önce emekli olmaya cesaret edemeyeceksiniz. Dolayısıyla her 5’inden 1’ini işsiz hale getirdiğimiz gençlerin 3 yıl boyunca KPPS’ye girmesine gerek kalmayacak. Sınav paraları ceplerinde kalacak, tasarruf edecekler!
Bugün her 10 kamu personelinden sadece 1’i işe geliş gidişte servis hizmetinden yaralanıyor. Öğretmenler, taşra teşkilatında çalışanlar başta olmak üzere milyonlarcası servisten yararlanamıyor. Ama kriz derin, tasarruf etmemiz gerekiyor. Toplu sözleşme, kazanılmış hak falan umurumuzda değil. İşe geliş gidişte kadın, engelli demeden servis hizmetini toptan kaldıracağız.
Yıllardır kamuya ait binaları, arazileri, lojmanları, sosyal tesisleri babalar gibi sattık. Ama elimizde hala 221.000 lojman, 2.831 sosyal tesis kaldı. 25 kamu personeline 1 lojman, 1.850 kamu personeline 1 sosyal tesis düşüyor. Bu düzenin devamı için; lojman ve sosyal tesislerin en kıymetlilerini daha önce yaptığımız gibi “ekonomiye kazandıracağız”. Yani eş, dosta peşkeş çekip satacağız! Yıllardır bakımsız bırakıp çürümeye terk ettiğimiz lojmanların ise kiralarını piyasa fiyatlarına göre arttıracağız. Kısacası diyorlar ki sizin haklarınızdan kestiğimiz paketimizle önümüzdeki 3 yılda sadece 160 Milyar TL tasarruf edeceğiz.
Ama bunun: 34 katını faize (5 trilyon 358 milyar TL), 30 katını savunma ve güvenlik adı altında silahlanmaya (4 trilyon 869 milyar TL) ü 40 katını patronlara vergi muafiyeti ve istisnası olarak ( En az 6,4 Trilyon TL), 4 katını şehir hastaneleri, hava limanları, yol, köprü, tünel gibi Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projeleri kapsamında hizmet alımı, kullanım bedeli, katkı ve hazine garantisi olarak (En az 673 Milyar TL) harcayacağız. Yoksulun cebinden alıp zengine aktaramaya devam edeceğiz. Çünkü emek sömürüsünden, baskıdan beslenen, sermaye yanlısı emek karşıtı bu düzeni devam ettirmek zorundayız.
TASARRUFU EMEKÇİLER, YOKSULLAR DEĞİL BU ADALETSİZ DÜZENDEN BESLENENLER YAPSIN!
Yarattığınız kriz sonucunda devasa karlar elde ettiğiniz halde sanki aynı hayatı yaşıyormuşuz gibi bizleri her seferinde aynı gemideyiz safsatası altında yeniden fedakarlık yapmaya çağırmaktan vazgeçin. Faizden, ranttan, vergi aflarından, hazine garantilerinden, üç beş yerden alınan maaşlardan beslenen patronların, müteahhit çetelerinin, yandaşların keyfi bozulmasın diye yine bize kemer sıkın diyorlar. Onların yediği yemeğin hesabını bize ödetmek, sofralarını bize kaldırtmak istiyorlar. ‘Kamuda Tasarruf Paketi’ ile kamu emekçileri olarak elimizde kalan son haklara da göz koyuyorlar. Kamu hizmetlerini tamamen tasfiye etmeyi hedefliyorlar. Tüm kamu emekçilerini, kamu hizmetlerinden yararlanma hakkı yok edilmek istenen vatandaşları, kamuda işe girme imkânı ortadan kaldırılarak, işsiz bırakılmak istenen gençleri bu saldırı ve tasfiye paketine karşı omuz omuza vermeye, ‘tasarrufu emekçiler, yoksullar değil, bu adaletsiz düzenden beslenenler yapsın!’ talebini yükseltmeye insanca yaşayacak ücret, nitelikli kamu hizmeti, güvenceli iş ve güvenli bir gelecek için birleşmeye çağırıyoruz” diye konuştu.