HEDİYE EROĞLU
Mersin’in Yenişehir ilçesi Çiftlikköy Mahallesi'ndeki bir apartman dairesinde 3 Ağustos tarihinde yaşanan olayda, 3 çocuk annesi Pınar Bayrak, dini nikahlı eşi Ziya E. tarafından darp edildi. Olay sonrası şüpheli şahıs, bir arkadaşıyla birlikte Pınar Bayrak'ı, Mersin Üniversite Tıp Fakültesi Hastanesine götürdü ancak Bayrak'ın hayatını kaybettiği belirlendi.
Gözaltına alındıktan sonra sevk edildiği mahkemece tutuklanan Ziya E.'nin, 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davasında ara karar duruşması yapıldı. Duruşmada, zanlının tutukluluk halinin devamına karar verildi.
KADIN PLATFORMU ÜYELERİ KADIN CİNAYETLERİNİ PROTESTO ETTİ
Duruşma nedeniyle adliye önünde toplanan Mersin Kadın Platformu üyeleri ve aile ‘adalet çağrısı yaptı.
Kadın cinayetlerini protesto ederek bir açıklama yapan platform adına konuşma yapan Fatoş Sarıkaya, Pınar Bayrak’ın evliliği boyunca sistematik olarak şiddete uğradığını öne sürdü. Uzun süre psikolojik ve fiziksel şiddete maruz bırakılan Pınar Bayrak'ın, ailesinin yanına döndüğünde, şüphelinin tehditleri sonucu eve geri dönmek zorunda kaldığını ileri süren Sarıkaya, "Ödül gibi iyi hal indirimlerinden cüret alan bir erkek daha ‘nasıl olsa bana bir şey olmaz’ diyerek tehditlerle hane içine hapsettiği Pınar’ı katletti. Suçlular organize şekilde cinayeti örtbas etmeye çalıştı" dedi. Sarıkaya, "Bizler bu katliamın ortaklarını biliyoruz. Bu suçu işleyen, Pınar’ı katleden Z.E.'dir. Bu katliamın ortakları organize şekilde delil karartmaya çalışarak suçu örtbas etmeye çalışan aile üyeleridir. Bugün bu davanın takipçisi olmak, ‘erkek adalet değil, gerçek adalet’ demek için toplandık" ifadelerini kullandı.
“PINAR AİLE MECLİSİ KARARIYLA ÖLDÜRÜLDÜ”
Hayatını kaybeden Pınar Bayrak'ın amcası Yusuf Bayrak da Pınar'ın bir aile meclisi kararıyla organize bir cinayete kuran gittiğini savunarak, delillerin yok edildiğini iddia etti. Emniyet ve savcılıktan bilgi alamadıklarını söyleyen amca Yusuf Bayrak, “Pınar, yıllardır resmen işkence görüyordu. Bunların ses kaydı da var elimizde. Pınar, Ağustos’un 3’ünde darp edildiğinde saatlerce içerde tutulmuş, hastaneye götürülmemiş. Sonra battaniyeye sarıp götürmüşler. Emniyet, savcılık 1 aydır bizimle iletişime geçmiş değil. Sonuçta ortada ölen bir insan var, bir kadın var. Deliller aile tarafından yok edilmiş. Polis, deliller yok edildikten sonra olay yerine gidiyor. Polisi de yanıltarak önce başka bir adrese çekmişler. Evi temizlemiş, delilleri yok etmişler. Hastaneye bırakıp kaçmışlar. Eşi ayın 5’inde teslim olmuş. Kendi telefonunu ailesine teslim etmiş. Pınar’ın telefonu ve eşyaları da emniyetin elinde olması gerekirken kendi çabalarımızla şu an bizde. Kanlı eşyalar bizde. Onların emniyette, savcılıkta olması lazım” ifadelerini kullandı.
“HERKESİN BU DAVAYA SAHİP ÇIKMASINI İSTİYORUZ”
Cinayetin aile meclisi kararıyla işlenip, delillerin de bu şekilde yok edildiğini ileri süren Bayrak, “Bu cinayet aile kararıyla işlendi. Kendi başına yapmış değil. Ailesi bu olaydan sonra eşime, çocuklarıma saldırı halinde. Silahlarla, küfürlerle, baskıyla saldırıyor. Biz adalet istiyoruz. Bir insanı, bir kadını öldürmek bu kadar mı kolay? Organize bir suç var burada. Herkesin ses çıkarmasını istiyoruz. Pınar Bayrak yalnız değil. Türkiye’nin sahip çıkmasını istiyoruz” dedi.
Davanın peşini bırakmayacaklarını ve herkesin bu davaya sahip çıkmasını istediklerini, söyleyen baba Süleyman Bayrak, “Bugüne kadar emniyet ya da savcılık bir telefon bile etmedi. Bilgilendirme yapılmadı. Bir telefon açılmadı. Bir babayım. Bir babanın çocuğunu kaybetmesinin ne demek olduğunu Türkiye biliyor. 80 milyonun kızı Pınar Bayrak” dedi.