YUSUF CAN GÜDÜK
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türk Tabipler Birliği (TTB) ile Türkiye Mimar Mühendis Odaları Birliği’nin (TMMOB) ülke genelinde beraber yaptığı basın açıklamasının Mersin’deki adresi Özgür Çocuk Parkı oldu. Mersin’de emek ve demokrasi güçleri ile meslek odaları iktidara seslenerek, mücadele çağrısı yaptı.
“EN TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİMİZ AYAKLAR ALTINA ALINIYOR”
Kitle adına basın açıklamasını okuyan BES Başkanı ve KESK Dönem Sözcüsü Kemal Göçmen, “Bugüne kadar binlerce kez söyledik. Bir kez daha söyleyelim; Emeğin haklarını korumanın, kazanımlarını kalıcı hale getirmenin yolu demokrasinin, adaletin, hukukun üstünlüğünün, barış ve kardeşliğin tesis edilmesinden geçmektedir.
Ancak Türkiye’de uzun yıllardır ülkeyi yönetenler emeğe, emekçilere sırtını dönmüştür. Dolayısıyla demokrasi, adalet, hukukun üstünlüğü gibi temel değerler de bizzat ülkeyi yönetenler tarafından yıllardır yok sayılmaktadır.
Son aylarda, özellikle son iki hafta içinde yaşanan gelişmeler ise mevcut iktidarın ülkeyi hızla zifiri bir karanlığa sürüklediğini göstermektedir.
Seçme ve seçilme hakkımızdan sendikal hak ve özgülüklerimize, düşünceyi ifade özgürlüğünden toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkımıza, haber alma hakkımıza kadar en temel hak ve özgürlüklerimiz ayaklar altına alınıyor.
“HER ŞEY, HEPİMİZİN GÖZLERİ ÖNÜNDE YAŞANIYOR”
Bugün geldiğimiz yer; en temel hak ve özgürlüklerimizin yok sayıldığı, baskıların, şiddetin, hukuktan yoksun soruşturmaların, gözaltıların ve tutuklamaların olağanlaştığı yerdir.
Her şey, hepimizin gözleri önünde yaşanıyor.
Ülkeyi yönetme kudretini gittikçe kaybeden, ekonomiyi çıkmaza sürükleyen iktidar bir yönetememe krizi yaşıyor. Bu krizi demokratik yollardan aşamayacağını gördükçe baskıcı politikalara, hukuksuzluğa, şiddete daha fazla sarılıyor.
Bunun için; Bir yıl önce halkın oylarıyla seçilen yüzlerce belediye başkanı ve meclis üyesi hakkında yeni yeni soruşturmalar açılıyor, yerlerine kayyımlar atanıyor.
Bunun için; 16 milyonluk bir şehrin Büyükşehir Belediyesi Başkanı’nın 35 yıl önce aldığı diploması Cumhurbaşkanı adayı olmasını engellemek için hukuksuz bir şekilde iptal ediliyor. Gizli tanıkların ‘görmedim, şahit olmadım ama öyle dediklerini duydum’ gibi garabet ifadeleri ile tutuklanıyor” dedi.
“HALKIN GERÇEKLERİ GÖRMESİ ENGELLENMEK İSTENİYOR”
Bunun için; özerk, bilimsel, demokratik bir üniversite isteyen öğrencilerin kampüslerinin önüne TOMA’lardan barikatlar kurulduğunu söyleyen Göçmen, yüzlerce üniversite öğrencisinin şafak vakti yurtlarına, evlerine yapılan baskınlarla gözaltına alındığını, tutuklandığını aktardı.
“Bunun için; sadece eğitim emekçilerinin değil çocuklarımızın eğitim hakkını savunan, çocuklarımızın geleceğini tarikatlar, cemaatler, MESEM ve CEDES gibi projelerle karartmak isteyenlere karşı mücadele eden Türkiye’nin aydınlık yüzü EĞİTİM SEN hedef gösteriliyor” diyen Kemal Göçmen, “’Boykot’ yaparak üniversiteleri özgürleştiren öğrencilere destek için akademisyen ve öğretim elemanlarının katıldığı bir günlük iş bırakma kararı alan EĞİTİM-SEN’in yöneticilerine ev hapsi cezası veriliyor.
65 bine yakın üyesiyle dünyanın en büyük barolarından biri olan, hukukun ve adaletin yılmaz savunucusu İstanbul Barosu’nun yönetimi görevden alınıyor.
Halkın gerçekleri görmesi engellenmek isteniyor. Muhalif basın hedef alınıyor. Gerçeği halka ulaştırmak isteyen gazeteciler tutuklanıyor.
“BASKILARIN FATURASI DA YİNE DAHA FAZLA YOKSULLUK, DAHA FAZLA GELECEKSİZLİK İLE EMEĞİ İLE GEÇİNEN KESİMLERE, BİZLERE YIKILIYOR”
Ülke öyle bir hale getirildi ki, sokak röportajına katılan yurttaşlar hatta falcılar dahi iktidara, siyasilere hakaret gerekçesi ile gözaltına alınıyor, cezaevine konuluyor.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi bizzat iktidar eliyle hayata geçirilen bu hukuksuzlukların, baskıların faturası da yine daha fazla yoksulluk, daha fazla geleceksizlik ile emeği ile geçinen kesimlere, bizlere yıkılıyor.
Nitekim son iki haftada ülke ekonomisi alt üst olmuştur.
Borsa taban, döviz kurları ise tavan yapmıştır. Kurdaki yükselişi engellemek için son iki haftada 25 milyar dolara ulaşan bir döviz rezervi satılmıştır.
Böylece son iki yıldır işçilerin, emekçilerin, emekliklerin, asgari ücretlilerin yani hepimizin maaşlarının, ücretlerinin TÜİK’in sahte enflasyonu ile baskılanması üzerinden biriktirilen rezerveler sadece son iki hafta da buharlaşmıştır.
Bu tablo doğrudan hepimizin sofrasına yansıyacak yeni zamların, açlık sınırına dayanmış maaşların, ücretlerin daha da erimesinin habercisidir.
“HUKUKSUZLUK, ADALETSİZ, KARŞISINDA SUSMAMIZI, BOYUN EĞMEMİZİ İSTİYORLAR”
Tüm bunlara rağmen toplumun ezici çoğunluğunu hedefine koyan hukuksuzluk, adaletsiz, karşısında susmamızı, boyun eğmemizi istiyorlar.
Yargıyı sopası olarak kullanan, kamu kaynaklarını, bizlerden alınan vergileri yandaşlara peşkeş çeken yağma düzenlerine itiraz etmememizi istiyorlar.
Emeğin haklarını yok sayan, milyonlarca emekçiye 19. Yüz yıl kölelik koşullarını reva gören, baskıdan-şiddetten beslenen bir rejime biat etmemizi istiyorlar.
İşin özü; emeğin haklarının yok sayıldığı, demokrasinin, hukukun, adaletin kırıntılarının dahi ortadan kaldırılmak istendiği sancılı bir süreçten geçiyoruz.
Bizler meslek odaları, sendika üyeleri ve tüm halk katmanları olarak bu karanlık tabloda hepimiz kaybetmeye devam ediyoruz.
“EN TEMEL HAKLARIMIZI YOK SAYAN, EMEĞE KÖLELİK DAYATAN BU DÜZENİ KABUL ETMİYORUZ!”
Bizler KESK, DİSK, TMMOB ve TTB’e bağlı üyeleri olarak buradan bir kez daha ilan ediyoruz. En temel haklarımızı yok sayan, emeğe kölelik dayatan bu düzeni kabul etmiyoruz!
Bu nedenle ayaktayız. OMUZ OMUZA Mücadele etmekten başka seçeneğimiz yok. Ülkeyi yönetenlere de buradan çağrıda bulunuyoruz. Yeter artık! Barışçıl protesto hakkını engellemekten vazgeçin. Bu hakkı kullanmaktan başka bir şey yapmadığı için gözaltına alınanları, tutuklananları serbest bırakın. Üniversite öğrencilerinin, çocuklarımızın üzerinden ellerinizi çekin. Hukuktan yoksun şafak baskınlarına, gözaltı ve tutuklamalara derhal son verin. Bizler demokratik bir ülke ve insanca yaşam için haklarımız ve geleceğimizden vazgeçmeyeceğiz! Er ya da geç; Emek kazanacak! Demokrasi kazanacak! İnsanca bir yaşam mücadelesi kazanacak! Biz kazanacağız!” şeklinde konuştu.