“KATİLLER YENİLECEK! EMEK, BARIŞ, DEMOKRASİ KAZANACAK”


 

Mersin’de, Ankara Katliamının birinci yıl anma etkinliğinde yaşamını yitiren 01 can için güvercin uçuran emek ve demokrasi güçleri, “Katiller yenilecek? Emek, barış demokrasi kazanacak” mesajı verdi.

SONER AYDIN

Mersin’de Emek ve Demokrasi Platformu öncülüğünde bir araya gelen siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları ve sendikalar 10 Ekim Ankara Katliamı’nı anarak, yaşamını yitiren 101 yurttaş için 101 çam fidanı diktiler. 
68’liler Ormanı’nda düzenlenen etkinlikte Deniz Gezmiş ve arkadaşları için yapılan anıt önünde bir araya gelen grup, katliamda hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulundu. Üzerinde ölenlerin fotoğraflarının yer aldığı pankartın üzeri kırmızı karanfillerle süslendi. 
Etkinlikte bir de basın açıklaması yapıldı. Platform adına açıklamayı okuyan DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy okuduğu bildiride, barış çağrısını yineledi.

“GÖZ RENKLERİMİZ FARKLI OLSA DA, GÖZYAŞLARIMIZIN RENGİ AYNI” 
“Katiller yenilecek? Emek, barış demokrasi kazanacak” diyen Göksoy, “10 Ekim’de Devrimci İşçi Sendikaları (DESK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipler Birliği (TTB) tarafından düzenlenen, ‘Emek-Barış-Demokrasi Mitingine yönelik alçakça saldırıda yaşamını yitiren her bir barış güvercinimizi buradan bir kez daha anıyoruz.
10 Ekim’e giderken, emek ve demokrasi güçleri olarak bu mitinge çağrı yaparken kullandığımız bir slogan vardı. Diyorduk ki; ‘göz renklerimiz farklı olsa da, gözyaşlarımızın rengi aynıdır’. 
10 Ekim katliamı ile ülkemizin kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına her köşesine acı düştü. Ama göz rengimiz ne olursa olsun, gözyaşlarımız aynı renkti. Ağıtlarımız hangi dilde yakılırsa yakılsın aynı acıyı anlattı. Kalleşçe vurarak, öldürerek, bizi kardeşlikten, barıştan vazgeçireceğini sananlar bilsin ki ağıtlarımız, gözyaşlarımız, acılarımız ve öfkemizde birleşeceğiz. 

“BİRLEŞMELİYİZ”
Bizi hedef alan bombaların ardından yaralılarımıza ambulans değil üzerimize TOMA’lar gönderenlere karşı birleşmeliyiz. Adı, sanı, eşkali, belli olan bombacıları Ankara’nın göbeğinde kendilerini patlatana kadar yakalayamadıklarını itiraf edenlere karşı birleşmeliyiz. 10 Ekim katliamının ardından hiçbir sorumlunun mahkemelerde hesap vermediği, tek bir kişinin bile istifa etmediği bu düzene karşı birleşmeliyiz. Ölenlerin ardından düzenlediğimiz anmalara, cenazelere saldıranlara, bu anmalara-cenazelere katılanlara davalar açanlara karşı birleşmeliyiz” dedi. 

SAVAŞLARIN BEDELİNİ İŞÇİLER, YOKSULLAR ÖDÜYOR
Savaşlar ve çatışmaların bedelini işçilerin, sendikaların, yoksulların ödediğini söyleyen Göksoy, “Savaşlarda işçilerin, emekçilerin, yoksulların çocukları ölür. Savaş ve çatışma ortamında kaynaklar, ekmek için, aş için, işçi için değil silah tüccarları için harcanır. 
En önemlisi de savaşlarda ve çatışmalarda işçi sınıfı birbirine düşman edilir. Savaşlarda işçi sınıfın birliği, bütünlüğü parçalanır. Barışın, kardeşliğin olmadığı yerde işçi sınıfı bölünür, parçalanır. İşçi sınıfının birliğinin sağlanamadığı her koşulda sermaye kazanır. İşçiler emekçiler bir olmazsa sarayları, servetleri olanlar kazanır. Barış olmayınca işçi sınıfının sorunları gölgede bırakılır ve bastırılır.  

EMEĞE, DEMOKRASİYE VE BARIŞA DARBE…
Son bir yılda bu oyunu daha net gördük, daha net anladık. Katliamlarda, terör eylemlerinde, çatışmalarda binlerce insan yaşamını yitirdi. Hukuki olmamakla birlikte fiilen başkanlık rejimine geçme çabaları hızlandı. Parlamento işlevsiz hale getirildi. Yürütmenin vesayeti altına giren hukuk sistemi çöktü. Ve son olarak da bu ortamı fırsat bilenlerin tezgahladığı kanlı bir darbe girişimi söz konusu oldu. Bu girişimin ardından, darbecilerin yapamadığı her şey OHAL ve KHK’lar ile yapılmaya başlandı. Emeğe, demokrasiye ve barışa yönelik darbeler gündeme getirildi. Bombalanan meclis, güçlendirileceğine daha da işlevsizleşti, belediyelerde seçilmişlerin yerine yandaşlar atandı. Gazeteceler, radyolar, televizyon susturuldu. Barış isteyen akademisyenler ve öğretmenler görevden uzaklaştırıldı. Emeğin hakları budanırken hak araması engellendi. Hukuk ve temel insan hakları tamamen rafa kaldırıldı. 

“YAŞASIN HALKLARIN KARDEŞLİĞİ”
10 Ekim’in üzerinden bir yıl geçti ve ülkemiz maalesef 10 Ekim Emek-Barış-Demokrasi Mitinginde ifade etmek istediğimiz taleplerden daha da uzaklaştı. 10 Ekim’de yitirdiğimiz güvercinlerimizi anarken en fazla hatırlamamız gereken ve hatırlatmamız gereken, bu taleplerimiz ve özlemlerimizdir. Barış içinde, kardeşçe, özgürce, insanca yaşadığı ve yaşatıldığı bir ülke için mücadele etmek 10 Ekim’e yitirdiğimiz güvercinlerimize borcumuzdur. Er yada geç, katiller kaybedecek, eme-barış-demokrasi kazanacak. 10 Ekim mitinginde bu alçakça saldırı olmasaydı emek, demokrasi ve barış güçleri adına yapılması planlanan konuşmanın son cümlesini alanlarda defalarca haykıracağız: ‘Emek-Barış-Demokrasi için yaşasın işçilerin ve emekçilerin birliği, yaşasın halkların kardeşliği” diye konuştu.


   

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!


  HABERCİ GAZETESİ
 

  HABER ARAMA
 
  

  HABERCİ SPOR
 


  BİK İLANLAR
 




  SOSYAL MEDYA
 

  NÖBETÇİ ECZANELER
 
 

 




sanalbasin.com üyesidir

 
         
ANASAYFA HABER ARŞİVİ KÜNYE İLETİŞİM GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
mersinhaberci.com © Copyright 2016-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA