SONER AYDIN
Mersin Atlıhan Otel’de gerçekleştirilen kongre, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Nazi Almanya’sının Yahudilere uyguladığı soykırımı anlatan "Piyanist" filminin kısa bir gösteriminin ardından kongrenin açılış konuşmasını gerçekleştiren Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Ful Uğurhan, kadınlar olarak savaşsız, barışın hakim olduğu bir dünya yatarmak için mücadele ettiklerini dile getirdi.
“KADINLAR ‘SÖZLERİNİ’ SÖYLEYECEK”
Dr. Uğurhan, Kadınları göremeyen politikaların hakim olduğu dönemde gerçekleştirdikleri kongre ile kadınların sözlerini egemen dilden farklı bir şekilde söyleyebilecekleri bir ortamı yarattıklarını söyledi. "Savaş ve Kadın" temasını seçmelerinin en önemli sebebinin sınır bölgesinde bulunan Mersin'in yoğun göç almasından kaynaklandığını söyleyen Uğurhan, daha erken dönemde yapmak istedikleri kongrenin tarihini Suriye'de başlayan savaş ve Barış Bildirisi'ni imzalayan akademisyenlere dönük yönelim yüzünden bugüne ertelemek zorunda kaldıklarını ifade etti. Akademisyenlerin işten çıkarılmasından kaynaklı Mersin Üniversitesi'nde yapmayı planladıkları kongreyi, bir sivil toplum kuruluşunun kongre salonuna aldıklarını dile getiren Uğurhan, sonrasında yaşanan darbe girişimi nedeniyle planladıkları salona izin verilmemesinin üzerine kongreyi 6-8 Ekim tarihleri arasında yapmak zorunda kaldıklarını kaydetti.
“KADINLAR OLARAK BARIŞ İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ”
Kadınların gözünden kadın ve savaşın konuşulacağı kongrenin sonuçlarının yurtta ve dünyada kalıcı barışın sağlanmasına hizmet etmesini dilediklerini kaydeden Dr. Uğurhan, “Gençlerin, çocukların silahlarla bombalarla yok olduğu değil bilimle, sanatla var ettiği, kadın bedeninin fetih aracı olarak görülmediği savaşsız bir dünyanın kurulması için başta kadınlar olarak mücadeleye devam edeceğiz. Kongremizi hazırlarken kadın emeğini görünür kılmaya özen gösterdik” ifadelerini kullandı.
“SAVAŞLAR SEMBOLİK TECAVÜZDÜR”
Kongreye başkanlık eden bir diğer isim Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi üyesi Dr. Selma Güngör ise, savaşların kadınları çeşitli biçimlerde etkilediğini söyledi. Savaş dönemlerinin kadınlara erkeğin yönelik tamamlayıcısı rolünü bir zorunluluğa dönüştürdüğünü vurgulayan Dr. Güngör, “Kadınlara savaşçı erkek yetiştirme görevi üzerinde, yeni askerler yetiştirme vazifesi verilir. Annelik kadınların tek var olma biçimine dönüşür, doğurganlığı artırmak temel beden politikası haline gelir” şeklinde konuştu. Savaşların sembolik bir tecavüz sistemi olduğunu kaydeden Dr. Güngör, kadınların savaşlarda ilk hedef haline geldiğini vurguladı.
“SAVAŞ; GÖÇ, YOKSULLUK VE ŞİDDET YARATIYOR”
Savaşların istihdam alanları etkilediğini neticesinde göçlerin, yoksulluğun, eğitimsiz ve sağlıksız ortamların ortaya çıktığını belirten Dr. Güngör, “Savaşlar erkek dünyasında sorun çözümü içim meşru hale getirilir bu durum kadınlara şiddet olarak yansır. Ülkemizde kadın cinayetlerinin artışının temel nedenlerinden biridir. Ülkemizin doğu ve güneydoğu illerinde şiddetli çatışmalar yaşanmakta ve hepimizi etkilemekte” dedi. Türkiye'deki çatışmalı ortamda on binlerce insanın yaşamını yitirdiğini ve yaklaşık 2 milyon insanın göç etmek zorunda kaldığına vurgu yapan Dr. Güngör, 2014’te başlayan barış sürecinin sona ermesi ile birlikte daha büyük bir şiddet sarmalı için yaşamamıza yol açtığını söyledi.
Mersin’in tek kadın idarecisi olarak kongreye katılan Akdeniz Belediyesi Eşbaşkanı Yüksel Mutlu da yaptığı konuşmasında, “Ben Mersin’de tek kadın yerel yöneticiyim. Bu zor, yorucu ama bir o kadar da mutlu edici bir şey. Kadına, çocuğa yönelik şiddetin arttığı bir dönemde böyle kongrelere daha fazla ihtiyacımız var” dedi.
Konuşmaların ardından kongre sunumlarla devam etti.