Haber Merkezi 

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin son dönemdeki açıklamalarıyla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda konuştu.

“SİLAHSIZLANDIRMA GİRİŞİMİ EN AZ 12 KERE DENENMİŞ”

Türkiye kamuoyunun ve medyasının son üç aydır MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamalarını konuştuğunu söyleyen Ekmen, DEM Parti ve MHP’li yetkililerin ekranlarda konuşmadığını ve yorumcuların varsayımlar üzerinden değerlendirmelerde bulunduğunu ifade etti. MHP lideri Bahçeli’nin başlattığı sürecin temkinlik bir iyimserlikle olumlu karşılandığını dile getiren Ekmen, “Sayın Bahçeli'nin 1 Ekim’de tokalaşmayla başlattığı sürecin doğuracağı sonuçlara dair bir umut, bir inançla bu girişimin desteklenmesi gerektiğine inananlardanım. Sayın Bahçeli'nin buradan yaptığı çağrı ne dünya siyasi sahnesinde ne de Türk devletinin tarihinde ilk defa yapılan bir iş değil. Gerek açık kaynaklar gerek devlet kaynakları ilki 1993'te Özal'la başlayan, Erbakan'ın, Demirel'in, Çevik Bir'in, Hasan Atilla Uğur'un, AK Parti döneminde 2004'te, 2009'da, 2011'de, 2013'te bu şekilde görüşmeler yoluyla bir silahsızlandırma çabasını bize hatırlatıyor. Keza Avrupa’da İrlanda ve İspanya, Afrika’da Güney Afrika, Amerika kıtasında Kolombiya, Uzak Asya’da Filipinler ve Açe deneyimleri buna örnek olabilir. Şüphesiz bu ve benzeri girişimlerin de kendine mahsus da olsa bir kimliğinin, bir görünümünün ve bir tarzının oluşması gerekiyor. Aradan geçen üç ay böyle bir tarz ve bir kimlik oluşumu açısından yeterli bir süreydi, buna rağmen sürecin metodolojisinin dahi henüz şekillenmediğini düşünüyorum. ” ifadelerini kullandı.

TBMM BİLGİLENDİRİLMELİ

MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin her fırsatta çözüm olarak TBMM’yi işaret ettiğini hatırlatan Ekmen, “Üç aylık bir zaman geçti, bu süreç içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açık veya kapalı bir oturumla bilgilendirilmesi gerekmez miydi?” diye sordu.

“DEMOKRATİK ADIMLAR ATILMALI”

Ekmen, Bahçeli'nin konuşmalarında birtakım izlere rastlandığını dile getirerek, şöyle devam etti; “Örneğin bir konuşmada terörü yaratan ortamın iyileştirilmesi amacıyla demokratik adımları atmaktan imtina edilmemesi gerektiği belirtiliyor. Keza ‘Diyarbakır Annelerinin sessiz çığlığı duyulmalı, evlatlarıyla buluşmaları sağlanmalı.’ cümlesi var. Şüphesiz böyle bir yasal düzenlemeye ihtiyaç duyulduğunda Diyarbakır Anneleri ile Barış Annelerini ayırt edecek bir kodifikasyon yöntemi de yoktur. Dolayısıyla, zamanı ve yeri geldiğinde Türkiye Büyük Millet Meclisi zemininde konuşulacaktır, tartışılacaktır.”

ADIMLAR NE ZAMAN ATILACAK?

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin söz konusu sürecin ne zaman parçası olacağını soran Ekmen, “Sayın Bahçeli'nin 22 Ekim ve 5 Kasım konuşmakarında özenle ve dikkatle sarf ettiği demokratikleşme adımları ne zaman atılmaya başlanacak? Hangi yasal teklifler ne zaman gelecek? Eğer biz bunları İmralı'dan gelecek bir davete ve bu daveti de örgütün icabetine bağlıyor isek bir kez daha bir yanlışın içindeyiz demektir. İmralı'nın daveti ne olursa olsun ve İmralı'nın davetine kendi örgütünün icabeti ne seviyede kalırsa kalsın biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için Sayın Bahçeli'nin dikkatle çizdiği ve kodladığı kendi adımlarımızı atmamız gerekmez mi?” diye sordu.

İŞİN İÇİNDEN SIYRILMA HESABI MI YAPILIYOR?

Ekmen, sürecin İmralı heyeti üzerinden yürütmesiyle ilgili eleştirilerde bulunarak, hükümet yetkililerin söz konusu süreçle ilgili kamuoyuna, partilere ve meclise neden bilgi vermediğini sorarak, “İmralı heyeti böyle bir bilgilendirme yapıyor ise Cumhur İttifakı adına, devletimiz adına, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına gelişmeleri diğer zaviyeden takip eden ya da yöneten arkadaşların da bir şekilde bizi bilgilendirmesi gerekmez mi? Bu süreç İmralı heyetinin tek başına ürettiği bir inisiyatif midir? ‘Buradan iyi bir şey çıkacaksa topa gireriz, sürece müdahil oluruz, 'Biz yaptık.' deriz, bunun siyasi nemasını alırız ama olur ya, işler sarpa sararsa, Bahçeli bir şey demişti, biz de bir imkân verdik ama bu olmadı’ deyip işin içinden sıyrılmanın hesabı mı yapılıyor acaba? Sayın Erdoğan'ın geçmişte defalarca kez ifade ettiği gibi gövdesini bu sürecin altına koyarak başarılı olması için bir niyet içerisinde olduğu hissini seçmene ne zaman geçirecek Sayın Cumhurbaşkanı? Çünkü süreçle ilgili baktığımız zaman, evet, süreci reddeden bir yerde durmuyor ama başka konularda ya da geçmişteki benzer süreçlerde süreci sahiplenme tonunun çok uzağında bir yerde durduğunu görüyoruz” ifadelerini kullandı.

VATANDAŞIN AKLINDA SORU İŞARETLERİ OLUŞUYOR!

Meclis’in süreç konusunda mutlaka bilgilendirilmesi gerektiğini ifade eden Ekmen, şunları kaydetti; “Devletler bu yöntemleri denerler, biz burada bir meşruiyet sorunu görmüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti devleti de defalarca denemiştir, bir kez daha dener. Başarılı olmalarını canı gönülden diliyoruz ve bunu hepimizin başarısı olarak kabul ediyoruz, tarihe geçecek bir vaka olarak kabul ediyoruz.  Ancak bu ikircikli tutum, bu söylemdeki farklılaşma, bu sürecin bir dahli ve parçası olma noktasındaki mesafeli tutum haklı olarak sokakta vatandaşta ‘acaba Anayasa değişikliği ve bir dahaki seçime yönelik bir araçsal yaklaşımla mı meseleye bakılıyor ? yoksa gerçekten bu tarihî sürecin başarıya ulaşılması için herkes elinden geleni yapıyor mu?’ diye soru işaretleri doğuruyor. Bu vesileyle iktidara Türkiye Büyük Meclisinin, Genel Kurul’un, siyasi partiler’in ne zaman bilgilendirileceğini ve Sayın Bahçeli'nin çerçevesini çizdiği hususların Meclis gündemine ne zaman sunulacağını sormak isterim.”