Sosyal hizmet yardıma indirgendi!


 

Sosyal hizmetin; iktidarın kendini güçlendirecek araç olarak, yardımlara indirgendiğini söyleyen SES Şube Eş Başkanı Sevgi Başkavak, “Kamusal bir hizmet olarak sosyal hizmet; ihtiyaç duyan herkesin ayrımsız şekilde, ücretsiz, eşit, nitelikli ve anadilinde verilmeli” dedi.

YUSUF CAN GÜDÜK

 

18 Mart Dünya Sosyal Hizmet Günü’nde SES Mersin Şube Eş Başkanı Sevgi Başkavak, yaptığı basın açıklaması ile “Aile yılında’’ insan odaklı hak temelli sosyal hizmet için mücadelemizi büyütüyoruz!” mesajı verdi.

Kamusal bir hizmet olarak sunulması gereken sosyal hizmetlerin ihtiyaç duyan herkesin ayrımsız şekilde, ücretsiz, eşit, nitelikli ve anadilinde hizmete ulaşmasının sağlanması için politikalar üretilmesi gerektiğini belirten Başkavak, politikaların siyasi ihtiyaçları değil, ihtiyacı göz önünde bulundurularak yürütülmesi gerektiğini söyledi.

 

SOSYAL HİZMET; İKTİDARIN KENDİNİ GÜÇLENDİRECEK ARAÇ OLARAK GÖZÜKÜYOR

“Oysa sosyal hizmetler alanı bir yandan sürdürülen politikalarla giderek piyasaya açılır duruma getirilmekte2 diyen Başkavak, “Kamusal hizmet olarak kamu tarafından verilmesi gereken sosyal hizmetler özelleştirilip, özel kurumlara devredilmekte; bir yandan ise imzalanan protokollerle kamu bünyesindeki hizmetler de denetimsiz ve sınırsız bir şekilde kamu dışında birtakım dernek ve cemaatlere terk edilmektedir.

Politika belirleme ve idareciler uzun yıllardır sosyal hizmet alanının prensiplerini bilmeyen, mesleki yeterliliği olmayan, sosyal hizmet alanından gelmeyen, liyakatin zaten olmadığı yöneticiler eliyle yürütülmektedir. Temel insan hakkı kapsamında devletin asli görevi olma yaklaşımından uzaklaşılıp siyasal iktidarın kendini güçlendirecek bir araç olarak görülmesi, toplumun sosyal yapısına zarar verdiği gibi, sosyal hizmet emekçilerinin mesleki çalışmalarına olumsuz etki etmekte, personel rejimi ve ücret rejiminde de hak kayıplarına neden olmaktadır.

Kamu personel rejiminde yaşanan değişimlere ek olarak devletin sosyal hizmetlerde yaratmış olduğu yozlaşma biz sosyal hizmetler emekçilerinin çalışma alanlarında insan haklarına aykırı çalışma düzenleri ile karşı karşıya bırakmıştır.

 

“SOSYAL HİZMET YARDIMLARA İNDİRGENDİ”

Sosyal yardımlar ülkemizde sosyal hizmetlerde önemli bir yer tutmaktadır. Sosyal hizmetlerin neredeyse yardımlara indirgendiği bir ortamda sosyal yardımlar yoksulluğun siyasal destek sağlamak amacıyla kullanıldığı, yardım alanları bağımlı hale getiren bir uygulamaya dönüşmüş durumdadır. Sosyal hizmet, bir hak olmaktan çıkartılmış, “yardım” ve “lütuf” haline getirilmiştir. Ekonomik krizle birlikte sosyal yardımlar ayrı bir sorun alanı olarak durmakta, sosyal yardımlar çeşitli gerekçelerle kesilmek istenmektedir. “Sosyal yardım-istihdam ilişkisi” sağlanacağı iddiası ile ve reklamı ile hazırlanan yönetmelik ise yeni bir emek sömürüsü alanı açacak, sosyal yardımlara muhtaç durumda bırakılanların en ucuz, en güvencesiz işgücü olarak çalıştırılmaya mahkûm bırakılacağı bir uygulamaya zemin oluşturmaktadır” dedi.

 

“SOSYAL HİZMETTE AZ ÇALIŞAN İLE ÇOK FAZLA İŞ YAPIMIYOR”

Sosyal hizmet emekçilerinin biriken sorunlarına da dikkat çeken Başkan Başkavak, “Sosyal hizmet emekçileri; personel eksikliği ile az çalışan ile çok fazla iş yaparak, uzun sürelerle çalışarak, güvencesiz biçimde ve farklı istihdam biçimleri altında çalıştırılarak, yetersiz ücretlerle, yaygın biçimde şiddete uğrayarak, mobbing problemi altında, yemek ve yol sorununun dahi çözülmediği bir ortamda, yetersiz ekonomik sosyal haklarla, mesleki anlamda ihtiyaçları karşılanmadan ve çalışma koşulları giderek kötüleşerek çalışmaktadırlar.

2025 yılını ‘Aile Yılı’ ilan eden bakanlık genç nüfusun arttırılması için bütünlüklü, her yaşı ve hak sahibini gören bir politika üretmektense, üreme odaklı bir politikayı tercih etmiştir. Boşanmaların artmasını, evlilik yaşının yükselmesini var olan sosyoekonomik hak kayıpları ya da tercihler üzerinden yorumlamak yerine aile bütünlüğünün korunamamasını LGBTİ+‘ları hedef göstererek nefret dili ile dinci gerici muhafazakâr söylemleri yükselterek çözmeye çalışmaktadır.

 

SOSYAL HİZMET SORUNLARINA ÇÖZÜM ÜRETİLMİYOR

Ülkemizde mevcut sosyal hizmet uygulamalarının yetersizliği; artan işsizlik ve enflasyon, kentleşme, göç ve eğitim politikaları, çocuk, yaşlı, engelli, kadın refahı, göçmen politikaları, ekolojik dengesizlik gibi alanlardaki sorunlara neden çözüm üretilemediğini açıklamaktadır.

Biz Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası olarak Sosyal Hizmet Günü vesilesi ile sosyal hizmetler alanının ve çalışanların sorunlarının çözülmesini talep ediyoruz. Sosyal hizmete ihtiyaç duyanlar için ayrımsız, kamusal, eşit, anadilinde hizmet sunulması için; sosyal hizmet emekçilerinin güvenceli, insanca yaşayacak bir ücrete ve insana yakışır çalışma koşullarına ve haklara ulaşması için mücadele etmeye devam edeceğimizi bir kez daha ifade ediyoruz.

 

SOSYAL HİZMETLERDEKİ SORUNLAR ÇIĞ GİBİ BÜYÜYOR!

Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığının merkez teşkilatı ile taşra teşkilatları arasında kopukluk giderek artmaktadır. Özellikle idarecilerin belirlenmesinde hangi liyakat unsurlarının göz önüne alındığı nesnel olarak kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Alana uzak, sosyal hizmet bakış açısına sahip olmayan tamamen siyasi kaygılarla ataması yapılan idareciler, sosyal hizmet alanını her geçen gün daha da sorun yumağı haline getirmektedir.

 

SOSYAL ÇALIŞMA GÖREVLİSİ TANIMI KALDIRILMALIDIR!

Taleplerimiz: Sahada yapılan mesleki çalışmaların temelini oluşturan mevzuatlar değerlendirildiğinde (Örneğin Sosyal Hizmet Merkezleri Yönetmeliği ya da 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu) sosyal çalışma görevlisi tanımı önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Sosyal Hizmet, Psikoloji, Çocuk Gelişimi, Sosyoloji ya da Öğretmenlik Bölümü mezunları, ‘Sosyal Çalışma Görevlisi’ tanımı altında aynı işi yapmaktadır. Hâlbuki bu meslek gruplarının aldığı eğitimler birbirinden tamamen farklıdır.

 

NİTELİKLİ MESLEK PROFESYONELLERİNİN GÜVENCELİ KADROLU ATANMALARI YAPILMALIDIR!

Hak temelli sosyal hizmet talebimizin en başında nitelikli meslek profesyonellerinin güvenceli kadrolu atanmaları gelir. Sosyal hizmet alanında nitelikli hizmet sunumunu da engelleyecek şekilde sosyal hizmet mesleğinin değersizleştirilmesine ve mesleki sınırların belirsizleştirilmesine yönelik istihdam politikalarına karşı nitelikli sosyal hizmetler mücadelesini büyüteceğiz.

 

YOKSULLUK SINIRI ÜZERİNDE VE EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET POLİTİKASI UYGULANMALIDIR!

Bakanlık bünyesinde çalışan tüm emekçiler yoksulluk sınırı altında ücret almaktadır.  Temel ücretler yoksulluk sınırı üzerine çıkarılmalı, yapılan işin niteliği riski, eğitim durumu gibi kriterler ile giydirilmiş ücretler belirlenmelidir. Tüm ücretler emekliliğe yansıtılmalıdır.

Sosyal Hizmet Uzmanlarının, Psikologların, Çocuk Gelişim Uzmanlarının, Sosyologların ya da Öğretmenlerin maaşları arasında ciddi farklılıklar bulunmaktadır. Öğretmenler, hak ettikleri şekilde ek ders ücretlerini ve uzman öğretmenlik tazminatlarını alarak aylık 10.000 TL’ye varan ek ödeme alabilmektedir. Ancak aynı işi yapan diğer meslek gruplarının bu ücretlerden faydalanamaması sebebiyle hak kaybı yaşanmakta ve iş barışı bozulmaktadır.

 

SOSYAL HİZMET TAZMİNATI ÖDENMELİDİR!

Sosyal hizmet emekçileri, saha ziyaretlerinde madde kullanımı ya da ciddi suç kayıtları olan bireylerle çalışmakta, hatta yalnız başlarına hane ziyaretlerine gitmektedir. Türkiye geneline bakıldığında saldırıya uğrayan sosyal hizmet emekçilerinin olduğu bilinmesine rağmen bu konuda emekçileri koruyucu bir politika geliştirilmemektedir. ‘Yapılan iş, riskli iş gruplarına’ alınarak emekçilere ‘Sosyal Hizmet Tazminatı’ ödenmeli, ‘Yıpranma Payı’ uygulaması hayata geçirilmelidir.

 

TİS MAĞDURİYETİ GİDERİLMELİDİR!

Toplu iş sözleşmesi dönemlerinde sadece yetkili sendika ile imzalanan sözleşmeler demokratik yaklaşımlara aykırı olmakla birlikte emekçilerin hak kaybına neden olmaktadır. Örneğin 7/24 esaslı çalışan Koruyucu Aile Biriminde görevli sosyal hizmet emekçileri yatılı kuruluş tazminatı alamıyorken gündüzlü hizmet veren sosyal hizmet merkezinde kurulan birimlerde çalışan meslek elemanları alabilmektedir. Ya da kadrosu Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğünde olmasına rağmen Çocuk İzlem Merkezlerinde görevlendirilen emekçiler, özellikli birim tazminatı alamıyorken kadrosu Sağlık Bakanlığında olup ilgili birimde çalışan emekçiler bu tazminatı alabilmektedir.

 

FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETLERİ ÖDENMİYOR!

Esnek çalışma sistemi adı altında sosyal hizmet emekçileri hafta sonu çalıştırılmaktadır. Oysaki bu uygulama 657 sayılı Kanunun 99. Maddesine aykırıdır. Emekçiler, icapçı olarak çalıştıkları günlerin de karşılığını alamamaktadır. Emekçilerin hakkını yine emeği ortaya koyanlar koruyabilir. SES bu anlamda emekçilerin SES'i olmaya devam edecektir.

 

EMEKLİLİĞE YANSIYAN YOKSULLUK SINIRI ÜZERİNDE TEK KALEM MAAŞ İSTİYORUZ!

Bugün ülkemizde yükselen enflasyon ve artan kira zamları ile birlikte emekçiler kiralarını ödemekte zorlanmaktadır. Düşen emekli maaşları sonucu sosyal hizmet emekçileri de emekliliği uzatmaktadır. Buna ek olarak emekli bireyler de kiralarını ödemekte zorlandıkları için illerde huzurevi talepleri artmıştır. Fakat ülkemizde mevcut huzurevi kapasiteleri bu ihtiyacı karşılamamaktadır. Bu nedenle emekli maaşları arttırılmalı, yaşlı bireyleri yaşadıkları hanede destekleyici politikalar hayata geçirilmelidir. Bugün ülke genelinde 3 yıldır huzurevi sırası bekleyen yaşlı vatandaşların olduğu bilinmektedir.

 

TAM ZAMANLI KREŞ DESTEĞİ SAĞLANMALIDIR!

Bugün kadınlar ev içerisinde şiddete uğradıkları zaman ekonomik bağımsızlıkları olmadığı hallerde failden şikayetçi olma ya da boşanma konusunda korku yaşamaktadır. Tam zamanlı kreş desteği imkanının sağlanması, ücretsiz kreş hizmeti kapasitesinin arttırılması ve kadınların İş-Kur aracılığıyla istihdam edilmesi sağlanmalıdır.

 

SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİNİN ÇALIŞMA ŞARTLARI İYİLEŞTİRİLMELİDİR!

Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığında çalışan sosyal hizmet emekçileri; İl Göç Müdürlükleri, Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlükleri, Kolluk Birimleri gibi birçok kurumun iş yükünü karşılamaktadır. Bununla birlikte birçok eğitim almış, bilgi ve beceri düzeyini geliştirmiş, nitelikli sosyal hizmet emekçileri, emeklerinin karşılığı olmayan düşük ücretler almaktadır.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na dünya sosyal hizmet gününde tekrar sesleniyoruz;

Aile yılı ilan ederken önceliğin doğum sayısını arttırmak olması çocuğu, yaşlıyı engelliyi ve kadını görmemek olduğu gibi sosyal hizmet emekçilerinin ekonomik, özlük ve demokratik çalışma haklarını da görmemek anlamına gelmektedir. Pandemide depremde gece gündüz sahada hizmet veren sosyal hizmet emekçileri dini bayramlarda ya da dinci gerici uygulamalarda iş tanımlarının ve hak temelli sosyal hizmet anlayışının dışına çıkılan her uygulamada karşınızda olacaktır. Sosyal hizmet lütuf değil haktır!” diye konuştu.  


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2025 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA