SONER AYDIN
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı çeşitli STK ve siyasi parti temsilcileri ile ortak bir açıklamada yaptı. Atıcı, son günlerde yaşanan gelişmelerle ilgili olarak “Bütün bu yaşadıklarımızı tek bir cümle ile açıklamak gerekirsek ‘yağmurdan kaçarken doluya tutulduk’ cümlesi olur” ifadelerini kullandı. Hükümetin ülkeyi yönetemez hale geldiğini dile getiren Atıcı, erken seçim iddialarını gündeme getirdi.
“ÜLKEYİ NORMALLEŞTİRECEĞİZ”
Türkiye’nin yönetilemez duruma geldiğini ifade eden Atıcı, “Ortaya atılan erken seçim iddiaları ve girişimleri de bunun en güzel göstergesi. Açık net bir şekilde söylüyorlar, ‘Biz dışarıda bulunan herkesi toplayabiliyoruz. Solcuya, devrimciye, FETÖcülere dokunabiliyoruz ama siyaset makamına dokunamıyoruz. O halde bunları kökten temizlemenin yolu erken seçim’ deyip erken seçime doğru bir gidişat var. Evet, erken seçim şart ama önce hükümetin istifası şart. Ben bu ülkeyi yönetemedim diyecekler. Özür dileyecekler, bir kenara çekilecekler biz bu ülkeyi el birliği ile yöneteceğiz ve bunlardan hesap soracağız. Önce bunlarla hesaplaşacağız sonra ülkeyi normalleştireceğiz” dedi.
“DARBEDEN FARKI YOK”
Bugün yaşananların 12 Eylül faşist darbesinin ardından yaşananlardan farkının olmadığını kaydeden Atıcı, “O zamanlar askeri cunta bir darbe yapmıştı ve biz o darbeye karşı durmuştuk. Bu darbenin faşist, antidemokratik, hukuksuz olduğunu her yerde haykırmıştık. Oysa bugün yapılan iş başarısız bir darbe girişimini fırsat bilerek sivil bir darbe girişiminin altyapısını hazırlamaktır. Üstelik anayasayı, kanunları kullanarak, üstelik tırnak içinde demokrasiyi kullanarak yapılan sivil bir darbe girişiminden başka bir şey değildir. Aklınıza gelen her türlü muhalif bir bir gözaltına alınıyor. Bunun bir örneğini Mersin’de gördük maalesef. Mersin’de Devrimci Parti’ye yapılan adeta darbe girişimidir. En üst düzeydeki yöneticilerinin sorgusuz sualsiz gözaltına alınmaları OHAL’i fırsat bilerek Evrensel Gazetesi muhabirlerinin gözaltına alınması, Emek ve Demokrasi Platformu bileşenlerinin tek tek içeri alınması, aydınların, çizerlerin, Alevilerin, Kürtlerin sadece bu kimlikler nedeniyle sorgusuz sualsiz adeta cadı avı gibi toplanmaları bir darbe değil de nedir?” diye sordu.
“HER TÜRLÜ DARBEYE KARŞIYIZ”
Her türlü askeri ve sivil darbeye karşı çıkmak mecburiyetinde olduklarını dile getiren Atıcı, “ Dikkatlerin dağılması için her türlü zemin hazırlanıyor ve TBMM’den de her türlü ekonomik rant içeren maddeler bir bir yasalaştırılmaya çalışılıyor. Biz bir yandan Meclis içinde direnirken bir yandan da mevzilerimizi korumaya, demokrasiyi, insan haklarını korumaya devam ediyoruz. Hiç kimse ümidini kaybetmesin” dedi.
“SAVAŞTAN BESLENEN OLMADI”
Bugüne kadar kimsenin savaştan beslenmediğini savaşın kimseye bir şey kazandırmadığını hatırlatan Atıcı şunları söyledi: “Bugüne kadar barışa kim bir adım attıysa hem kendisini hem etrafını yüceltti. Bugün Türkiye’nin, Suriye’de girdiği savaş da bir yarar sağlamayacaktır. Geçmişte kendisini aldatanlar listesine AKP çok yakında ÖSO’yu da ekleyecektir. Burada yapılması gereken en önemli şey komşularımızla ve kendi ülkemizdeki halklarla barış içinde yaşamanın yollarını bulmaktır. Bu da çok zor değildi. Yeter ki gerçekten barış isteyin. Dışişleri Bakanı IŞİD’e silahları kim verdi diye soruyor. Trajikomik bir açıklama. Yıllarca sınırlarımız kevgire döndü diyorduk. Böylesi bir ortamda biz sağduyuyu, evrensel demokrasi ilkelerini elden bırakmadan soğukkanlılıkla inadına barış istemeye, inadına kardeşlik istemeye devam edeceğiz. Ve ülkemizi el ele çok daha güzel yönetebileceğimizi göstereceğiz.”