Haber Merkezi 

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Mersin’deki radyo ve televizyonların ortak yayına katılarak, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlatılan soruşturma kapsamında Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne düzenlenen operasyonla gözaltına alınan ve tutuklananlar ile kendisine yönelik iddialara yanıt verdi. Canlı yayında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kocamaz, Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında 2 Ağustos 2016 tarihinde Büyükşehir Belediyesi’ne düzenlenen operasyonla başkan yardımcısı, genel sekreter ve daire başkanlarının da aralarında bulunduğu 23 kişinin gözaltına alınması ve bunlardan 10’unun tutuklanmasına ilişkin ayrıntılı değerlendirmelerde bulundu.
Operasyonun yapıldığı gün Ankara’da olduğunu anımsatan Kocamaz, kendisine yönelik iddiaları yalanladı. Çukurova’daki MHP’li belediyelerin genel merkezde bir toplantısı olduğu için 1 Ağustos Pazartesi günü Ankara’da olduklarını belirten Kocamaz, “Salı günü de grup toplantısı vardı. Bunu izleyip dönmeyi planlamıştık. O gün (gözaltılar) cereyan etti. Biz oradayken Genel Başkanımız da bizden bu konu hakkında bilgi istedi. Biz de ‘Buradayız, şu an bir karışık ortam var fakat bunun MHP’li bir belediyeye yapılmış olması manidardır’ dedik. Benim genel başkanım ile görüşmem kadar doğal bir şey olamaz ama bunu fırsata dönüştürmek isteyen bazı çevreler çıktı. Bunlar böylesi bir net olmayan ortamda bulanık suda balık avlamaya çalışarak tezviratlar yaymak istediler. Bir Allah’tan korkarım bir de iftiradan korkarım. Zira Kocamaz’ın geçmişi bellidir. FETÖ’cülük çivisini Kocamaz’a çaksanız tutmaz. Bizim ne kadar mücadele ettiğimizi herkes biliyor. Hükümetten önce bu örgütün üzerimize oynadığı oyunlarla karşılaştık” diye konuştu.

“O SAVCI ŞU ANDA TUTUKLANDI”
Tarsus Belediye Başkanlığı döneminde, Tarsus Belediyesi’nin basıldığını, 2009 yılında Zaman gazetesinin belediyeye girişini yasakladıklarını aktaran Kocamaz, “2011 seçimlerden hemen sonra belediyemiz basıldı bir arkadaşımız tutuklandı. Belediye ile ilgisi olmayan dışarıdaki telefon dinlemeleri ile suçsuz bir arkadaşımız 6 ay hapis yattı. O dönemin savcısı bu operasyon sonrası Trabzon Başsavcısı yapıldı. 17-25 Aralık sonrası ise düz savcı oldu. Şu an ise son olaylardan sonra tutuklanmıştır. Bu örgütün devletin tüm makamlarına geliş seyrine bakmak lazım. Bir günlük olay değil” ifadelerini kullandı.

“DEVLETİN BELLİ KADEMELERİNDEN GELDİLER”
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin üst yönetiminde yer alan ve ‘A Takımı’ olarak nitelendirilen isimlerin tutuklanmalarını da değerlendiren Kocamaz, bunun, belediyeye yapılan bir kumpas olduğunu iddia etti. Kocamaz, “A takımı olarak sözü edilen kişiler uzaydan gelmediler. Bunlar devletin belli kademelerinde görev yaparken buraya geldiler. Biz bu arkadaşlarımıza güvenerek yola çıktık. Suçlulukları ispat edilinceye kadar da masumiyet karinesi gereği suçlu ilan edemeyiz. Mahkemenin nasıl sonuçlanacağını da zaman gösterecektir. Dolayısı ile ben bunu belediyemize yapılmış bir kumpas olarak düşünüyorum” şeklinde konuştu.

“DEVLET BİZE NİYE GÖNDERDİ?”
Paralel yapının ne kadar çok yere girdiğini bugün herkesin gördüğünü vurgulayan Kocamaz, şöyle devam etti: “Daha önce emniyette yuvalandıkları ortaya çıktı. Bugün Cumhurbaşkanının yaveri tutuklandı. Şimdi bu arkadaşlar şayet aklanırlarsa yasa gereği görevlerine dönerler. OHAL nedeniyle bir insan gözaltına alındığında belediye ile ilişiğini kesiyorsunuz. Bu tür bir örgütün içerisinde bulunmuş hiç kimseye biz zaten belediyemizde görev vermezdik ve barındırmazdık. Mesela Genel Sekreter, Kayseri Vali Yardımcısı iken bize geldi. Şayet bu şahsın FETÖ ile bağlantısı varsa mazisinde bir şey varsa devlet bize niye gönderdi? Kayseri’de bu görevde niye tuttu? Demek ki, o dönemde böyle bir olay tespit edilememiş. 17-25 Aralık sonrası bir çok kişi devletteki görevlerinden alındı. Eğer en üstte yer alan bir kişinin suçu varsa devlet o zaman bu işe müdahale etmeliydi. Geldiğimiz noktada sanki Büyükşehir Belediyesi’nde böyle bir yapılanma varmış gibi algı oluşturuluyor. Bunu da bir kaç siyasetçi, basın ve sosyal medya artığı kişi dillendiriyor. Mazimiz belli. Biz bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin ayakta kalması için var gücümüzle mücadele etmişiz. Böyle bir ortamda bizi bunlarla bağdaştıranları esefle kınıyorum. Kimin nasıl bir hesabı varsa Allah’ın da bir hesabı vardır. Bugün bize bu iftirayı atmaya çalışanlar, bu süfli düşünceleri altında ezilecektir.”

“ÜST DÜZEY PERSONELİYDİ”
Kocamaz, Büyükşehir Belediyesi’ne danışmanlık yapan ve hakkında yakalama kararı bulunduğu için geçen hafta teslim olan danışmanın ise bir danışmanlık şirketinin sahibi olduğunu ve Türkiye’de de 80’in üzerinde belediyeye hizmet verdiğini ifade etti. Söz konusu danışmanı Türkiye Belediyeler Birliği ve Çukurova Belediyeler Birliği seminerlerinde tanıdıklarını anlatan Kocamaz, “O zaman Maliye Bakanlığı’nın üst düzey personeliydi. Sonra ayrıldı kendi şirketini kurdu. Biz de eğitim, bütçe, mali disiplin gibi konularda danışmanlık hizmeti aldık. Bu şirketten herkes danışmanlık alıyor ki, içlerinde AK Parti, CHP ve MHP’li belediyeler var. Buna rağmen öyle bir hava oluşturuluyor ki, sanki sadece Kocamaz’ın danışmanı ve sadece biz danışmanlık hizmeti alıyoruz gibi art niyetli bir tavır var” ifadelerini kullandıç

“BİLGİ KİRLİLİĞİ VAR”
Zabıta Daire başkanı iken gözaltına alınarak tutuklanan Yaşar Aksoy’un ise 19 yıl emniyette görev yaptığını anımsatan Kocamaz, Aksoy ile ilgili de şunları söyledi: “Ben Tarsus’taki dönemde bu örgütle bir yakınlığını görmedim. Açılışlarda, genel toplantılarda bunlarla bizler gibi o da bir araya geliyordu. Biz de geldik ki, onlar okuma salonları, SODES açılışları gibi açılışlarda yer alırken gördük. O zaman bu açılış ve toplantılarda kaymakam, vali, jandarma, herkes yer alıyordu. Söylenene göre, bunun da bu tip şeylerde etkili olduğu söyleniyordu. Şimdi kaymakamın yetkili olduğu bir yerde bir memurun, bir müdürün etkili olma şansı var mı? Burada çok bilgi kirliliği var. Bu noktada herkes herkesi suçluyor. Kocamaz’ın bir tek kimliği vardır, Türk Milliyetçiliği ve ülkücülük. Bunun dışında başka bir çerçeveye koyamazsınız.”
“BU SUÇLAMA AĞIRDIR”
Tutuklananların tamamında FETÖ şüphesi olduğunu, terör örgütü üyesi şüphesi ve anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçlaması ile yargılandıklarını belirten Kocamaz, 2 veya 3’ünde de finans sağlama şüphesi bulunduğunu söyledi. “Bu vatan hainliği demektir” diyen Kocamaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Böyle bir ortamda bu suçlama ağırdır. Türkiye Cumhuriyeti hukuk devletidir. Bu devletin bir istihbaratı var, bunlar nasıl görev yaptı ki, bunlar fark edilmedi. Şimdi bir kısmı özel idareden, devletin farklı yerlerinden geldiler. Dosyalarında hiç bir şey yok. Böyle bir şey olsa zaten üst düzey yönetici olamazlar. Aşkın Günay’ın burada yıllardır görev yaptığı biliniyor. Bize geçiş tarihi de Bakanlıktan izin alarak belediyeye danışman kadrosu ile aldık. Kültür işlerine bakıyordu. Özel kalem müdürlüğü torba kadro ile mayıs veya haziran ayında belediyeye geçti. Bir defa o arkadaşımızın böyle bir suçu varsaydı, Bakanlık bunu bize niye imzalayıp gönderdi. Valilikten bize geçen arkadaşlarla ilgili, yetkililerin en azından ‘sakıncalı’ diye bize bilgi vermesi gerekirdi. Bir vali yardımcısı gelmiş, ‘Bu arkadaş şöyle iyi görev yapmış, sizin belediyeye geçmek istiyor’ denilmesi ile bize gelmiştir. Bize geçenlerin çoğu da zaten daha iyi şartlar için geçmişler.”
“BAĞIMSIZ MAHKEMELERE GÜVENDİK”
Mersin’de hayata geçirmeyi planladıkları Monoray ve Mersin İdmanyurdu üzerinden FETÖ’ye para aktarıldığı iddialarının ve Monoray görüşmeleri yapılırken FETÖ’nün yardımcı olduğu söylentilerinin de hayal mahsulü olduğunu söyleyen Kocamaz, Türkiye ve yurt dışından toplam 9 firmayla görüştüklerini, ancak rakamlar çok yüksek olduğu için İller Bankası’ndan destek istediklerini anlattı. Proje ihalesine daha yeni çıktıklarını belirten Kocamaz, “Buna rağmen ‘Monoray üzerinden, Mersin İdmanyurdu üzerinden FETÖ’ye para aktarılıyor’ diye hayal mahsulü şeyler duyduk. Biz Allah’a sığındık, bağımsız mahkemelere güvendik. Bu olaylar sonuçlansın onlar da hesap vereceklerdir” diye konuştu. Kocamaz, eski Başkan Macit Özcan’ın avukatının son günlerde kendisi hakkında ortaya attığı iddiaların ise Danıştay’ın yıkım kararı üzerine yıktıkları Aquapark nedeniyle, parkın yapımına harcanan 34 milyon liranın ödenmesini istedikleri için olduğunu iddia etti.