YUSUF CAN GÜDÜK
Sağlık Bakanlığı’nın sağlık çalışanlarına yönelik yeni yönetmeliklerine ve taleplerine yanıt vermemesine tepki göstererek 14 Mart Tıp Bayramı’nda grev yapan sağlık emekçileri, Mersin’de sokağa inerek ses yükseltti.
Mersin Sağlık Örgütleri Platformu üyeleri ilk olarak sabah saatlerinde İl Sağlık Müdürlüğü önünde toplandı. Eyleme; Mersin Tabip Odası, Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası (AHESEN), Aile Sağlığı Çalışanları Ebe ve Hemşire Dernekleri Federasyonu (ASEF), Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası (BDS), Genel Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Genel Sağlık-İş), Hekim Birliği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Hekim Birliği), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Mersin Aile Hekimleri Derneği (MAHDER), Mersin Aile Sağlığı Çalışanları Derneği (MASÇAD) ve Sağlık Çalışanlarına Hak ve Mücadele Derneği (SAHADER) destek verdi. “Başka bir sağlık sistemi mümkün” pankartı açarak çeşitli mesajlar içeren dövizler taşıyan sağlıkçılar, yapılan basın açıklaması ile de taleplerin dile getirdi.
“BAŞKA BİR SAĞLIK SİSTEMİ VE HEKİMLİK ORTAMI MÜMKÜN”
Platform adına basın açıklamasını okuyan Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. İzzet Çalış, öncelikle ülkemizin sağlık yükünü ekip arkadaşları ile birlikte taşıyan bütün sağlık camiasının; kamuda, özelde, ameliyathanelerde, polikliniklerde, ASM’lerde, laboratuarlarda gece- gündüz demeden, ihtiyacı olan tüm insanlara şifa dağıtan meslektaşlarının, 14 Mart Tıp Bayramını kutladı.
“Emeğin ve özverinin değerinin bilinmediği; benmerkezci kültürün olağanlaştığı, paranın kutsandığı; adaletsizliğin ve eşitsizliğin hâkim kılındığı bir dünya ve ülke ortamında ayrım yapmadan ihtiyaç duyana sağlık hizmeti sunmakta olan bizlerin günü bugün…” diyen Çalış, “Türkiye’de sağlık sistemi 1980’lerin başından itibaren özelleştirme ve piyasalaştırma saldırıları altında kalmış ve en büyük yıkıcı hamle, 2003 yılında siyasi iktidarın başlattığı ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’ ile yapılmıştır. Sağlık hizmetleri yıldan yıla paralı hale getirilerek, özel sermayenin belirleyici olduğu bir sağlık piyasası yaratılmıştır.
“HALKIN SAĞLIKLI OLMA VE TAM İYİLİK HALİ; ANCAK DEMOKRATİK VE BARIŞÇIL BİR ORTAMDA MÜMKÜN”
Yıllardır uygulanan Sağlıkta Dönüşüm Programı ile şekillendirilen sağlık sisteminin; hem hekimler hem sağlık çalışanları hem de halkımızın sağlığı açısından tehdit haline geldiğini, sağlık yerine sağlıksızlık ürettiğini, güvenli çalışma koşulları yerine taşeron, sözleşmeli çalışma, esnek mesai gibi uygulamalarla mesleğimizi, emeğimizi değersizleştirdiğini, tüm bunların sonucu oluşan şiddet ortamını görüyor ve artık mutlaka değişmesi gerektiğini vurgulamaktan vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha buradan söylüyoruz.
Hekimler ve sağlık emekçileri; halkın sağlıklı olma ve tam iyilik halinin ancak demokratik ve barışçıl bir ortamda mümkün olduğunu belirterek; TTB, sağlık sendikaları ve emek-meslek örgütleriyle, olabildiğince birleşik ve ortak mücadelenin kıymetli olduğu şiarıyla iş bırakma kararı almıştır” dedi.
KUTLAMA VE EYLEM BİR ARADA
14 Mart’ın tarihselliğinden taşıdığı bellek ve kararlılıkla, kamuoyuna ve sağlık otoritelerine seslerini duyuracakları kutlama tören, eylem ve etkinliklerle dolu 14 Mart Tıp ve Sağlık Haftası geleneğini sürdürdüklerini belirten Dr. İzzet Çalış, 2025 yılının 14 Martı’nda da ‘Başka Bir Sağlık Sisteminin Mümkün’ olduğunu iddia etiklerin kaydetti. Çalış, “Sağlık emekçilerinin mesleki özerkliğe sahip özneler olarak toplumcu bir anlayışla; koruyucu sağlığı esas alan, şiddetsiz bir sağlık ortamı için mücadele etmeye; nitelikli tıp ve uzmanlık eğitimini, gün içinde dinlenebilme hakkı ve ortamını, angaryaya dönüşmeyen nöbetleri, vergide adaletin sağlanmasını, güvenceli ve emekliliğe yansıyan temel ücret talebini, toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı çalışma ortamlarını ısrarla dillendirmeye devam ediyoruz.
‘HERKESE SAĞLIK VE GÜVENLİ GELECEK’
Herkes için eşit, ulaşılabilir, nitelikli sağlık hizmetlerini; bilimsel bilgi temelinde tüm sağlık ekibinin demokratik örgütlenmesine ve mesleki özerkliklerini korumasına dayanan, toplumun katılımını esas alan ve kamusal mülkiyet temelinde inşa etmenin mümkün olduğunu biliyoruz. ‘Herkese sağlık ve güvenli gelecek’ yaklaşımının ancak demokrasinin, adaletin, laikliğin ve barışın egemen olduğu bir ülkede yaşanabileceğini, ‘Başka Bir Sağlık Ortamının’ mümkün olduğunu ilan ediyoruz. Yıllara dayanan birikimimiz, özgüvenimiz ve değerlerimizden aldığımız güçle, akıl ve bilimsel yöntemlerden şaşmadan, halkın sağlığı, hekimlerin ve sağlık emekçilerinin hakları için 2025 yılında da mücadele kararlılığımızı sürdürüyoruz” şeklinde konuştu.
BAŞKA BİR SAĞLIK SİSTEMİ İÇİN NELER YAPILMALI?
Açıklamasının devamında, başka bir sağlık sistemi önerilerini de kamuoyuyla paylaşan Başkan Çalış, şunları söyledi: “Sağlık finansmanında prime dayalı değil, katkı payları, ilave ücretler, tamamlayıcı sigorta gibi ücretlerin gerekmeyeceği merkezi bütçeden karşılanan bir finansman modeli uygulanması.
Sağlık hizmetini sunan ve finanse edenin aynı kurum olması. Kamunun ortak kaynakların hizmet alımına ihtiyacı ortadan kaldıracak şekilde yapılandırılması sağlanmalı.
Önceliğin koruyucu sağlık hizmetlerine verilmesi, basamaklandırılmış bir sağlık sistemi kurulması, bilimsel sağlık yönetimi ilkelerine göre yönetilmesi gerekli.
MESLEK ÖRGÜTLERİ SÜRECE DAHİL OLMALI
Sağlık politikaları belirlenirken hem uygulama hem denetim süreçlerinde meslek örgütleri, sendikalar ve toplum temsilcilerinin katılımı sağlanması gerekli.
Taşeron, hizmet alımı, kamu özel işbirliği gibi uygulamalar olmaması sağlanmalı.
Hastane yönetimlerinde, karar süreçlerinde hekimlerin ve sağlık çalışanlarının demokratik katılımı ile mesleki özerkliklerinin yeniden kazanılmasının sağlanması gerekli,
Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının haklarının korunarak, liyakat ve ekip çalışmasının esas alındığı nitelikli eğitim almış yeterli sayıda hekim, hemşire, ebe, eczacı, teknisyen, psikolog, fizyoterapist, diyetisyen, sosyal hizmet uzmanı gibi sağlık emekçilerinin mesleğe yabancılaşmalarının engellendiği, güvenli ve güvenceli çalışma koşulları oluşturulması sağlanmalı.
“İNSANCA YAŞAYABİLECEK BİR ÜCRET GARANTİSİNİN OLMASI SAĞLANMALI”
Çalışma ortamlarında çalışan güvenliğinin sağlanması, sözleşmeli çalışmanın olmadığı, İnsanca yaşayabilecek bir ücret garantisinin olması sağlanmalı.
Sağlık ortamlarının kadın çalışanların ihtiyaçları gözetilecek şekilde donatıldığı; Cinsiyetçi dilden arındırılmış, mobbing ve cinsiyetçi şiddetin engellendiği bir sağlık sistemi oluşturulması ve cinsel sağlık, tıbbi kürtaj ve üreme sağlığı hizmetlerinin ulaşılabilir olması
Sağlık kurumlarında niteliği ölçen; polikliniklerde hastaya ayrılan süre, hastanede yatış süresi, komplikasyon oranları, iyileşme oranları gibi objektif olarak evrensel ölçekler ve kriterler uygulanması gerekli.
İşyeri hekimlerinin işverenlerden maddi olarak bağımsızlaştırılacak ve inisiyatif alabilecekleri yetkileri olan bir sistem kurulması sağlanmalı.
Askeri ve çatışma tecrübesi olmayan sivil sağlık çalışanlarının askeri sağlık personeli olarak görevlendirilmesine son verilmesi gerekli.
Sağlık personeli atamalarında güvenlik soruşturmaları, çalışırken hukuksuz açığa almaların kaldırılması sağlanmalı.”
Mersin Sağlık Örgütleri Platformu üyeleri daha sonra Cumhuriyet Meydanı’na giderek Atatürk Anıtına Çelenk Sunma Töreni gerçekleştirdi.