Mersin ESOB Başkanı Talat Dinçer, zaten güçlükle ayakta durmaya çalışan esnafın, bu kanunla birlikte nefes alamayacağını belirterek, “Ya kayıt dışı artar ya esnaf biter” dedi.
KIYMET GÖKÇE
İş kazalarının artması üzerine 2012 yılında çıkarılan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nda ikinci aşama 1 Temmuz 2016 tarihi itibariyle başlıyor. Çok tehlikeli, tehlikeli ve az tehlikeli olmak üzere üç gruba ayrılan işyerlerinde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi bulundurmayı kapsayan kanunun, çok tehlikeli ve tehlikeli, 50’den fazla çalışanı olan işyerlerini ilgilendiren ilk aşaması Ocak 2014’te başladı. Kanunun, büyük çoğunluğunu küçük esnaf ve sanatkarın oluşturduğu az tehlikeli ve 50’den az çalışanı olan işyerlerini kapsayan ikinci aşaması ise 1 Temmuz’da yürürlüğe girecek.
YÜZ BİNLERCE ESNAF VE SANATKAR İÇİN ZORUNLU
Kanunla birlikte ekmek fırınlarından pastanelere, manavlardan ayakkabıcılara, mobilyacılardan konfeksiyon atölyelerine kadar yüz binlerce işyerinde, tek bir çalışanı olsa dahi iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi bulundurma zorunluluğu başlayacak. İşyerlerinin yeni uygulamaya hazırlanabilmeleri için 1 yıllık geçiş süreci tanınmasına karşın, bir hafta sonra başlayacak zorunluluğa hemen hemen hiçbir esnaf ve sanatkar hazır değil.
Küçük esnaf ve sanatkarın temsilcisi Mersin Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (ESOB) Yönetim Kurulu Başkanı Talat Dinçer, İHA muhabirine açıklama yaparak, söz konusu kanuna ilişkin esnafın isyanını dile getirdi. Hükümetin, iş kazalarının artması üzerine apar topar bir kanun metni hazırlayarak, işyerlerini az tehlikeli, tehlikeli ve çok tehlikeli olmak üzere 3 gruba ayırıp 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nu çıkardığını belirten Dinçer, ancak bu kanunun bacaklarının tam oturmadığını ve eksiklikler olduğunu söyledi. “Düşünülmeden, alelacele çıkarılmış bir kanun” diyen Dinçer, kanunun küçük esnaf sanatkarı sıkıntıya soktuğunu iddia etti.
“ESNAFIMIZA BÜYÜK BİR YÜK”
Kanunun çıkmasının ardından, yeniden düzenlenmesi için Bakanlık nezdinde çok mücadele verdiklerini anlatan Dinçer, kanunun yürürlük tarihi 1 yıl ertelenmesine karşın, geçen sürede bir yasal düzenleme yapılmadığını dile getirdi. Az tehlikeli işletmelerin fiziki olarak bir tehlike arz etmediklerini ifade eden Dinçer, bu işletmelerin iş sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili yükümlülüğe hazır olmadıklarını da kaydetti. Bu nedenle kanunun bu bölümüne karşı olduklarını vurgulayan Dinçer, “Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfla ilgili getirilen yükümlülük yerindedir, buna biz de katılıyoruz. Ama 1 Temmuz itibariyle yanında bir kişi bile çalıştıran küçük esnaf ve sanatkarın tamamı bu kanunun kapsamına giriyor. Bu da esnafımıza büyük bir yük demek. Esnaf zaten çok sıkıntılı ve zor dönemler geçiriyor. Esnafımızın Bağ-Kur primlerine gelen 150 liralık artışın 100 lirasının devlet tarafından karşılanmasıyla ilgili beklentileri varken, şimdi 1 Temmuz’da da İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun yürürlüğe giriyor. Dolayısıyla esnafa hem 150 liralık yük Bağ-Kur priminden gelmiş oldu hem de en az 150-200 lira civarında da bu kanundan bir yük gelecek” diye konuştu.
“AZ TEHLİKELİ İŞLETMELERİN KAPSAM DIŞINA ÇIKARILMASI GEREKİYOR”
Düzenlemenin daha farklı olması gerektiğinin altını çizen Dinçer, “Az tehlikeli işletmelerin bu kanun kapsamının dışına çıkarılması gerekiyordu. Bir konfeksiyon atölyesini, bir ayakkabıcıyı düşünün, yanında bir kişi bile çalışsa bu kanun kapsamına giriyor. Bunların iş güvenliğiyle ilgili çok büyük bir sıkıntıları olduğunu düşünmüyorum. Bu tamamen afaki. Az tehlikeliler kapsam dışına çıkarılacaktı, devletin tehlikeli işletmelere verdiği 23 lira ve çok tehlikeli işletmelere verdiği 26 liralık destek de biraz daha artırılarak, bu insanları bu kanuna adapte etmeye çalışacaktık. Ama olmadı” ifadelerini kullandı.
“YA KAYIT DIŞI ARTACAK YA ESNAF BİTECEK. ESNAF BU YÜKÜ KALDIRAMAZ”
“Bu kanunun 1 Temmuz’da yürürlüğe girmesiyle beraber ya kayıt dışı artacak ya esnaf bitecek. Küçük esnaf bu yükü kaldıramaz” diyen Dinçer, küçük esnafın bu yükü kaldırmak için bazı çözümler bulmak zorunda kalacağına dikkat çekerek, şunları söyledi: “Ne yapacak? Yanında sigortalı çalışan varsa sigortasına son verecek. Kayıt dışı artacak. Ya da bu yükün altından kalkamayacak birçok esnaf işyerini kapatmak zorunda kalacak. Ekonomiye her iki yönüyle de darbedir bu bana göre. Dolayısıyla bu kanunun hemen ele alınıp özellikle az tehlikeli işletmelerin kanun kapsamından çıkarılması gerekiyor. Bu Bakanlar Kurulu kararına bağlı. Bakanlar Kurulu bunu 1 Temmuz’a kadar yetiştirebilir. Az tehlikeli ve tehlikeli sınıfa giren ülke genelinde 2 milyon esnaf var. Bizim esnafımızın yüzde 90’ına yakını bu kanun kapsamına giriyor. Bugün en küçük işyerinde bile bir kişi mutlaka çalıştırılıyor zaten. Bu yük böyle devam eder ve isteğimiz düzenleme yapılmazsa küçük esnaf bu yükü kaldıramayacağı için birçoğu işyerini kapatmak zorunda kalacak. Esnaf buna hazır değil. Esnafımız, ‘Hükümetimiz bizi düşünür, bu kadar esnafı yok etmez, mutlaka buna bir önlem alır’ düşüncesiyle hala bir beklenti içerisinde.”
“RAKAMLAR İNANILMAZ BOYUTTA”
İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili özel firmalar türetildiğini de dile getiren Dinçer, bugün piyasada iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili inanılmaz bir fiyat kirliliği olduğuna da işaret etti. Herkesin kendine göre bir fiyat belirlemesini eleştiren Dinçer, “Az tehlikeli sınıfa bile ayrılacak zaman bakımından ortaya çıkan ücret 150 liradan başlıyor 500 liraya kadar çıkıyor. Çalıştırılan kişi sayısına göre farklı ücretler sunuluyor ama rakamlar inanılmaz boyutta. Örneğin 20 kişi çalıştıran bir konfeksiyon atölyesinde, bunun maliyeti aylık bin lira civarında olur. Bu yük niye? Küçük esnaf destek beklerken, teşvik beklerken, ayakta kalmak için hükümetin vereceği faizsiz kredilere bile çok büyük umutlarla bakarken, bir taraftan da inanılmaz bir yükü getiriyorsunuz, bu insanların sırtına koyuyorsunuz. Bugün zaten insanlar Ba-Kur’unu ödeyemiyor, parası olsa onu ödeyecek. Dolayısıyla bu kanunun tez elden yeniden revize edilmesi gerekiyor. Az tehlikeli sınıfına giren küçük esnafın tamamen bu kanunun dışına çıkarılması gerekiyor” şeklinde konuştu.