Haber Merkezi
Mersin Üniversitesi (MEÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından Günümüz Halkbilimi Araştırmaları konulu bir panel düzenlendi. Prof. Dr. Vural Ülkü Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen panelde; halkbiliminin ülkemizdeki tarihi ve gelişimi, aşıklık geleneği ile masal ve destanların günümüzdeki kullanımına ilişkin bilgiler verildi.
Başkanlığını Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nilgün Çıblak Coşkun'un yaptığı panelin konuşmacıları; halkbilimi alanının önemli isimlerinden Nail Tan, Cumhuriyet Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Doğan Kaya ve Hitit Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Atiye Nazlı oldu.
BATI HALK BİLİMİNİ, 19. YÜZYILDA ÖĞRENMEYE BAŞLADI
Milli Folklor Enstitüsü'nün müdürlüğünü yürüten ve uzun yıllar halkbilimi alanında çalıştıktan sonra Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştirme Genel Müdürü (HAGEM) olan Nail Tan, paneldeki konuşmasında hem kendi meslek yaşamındaki çalışmaları hem de ülkemizdeki halkbilimi çalışmalarıyla ilgili bilgi verdi. Halkbiliminin batı dünyasında 19'uncu yüzyılda öğretim konusu olduğunu hatırlatan Tan, Türkiye'de ise halkbiliminin farkına 1900'lü yılların başında varıldığını belirtti. Halkbilimi çalışmalarının öncülüğünü Rıza Bölükbaşı, Fuat Köprülü, Ziya Gökalp gibi isimlerin yaptığını söyleyen Tan, ilk resmi halkbilimi çalışmalarının 1927'de Anadolu Folklor Derneği'nin kurulmasıyla başlatıldığını sözlerine ekledi. Milli Folklor Enstitüsü'nün 1966 yılında Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde kurulduğunu daha sonra daire başkanlığı ve en sonunda genel müdürlük olarak hizmetlerini sürdürdüğünü ifade eden Tan, bu çalışmalar sonrasında üniversitelerde halkbilimi kürsülerinin kurulduğunu nihayet bugün üniversitelerde halkbilimi ve halk edebiyatı derslerinin verilmeye başlandığını kaydetti. "Türkiye'de halkbilimi araştırmalarının merkezi üniversitelerdir diyen Tan, Türkiye'de bir bilimler akademisi kurulması ve bu alanların akademi bünyesinde çalışma yürütmesi gerekliliğine işaret etti.
YAŞAYAN KADIN AŞIKLARA DİKKAT ÇEKİLDİ
Aşık edebiyatı ve Sivas aşıklarıyla ilgili önemli çalışmalar yapan Yrd. Doç. Dr. Doğan Akın ise halkbilimi alanında aşıklık geleneğinden söz eden bir konuşma yaptı. Aşk, aşık, aşıklık geleneği, aşık edebiyatı, şair, ozan, halk şairi gibi kavramları açıklayan Yrd. Doç. Dr. Akın, aşık edebiyatında imza olarak kullanılan 'mahlas'lara dikkat çekti. Mektep olarak kabul edilen 'aşık kolu' ve doğaçlama söylenen şiir anlamına gelen 'iritcalen şiir' kavramları hakkında ayrıntılı bilgi veren ve bu kavramların aşıklık geleneğindeki öneminden bahseden Yrd. Doç. Dr. Akın, Anadolu'da yaşayan kadın aşıkların varlığına da vurgu yaptı. Yrd. Doç. Dr. Akın öğrencilere, çok okumaları ve derleme yapmaları tavsiyesinde bulundu.
"MASALLAR SADECE ÇOCUKLAR İÇİN DEĞİLDİR”
Yrd. Doç. Dr. Atiye Nazlı da Türk geleneğinin önemli anlatı türleri olan masal ve destanlar hakkında konuştu. "Masallar sadece çocuklar için değildir. Özellikle Binbir Gece Masalları, Binbir Gündüz Masalları ya da Ezop Masallarını çocuklara anlatamazsınız, anlamazlar. Onları sadece yetişkinler anlar" diyen Yrd. Doç. Dr. Nazlı, kendi masal ve destanlarımızı okumadığımızın, onlar hakkında bilgi sahibi olmadığımızın altını çizdi. Destansı unsurlar içeren "Game of Thrones" gibi yabancı dizilerin ilgiyle takip edildiği ancak kendi özümüzün bilinmediği eleştirisini yapan Yrd. Doç. Dr. Nazlı, televizyonda izlediğimiz dizi ve filmlerde, masal ve destan gibi pek çok halkbilimi unsurunun kullanıldığını söyleyerek "Her millet ait olduğu kültürün kodlarını kullanır" dedi.
Panelin sonunda konuşmacılar, dinleyicilerden gelen soruları yanıtladı.