Kendisinin de karşı olmasına rağmen planın çıkmaması ile kentin önünün tıkandığını söyleyen Kocamaz, “Çevre Düzeni Planı’nın Cuma günkü toplantıda görüşülmesi isteniyor. Birkaç gün bu işe kafa yoralım, Mersin’in geleceğine yönelik kararı oy birliği ile verelim” dedi.
Hediye Eroğlu
Mersin’de yapılmak istenen Akkuyu Nükleer Santrali, hukuki engellerin aşılması için Stratejik Yatırım kapsamına alınırken, kentte tartışmalar devam ediyor.
Mersin Büyükşehir Belediyesi’nce hazırlanan 1/100 bin ölçekli ÇEvre Düzeni Planı’nda bu tartışmaların göbeğinde yer almaya devam ediyor.
Hükümetin Akkuyu Nükleer Santrali’nin yerinin işaretlenmesini istediği için Haziran ayından bu yana raflarda bekletilen Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı 1/100 bin ölçekli Çevre Düzeni Planı’nın Cuma günü yapılacak mecliste görüşelerek oylanması için baskılar sürüyor.
“BEKLEMEK İLE SONUÇ DEĞİŞMİYOR”
Konuyla ilgili Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi Eylül ayı toplantısı birinci birleşiminde söz alan HDP’li Meclis üyesi Mustafa Güler, “Yaklaşık 1,5 yılda hazırlanan ve 1,5 aydır da hazır olarak bekletilen Çevre Düzeni Planı’nı ne kadar ertelersek erteleyelim sonuç değişmiyor. Bu kararı almamamız nükleerin ilerlemesine engel olmuyor. Bu planları erteleyerek şehrin diğer ihtiyaçlarını ertelemiş, yok etmiş oluruz. Örneğin plan içerisinde Organize Sanayi Bölgesi’nin genişlemesi, liman hizmetlerinin gelişmesi için depolama alanları oluşturulması ile ilgili çok önemli düzenlemeler var. Şehir tıkanmış vaziyette olup bu anlamda bu plan şehrin önünü açacaktır. Bu bakımdan Çevre Düzeni Planı’nın bir an önce gündeme getirilerek, sonuçlandırılması kent açısından doğru olacaktır” dedi.
“POLİTİK NEDENLERLE BEKLİYORUZ”
Bunun üzerine söz alan Başkan Burhanettin Kocamaz, Çevre Düzeni Planı’nın Haziran ayından bu yana bekletildiğini söyleyerek, “Bekleme nedeni maalesef bu işin politik malzeme yapılmaya çalışılması” dedi. Uluslar arası anlaşmaların anayasanın bile üzerinde hükme sahip olduğunu ve Akkuyu Nüklere Santrali’nin de bu kapsamda yer aldığını ifade eden Kocamaz, “Radyasyondan evladını kaybetmiş birisi olarak bu işe kökünden karşı olduğumu ise her yerde söylüyorum. Ama bir tek Burhanettin Kocamaz’ın veya birkaç kişinin karşı olması bu işi değiştirmeye yetmiyor. Kaldı ki bu tesisin yapılması kanunla belirlenmiş. Şimdi bu belediye meclisi bir karar alsa bu aldığı karar kanuna aykırı olsa bu karar geçerli olur mu? Bu belediye meclisinin kanunun üstünde bir yetkisi var mı? Yok. Dolayısıyla bu iş spekülasyonlara çevrilmeye çalışıldı.
“KİMSE KİMSEYİ KANDIRMASIN; O TESİS ORAYA HER HALUKARDA YAPILACAK”
Son olarak CHP heyetinin kendisini konuyla ilgili ziyaret ettiğini de anımsatan Kocamaz, “CHP heyetinin ne için geldiğini tahmin ettiğim için bugüne kadar ki süreçle ilgili bir dosya hazırlattım. ‘Bu işi meclisten geçirmeyin’ dediler. Ben de, bu meclisin buna yetkisi olmadığını, kanunun üstünde bir karar alınamayacağını söyledim.
Ancak bu işin buzdolabında bekletilmesi de çözüm değil. Çünkü o zaman da hali hazırdaki 1/100 binlik planların uygulanması gerekiyor. İyi de zaten mevcut planda da nükleer santral işanetlenmiş durumda. Dolayısıyla biz bunu meclisten geçirsek de geçirmesek de 1/100 binlik plan dışında bir şey yapılması mümkün değil. Kimse kimseyi kandırmasın.
Ya Mersin’in önünü açarak bu planı geçireceğiz ya da Mersin’in önünü kapatacağız ama o tesis oraya her halukarda yapılacak. Bu meclisin bunu değiştirme şansı yok. Bir tek bakanlık veya hükümet riskleri, tazminatları ödemeyi göze alır o zaman bu tesis yapılmaz.
“HERKES PLANLARI BEKLİYOR”
Ancak Çevre Düzeni Planı’nın bir an önce çıkması gerekiyor. CHP’lilere de söyledim; sokağa çıkın bilen bilmeyen herkes 1/5 binlik planları bekliyor. Ama 1/5 binlik planların yapılabilmesi için üst ölçekli planların yapılması lazım. Milletvekillerine bunları söylediğimde, gönüllerinden geçmese de, ‘Gerekirse Mersin’in önü kesilsin, bu tesis buraya yapılmasın’ dediler. Bende, ‘siz meclistesiniz böyle bir gücünüz var ise orada mücadelenizi verin” dedim. Mersin’in geleceği ile ilgili bir karar aşamasındaysak terazinin kefesine herkesin artıyı da eksiyi de koyması lazım. Kaldı ki ben bu arada bu konuyu Bakan Lütfi Elvan ile Çevre ve Şehircilik Bakanı ile görüştüm. Bakanlığa, ‘biz o bölge ile ilgili bir karar almayalım, ama diğer bölgeler ile ilgili kararı alalım’ önerisi getirdim. Bakan bey de bir değerlendirme yapması gerektiğini ifade etti. Ancak bugüne kadar bana bir dönüş olmadı.
Bir kere daha söylüyorum; bu iş benim yetkimde olsa, ben karşıyım. ÇED raporu ile ilgili de dava açanlardan birisi benim. Ama henüz son bilirkişi raporu da ortaya çıkmış değil.
Bu konuda herkes elini vicdanına koyacak, artısını eksisini düşünecek. İçerisinde bulunduğumuz açmazı göz önüne alarak değerlendirmesini yapacak.
Tüm arkadaşlar bana tek tek soruyorlar; ‘Çevre Düzeni Planı neden toplantıya gelmedi, Cuma’ya gelsin’ diye. Benim de buradan çağrım; birkaç gün bu işe kafa yoralım, bu işi bir politik malzeme olmaktan çıkaralım, Mersin’in geleceğine yönelik kararı oy birliği il verelim diyorum” diye konuştu.