Silifke Ticaret ve Sanayi Odası önderliğinde başlatılan tescillendirme projesi kapsamında Silifke Kaymakamı Şevket Cinbir, Silifke Belediye Başkanı Mustafa Turgut, Üreticiler ve oda başkanlarının katılımı ile Silifke yoğurdunun genel özellikleri ele alandı.
Silifke Kaymakamı Şevket Cinbir, "Silifke yoğurdu adıyla zaten biliniyor. Marka olan yoğurdumuzu değiştirilmeye çalışmayalım. Potansiyeli, üretimi tespit edip, üretime göre tescil çalışmalarımızı yapmalıyız” dedi.
Yıllardır bilinen Silifke yoğurdunun biran önce tescilinin yapılması gerektiğini ifade eden Belediye Başkanı Mustafa Turgut, "Tescilimiz olmadığı için üretilen yoğurdumuza resmi anlamda Silifke yoğurdu diyemiyoruz. Bu çalışmaların biran önce tamamlanıp işte bu Silifke yoğurdu diyebilmeliyiz” diye konuştu.
Silifke Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Nurettin Kaynar ise kaliteli pyoğurt üretimiyle sadece Mersin’de değil, Türkiye ve dünyada söz sahibi olmayı amaçladıklarını belirterek, “Silifke’nin yoğurdu ah seni kimler doğurdu, seni doğuran ana bal ilen mi yoğurdu dizelerinde de söylendiği gibi Silifke yoğurdu tescili olmadan da zaten marka durumundadır. Amacımız adıyla, tadı ve lezzetiyle, türkülere konu olan Silifke yoğurdunu dünya arenasına coğrafi işaretle tescilleyerek çıkartmaktır. Bu anlamda tescil çalışmaları için 2 yıldır uğraş veriyoruz. Artık sona gelindi. Silifke yoğurdunun bir reçetesini çıkartmamız gerekiyor” dedi.
Proje Danışmanı Evren Alankuş ve Antrepoloji uzmanı Yar. Doç. Dr. Kadriye Şahin, Silifke yoğurdunu uzun süredir araştırdıklarını, bir çok üreticiyle görüştüklerini ve her üretimin farklı lezzet ve özellikte yapıldığını gördüklerini ifade ettiler. Şahin, Silifke yoğurdunun coğrafi işaretle tescillenmesinin ardından tescili kullanmak isteyen herkesin aynı kalite, tat ve özellikte yoğurt üretmesi gerektiğini söyledi. 
Silifke yoğurdunun hangi kriterlere göre belirlenmesi gerektiği konusunda karşılıklı fikir alışverişinin bulunulduğu toplantıda bazı yoğurt üreticileri, eskilerde olduğu gibi Silifke yoğurdunun keçi sütünden üretilmesi gerektiğini savunurken, bazı üreticiler de keçi sütünün yetersiz olması ve dağ köylerinden işletmelere taşınamadığından dolayı inek sütünden tescillenmesi gerektiğini savundular. (İHA)